Şarkıcı Çelik, yıllar süren suskunluğunu bozdu! Polis, sorguda ne yapmasını istedi?
Şarkıcı Çelik Erişçi yıllar süren suskunluğunu TRT Radyo Haber'de yayınlanan gazeteciler Erdal Kılınç ve Toygun Atilla'nın hazırladığı Türkiye'nin Davası programında bozdu.
Şarkıcı Çelik Erişçi mesleğinin zirvesindeydi. Yaptığı şarkılar milyonlara ulaşıyordu. Atatürk'e olan sevgisini, bağlılığını, şarkılarına da yansıtıyordu.2000'li yılların başında bir anda herşey ters düz oldu. Bir anda hakkında tarikatçı olduğu iddiaları ortaya atıldı. "Dost Tarikatı" mensubu olduğu öne sürüldü. Ardından şarkı sözlerinin ve bestelerinin "çalıntı" olduğu iddiası geldi. Son olarak ise, 2009'da firari FETÖ'cü savcı Zekeriya Öz'ün hedefiydi. Yakın dostları Necip Hablemitoğlu ve emekli binbaşı İhsan Güven cinayete kurban gitmiş, Çelik ise yaşıyordu. Bu durum savcı Öz'e göre manidardı. Çelik Erişçi şüpheliydi. Şarkıcı Çelil Erişçi yıllar süren suskunluğunu TRT Radyo Haber'de yayınlanan gazeteciler Erdal Kılınç ve Toygun Atilla'nın hazırladığı Türkiye'nin Davası'nda bozdu.
FETÖ RADARINA GİREN RÖPORTAJ
Şarkıcı Çelik Erişçi, 1994'te Hürriyet Gazetesi'ne verdiği bir röportajda "Aydını Eşber Yağmurdereli, sanat güneşi Zeki Müren, Başbakanı'da Ecevit gibi, cemaat liderlerine kırmızı pasaport veren bir ülkeden bir şey olmaz" dediğinde henüz 24 yaşındaydı. Bu söz FETÖ'nün radarına takılıp, hedef olması için yeterliydi. 2002'den sonra ise ardı ardına sistematik saldırılara maruz kaldı.
"ALGI OPERASYONLARI İLE HEDEF YAPILDIM"
Şarkıcı Çelik Erişçi, TRT Radyo Haberde yayınlanan Türkiye'nin Davası programında, Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra "Algı" operasyonlarının farkına vardığını belirterek kendisinin de FETÖ'nün "Algı" operasyonlarının kurbanı olduğunun altını çizerek, "Mesala sen dine çok inanıyorsun sana ateist diyorlar. Sen askersin, seni vatan haninliği ile suçluyorlar, Sen, Atatürkçü'sün en karşıtı kimse onla suçluyorlar. Ergenekon benim ülkemin destanı kardeşim. Öyle bir ad koyuyorlar ki, o ad leş oluyor. Tarikat iddiaları da böyledir, bir isim koyuyor. O senin üstüne yapışıyor.Halen günümüzün tartışmalarını biz o operasyonlar üzerinden karşılıyoruz" dedi.
SORGUDA, POLİSLER ŞARKI SÖYLEMESİNİ İSTEMİŞ
Emekli Binbaşı İhsan Güven'in eşi ile birlikte Tuzla'daki evinde öldürülmesinden sonra ifade verdiği sırada polislerin kendisinden şarkı söylemesini istediğini belirterek, "
Polis sorgusunda çok büyük bir psikolojik baskı oluyor. Özü şu, bir tanesi dedi ki ,"şarkı söylesene bana". Kuş kadar beyni olan biri orda kameraların olduğunu bilir. Senin kayıt altına alındığını, karşılıklı iyi yada kötü kişiler tarafından çapraz sorgulandığını bilir. Onu yaptığı sırada sana “bana şarkı söyler misin” der. Böyle bir baskı .Arka sonu çok ciddi bir niyet o. Artık dümen suyu neyse sizi oraya getirecek o. Baskı neyse sizi oraya getirecek o. Baskıyı hissettim orda."
OPERASYONLARLA SAVUNMASIZ HALE GETİRDİLER
Sistematik "algı" operasyonları ile adeta linç ediliğini söyleyen Çelik Erişçi, "Ben paramparça edildim medyada. Mesala, bir gazetede benim ağzımdan “Ben Atatürkçü değilim” diye koca bir manşet atıldı. Biz bunun gerçek olmadığının kayıtlarını mahkemeye götürdük. Asla böyle bir şey söylemediğim kayıtlarda ortada. Mahkemeyi kazandık. Buna rağmen bu manşeti atan gazete tekzibi yayınlamadı. Yayınlamadılar. Yani sistem kendinizi savunamaz hale getiriyor. Şöyle düşünün, Ergenekon sonrası operasyonlarda saldırı altında olanlar kendilerini savunabildiler mi ? Hedef budur. Karşısındakilerini kendini savunamaz hale getirmek. Ben, "şarkılarımın çalıntı" olduğu şeklindeki iddialar da dahil tüm mahkemeleri kazandım. Ama bunu kim biliyor ? Asıl problem şu hukukla ilgili problem. Ben bunların içerisinde ne teşhis ettim. Adalet ve hukuk yok mu ? Yandın Kendini ifade edemiyorsun. Mahkemeye gidiyorsun mahkeme seni haklı buluyor. Belgelerini çıkartıyorsun, ortaya koyuyorsun. Geliyorsun gazeteye bunu yayınla… Yayınlamıyor. Nasıl bir güç… Burda çok büyük güç var. "
ATATÜRK ŞARKILARI YAPTIM DİYE ELEŞTİRİLDİM
1994'te yaptığı ve milyonlara ulaşan "Benimle Kal" adlı albümüne koyduğu "Atatürk" şarkıları nedeniyle eleştirilere maruz kaldığını belirten Çelik Erişçi, "İlk aldığı tepkilerden sonra gücendim."Ey Türk Gençliği" halamın oğluna yapılmış, bana yapılmamış gibi bir tepki görüyorsun. Kardeşim, “Ey Türk Gençliği”. İşte gencim…Bana söylemiş. "Sana mı kaldı kardeşim Atatürk" böyle eleştirdiler beni. Ee size kaldıysa 15 Temmuz niye oldu abi ? Böyle çok ciddi bir problem var. Yani o günlerde bizim büyüğümüz olan ve bize, " niye bunları söylüyorsun kardeşim diyenler" 15 Temmuz gelince de dağıldılar bu sefer. O yüzden, toplumdaki herkesin, her söylediğine ,devlet aklı dediğimiz şey dikkat etmek zorunda. Bunları dikkate alacak .. 24 yaşında bir çocuk çok ciddi bir şey söylüyor. Sen onu dikkate almıyorsun. 15 Temmuz’da iş bizim üstümüze savaş açılması olarak sonuçlanıyor."
"HABLEMİTOĞLU GİBİLERİNİN UYARILARINI DİKKATE ALMAZSSAN 15 TEMMUZ OLUR"
2002'de katledilen Necip Hablemitoğlu'nun toplumu FETÖ konusunda uyardığının altını çizen Erşiçi, "2002’deki vefatından önce yazılmış Köstebek isimli Hablemitoğlu’nun kitabı var. Adresleri ile yazıyor, örgütü. Sen ona dikkat etmezsen, 15 Temmuz oluyor işte. Edicen mi etmeyecek misin ? Kusur ya da eksik anlamında söylemiyorum ama günlük hayatın ve devlet aklı gibi düşündüğümüz toplumumuzun tamamen hayatı maç dizi vs üzerinden kurgulanırsa senin üstüne 15 Temmuz geldiğinde sen hazırlıksız yakalanırsın. Halbuki orda, rahmetli Necip Hablemitoğlu canını feda etmiş. Ülkedekiler zarar görmesin diye"
15 TEMMUZ'U DOĞRU ANLADIK MI ?
"Ama işin realitesi, benim ülkem 15 Temmuz gibi bir olay gördü. Yani biz bunu ne kadar anladık, anlamadık onu tam bilmiyorum. Neler oldu, bizim ülke tam anladı mı, anlamadı mı ? Onu da bilmiyorum. Ama ben çok ciddi bir olay geçirdiğimizi düşünüyorum. Ülke çok büyük bir saldırı aldı. Bu saldırıdan sonra gördük ki, bizim ülkemizde hiç farketmediğimiz ittiğimiz ya da operasyonlarla ekarte edilmiş olan Necip Hablemitoğlu gibi, insanlar var ve bu insanlar ne olacağını söylemişler. Fakat bizim bunlardan hiç haberimiz olmamış"
DEVLETİMİN YANINDAYIM
Çelik Erişçi, 15 Temmuz darbe girişimin ardından Yenikapı'da yapılan "Demokrasi ve Şehitler Mitingine giderek, destek verdiğini belirterek, "15 Temmuz’dan sonra bir şey anlaşıldı. Senin devletinin her tarafı ele geçirilmiş. Ele geçirilmediyse de ele geçirmek için çok büyük hamle yapılmış. Allah’tan da devlet güçlü bir devlet vatandaşı ile sokakta tankın altına yatanı ile bütün refleksi ile buna karşı çıktı. Aynı düşünürsün veya düşünmezsin biz Yenikapı’daki mitinge gidip destek verdik. Bu, "biz devletimizin yanındayız" demek. Partinin başında kim var? Şu oluşumun başında kim var ? Bunlar ayrı siyasi tartışmalar. Yani birisi yol yapmak istiyor, öbürü yol burdan değil de burdan diyor. Bu siyasetle ilgili bir şey . Yani toplum yönetimi ile ilgili bir şey. Devlet söz konusu olduğunda… Çağrı şu; “Kardeşim karşımızda bir düşman var. Beraber duruyor muyuz, durmuyoruz ? Bilinç olarak, vatandaş olarak, Çelik olarak, her zaman devletimin yanındayım"
SOSYAL MEDYADA BAYRAK RESMİ KOYMAKLA İŞ ÇÖZÜLMEZ
Toplumsal bilinç ve tavır noktasında eleştirilerde bulunan Erişçi, "Herkes televizyonun arkasına ya da sosyal medyanın arkasına saklanıyor, şehitler olduğunda keyfine bakıyor. Orda şehitler var. Bayrak resmi koyunca iş çözüldü zannediyor. Öyle, olmuyor ama"
LİNÇ ETMEYİN, DİNLEYİN
Türkiye'de linç kültürünün giderek arttığına ve kendisi gibi düşünmeyen insanların linç edildiğine vurgu yapan Çelik Erişçi, bir dönem Aysun Kayacı'nın da benzer bir lince maruz kaldığını belirterek, "Ülkede biri birşeyler söylediğinde bizim alışkanlığımız linç. Onu linç edicez. Ne dediğini dinle. Ona değer ver. O senin vatandaşın. Dinlemeyip linç ediyoruz, yok ediyoruz, geçip ondan sonra oturuyoruz.Her türlü bilgiyi devlet aklı değerlendirecek, ona göre yapılanacak, bütün unsurları bilinçli olacak. Askeri de bilinçli olacak, avukatı da…. Muhalif de, tabi bilinçli olacak çıkıp televizyona söyleyecek fikrini.. Söyleyecek ama bu öyle bir muhalefet olacak ki , devletin asli fikri zarar görmesin"
"BU MEMLEKET İYİ MEMLEKETTİR"
Ülkenin içinde bulunduğu zor şartları atlatacağına inancının tam olduğunu belirten Çelik Erişçi, "Ama benim inancım şu; Asırlardır devlet kurma yeteneğine sahip asil ve büyük Türk milleti var. Bu bir deneyim. Bu 3 günde kazanılmaz. Bu, sadece Kurtuluş savaşında kazanılmış bir deneyim değil. Bu Hunlar döneminden başlamış. Bu bir gelenek.
15 Temmuz'da hayal görmediysem tankın altına yatan insan gördüm. Bizim memleket iyi bir memlekettir. Çok normal adam işi değil o tankın altına yatmak. Ben gördüm bunu. Evet zor günler geçiyor, ama biz zor günlerde bir araya gelmeyi ve bu ülke için hep beraber bir arada durmayı becerebilen bir milletiz diye düşünüyorum"
"BAŞKA 15 TEMMUZLAR YAŞANMASIN. "
15 Temmuz darbe girişiminden sonuçlar çıkartmamız ve bir daha benzer acılar yaşamamız gerektiğini vurgulayan Çelik Erişçi, "A harfini bilmeyen birisi adalet hakkında vaaz veriyor televizyonda .. Olmaz. Dolayısı ile biz televizyonlara kimi çıkartmalıyız, kim konuşacak ? Bununla ilgili bilinç oluşması lazım. Toplum, bugün bu geçirdiğimiz olaylardan ders alması lazım . Şimdi bizim 20 tane, 15 Temmuz geçirmemiz lazım. Ayıp olur. Çok büyük hakaret olur kendimize. 1 tane oldu, artık ona göre önlemini al. İkincisi, 3'ncü, 23'ncü 15 Temmuz'lar olmasın. 23'ncü de, "sen buna alışmışmışsın" derler. Başka bir şey olur onun adı. Sıkıntı olur bize. Ben dikkat gerektiğini düşünüyorum"
"HABLEMİTOĞLU GİBİ İNSANLARIN SÖYLEDİKLERİNDEN HABERİMİZ OLMAMIŞ"
"Ama işin realitesi, benim ülkem 15 Temmuz gibi bir olay gördü. Yani biz bunu ne kadar anladık, anlamadık onu tam bilmiyorum. Ama ben çok ciddi bir olay geçirdiğimizi düşünüyorum. Ülke çok büyük bir saldırı aldı. Bu saldırı da anladık ki, bizim ülkemizde hiç farketmediğimiz ittiğimiz ya da operasyonlarla ekarte edilmiş olan Necip Hablemitoğlu gibi, insanlar var ve bu insanlar ne olacağını söylemişler. Fakat bizim bunlardan hiç haberimiz olmamış"
FETÖ RADARINA GİREN RÖPORTAJ
Şarkıcı Çelik Erişçi, 1994'te Hürriyet Gazetesi'ne verdiği bir röportajda "Aydını Eşber Yağmurdereli, sanat güneşi Zeki Müren, Başbakanı'da Ecevit gibi, cemaat liderlerine kırmızı pasaport veren bir ülkeden bir şey olmaz" dediğinde henüz 24 yaşındaydı. Bu söz FETÖ'nün radarına takılıp, hedef olması için yeterliydi. 2002'den sonra ise ardı ardına sistematik saldırılara maruz kaldı.
"ALGI OPERASYONLARI İLE HEDEF YAPILDIM"
Şarkıcı Çelik Erişçi, TRT Radyo Haberde yayınlanan Türkiye'nin Davası programında, Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra "Algı" operasyonlarının farkına vardığını belirterek kendisinin de FETÖ'nün "Algı" operasyonlarının kurbanı olduğunun altını çizerek, "Mesala sen dine çok inanıyorsun sana ateist diyorlar. Sen askersin, seni vatan haninliği ile suçluyorlar, Sen, Atatürkçü'sün en karşıtı kimse onla suçluyorlar. Ergenekon benim ülkemin destanı kardeşim. Öyle bir ad koyuyorlar ki, o ad leş oluyor. Tarikat iddiaları da böyledir, bir isim koyuyor. O senin üstüne yapışıyor.Halen günümüzün tartışmalarını biz o operasyonlar üzerinden karşılıyoruz" dedi.
SORGUDA, POLİSLER ŞARKI SÖYLEMESİNİ İSTEMİŞ
Emekli Binbaşı İhsan Güven'in eşi ile birlikte Tuzla'daki evinde öldürülmesinden sonra ifade verdiği sırada polislerin kendisinden şarkı söylemesini istediğini belirterek, "
Polis sorgusunda çok büyük bir psikolojik baskı oluyor. Özü şu, bir tanesi dedi ki ,"şarkı söylesene bana". Kuş kadar beyni olan biri orda kameraların olduğunu bilir. Senin kayıt altına alındığını, karşılıklı iyi yada kötü kişiler tarafından çapraz sorgulandığını bilir. Onu yaptığı sırada sana “bana şarkı söyler misin” der. Böyle bir baskı .Arka sonu çok ciddi bir niyet o. Artık dümen suyu neyse sizi oraya getirecek o. Baskı neyse sizi oraya getirecek o. Baskıyı hissettim orda."
OPERASYONLARLA SAVUNMASIZ HALE GETİRDİLER
Sistematik "algı" operasyonları ile adeta linç ediliğini söyleyen Çelik Erişçi, "Ben paramparça edildim medyada. Mesala, bir gazetede benim ağzımdan “Ben Atatürkçü değilim” diye koca bir manşet atıldı. Biz bunun gerçek olmadığının kayıtlarını mahkemeye götürdük. Asla böyle bir şey söylemediğim kayıtlarda ortada. Mahkemeyi kazandık. Buna rağmen bu manşeti atan gazete tekzibi yayınlamadı. Yayınlamadılar. Yani sistem kendinizi savunamaz hale getiriyor. Şöyle düşünün, Ergenekon sonrası operasyonlarda saldırı altında olanlar kendilerini savunabildiler mi ? Hedef budur. Karşısındakilerini kendini savunamaz hale getirmek. Ben, "şarkılarımın çalıntı" olduğu şeklindeki iddialar da dahil tüm mahkemeleri kazandım. Ama bunu kim biliyor ? Asıl problem şu hukukla ilgili problem. Ben bunların içerisinde ne teşhis ettim. Adalet ve hukuk yok mu ? Yandın Kendini ifade edemiyorsun. Mahkemeye gidiyorsun mahkeme seni haklı buluyor. Belgelerini çıkartıyorsun, ortaya koyuyorsun. Geliyorsun gazeteye bunu yayınla… Yayınlamıyor. Nasıl bir güç… Burda çok büyük güç var. "
ATATÜRK ŞARKILARI YAPTIM DİYE ELEŞTİRİLDİM
1994'te yaptığı ve milyonlara ulaşan "Benimle Kal" adlı albümüne koyduğu "Atatürk" şarkıları nedeniyle eleştirilere maruz kaldığını belirten Çelik Erişçi, "İlk aldığı tepkilerden sonra gücendim."Ey Türk Gençliği" halamın oğluna yapılmış, bana yapılmamış gibi bir tepki görüyorsun. Kardeşim, “Ey Türk Gençliği”. İşte gencim…Bana söylemiş. "Sana mı kaldı kardeşim Atatürk" böyle eleştirdiler beni. Ee size kaldıysa 15 Temmuz niye oldu abi ? Böyle çok ciddi bir problem var. Yani o günlerde bizim büyüğümüz olan ve bize, " niye bunları söylüyorsun kardeşim diyenler" 15 Temmuz gelince de dağıldılar bu sefer. O yüzden, toplumdaki herkesin, her söylediğine ,devlet aklı dediğimiz şey dikkat etmek zorunda. Bunları dikkate alacak .. 24 yaşında bir çocuk çok ciddi bir şey söylüyor. Sen onu dikkate almıyorsun. 15 Temmuz’da iş bizim üstümüze savaş açılması olarak sonuçlanıyor."
"HABLEMİTOĞLU GİBİLERİNİN UYARILARINI DİKKATE ALMAZSSAN 15 TEMMUZ OLUR"
2002'de katledilen Necip Hablemitoğlu'nun toplumu FETÖ konusunda uyardığının altını çizen Erşiçi, "2002’deki vefatından önce yazılmış Köstebek isimli Hablemitoğlu’nun kitabı var. Adresleri ile yazıyor, örgütü. Sen ona dikkat etmezsen, 15 Temmuz oluyor işte. Edicen mi etmeyecek misin ? Kusur ya da eksik anlamında söylemiyorum ama günlük hayatın ve devlet aklı gibi düşündüğümüz toplumumuzun tamamen hayatı maç dizi vs üzerinden kurgulanırsa senin üstüne 15 Temmuz geldiğinde sen hazırlıksız yakalanırsın. Halbuki orda, rahmetli Necip Hablemitoğlu canını feda etmiş. Ülkedekiler zarar görmesin diye"
15 TEMMUZ'U DOĞRU ANLADIK MI ?
"Ama işin realitesi, benim ülkem 15 Temmuz gibi bir olay gördü. Yani biz bunu ne kadar anladık, anlamadık onu tam bilmiyorum. Neler oldu, bizim ülke tam anladı mı, anlamadı mı ? Onu da bilmiyorum. Ama ben çok ciddi bir olay geçirdiğimizi düşünüyorum. Ülke çok büyük bir saldırı aldı. Bu saldırıdan sonra gördük ki, bizim ülkemizde hiç farketmediğimiz ittiğimiz ya da operasyonlarla ekarte edilmiş olan Necip Hablemitoğlu gibi, insanlar var ve bu insanlar ne olacağını söylemişler. Fakat bizim bunlardan hiç haberimiz olmamış"
DEVLETİMİN YANINDAYIM
Çelik Erişçi, 15 Temmuz darbe girişimin ardından Yenikapı'da yapılan "Demokrasi ve Şehitler Mitingine giderek, destek verdiğini belirterek, "15 Temmuz’dan sonra bir şey anlaşıldı. Senin devletinin her tarafı ele geçirilmiş. Ele geçirilmediyse de ele geçirmek için çok büyük hamle yapılmış. Allah’tan da devlet güçlü bir devlet vatandaşı ile sokakta tankın altına yatanı ile bütün refleksi ile buna karşı çıktı. Aynı düşünürsün veya düşünmezsin biz Yenikapı’daki mitinge gidip destek verdik. Bu, "biz devletimizin yanındayız" demek. Partinin başında kim var? Şu oluşumun başında kim var ? Bunlar ayrı siyasi tartışmalar. Yani birisi yol yapmak istiyor, öbürü yol burdan değil de burdan diyor. Bu siyasetle ilgili bir şey . Yani toplum yönetimi ile ilgili bir şey. Devlet söz konusu olduğunda… Çağrı şu; “Kardeşim karşımızda bir düşman var. Beraber duruyor muyuz, durmuyoruz ? Bilinç olarak, vatandaş olarak, Çelik olarak, her zaman devletimin yanındayım"
SOSYAL MEDYADA BAYRAK RESMİ KOYMAKLA İŞ ÇÖZÜLMEZ
Toplumsal bilinç ve tavır noktasında eleştirilerde bulunan Erişçi, "Herkes televizyonun arkasına ya da sosyal medyanın arkasına saklanıyor, şehitler olduğunda keyfine bakıyor. Orda şehitler var. Bayrak resmi koyunca iş çözüldü zannediyor. Öyle, olmuyor ama"
LİNÇ ETMEYİN, DİNLEYİN
Türkiye'de linç kültürünün giderek arttığına ve kendisi gibi düşünmeyen insanların linç edildiğine vurgu yapan Çelik Erişçi, bir dönem Aysun Kayacı'nın da benzer bir lince maruz kaldığını belirterek, "Ülkede biri birşeyler söylediğinde bizim alışkanlığımız linç. Onu linç edicez. Ne dediğini dinle. Ona değer ver. O senin vatandaşın. Dinlemeyip linç ediyoruz, yok ediyoruz, geçip ondan sonra oturuyoruz.Her türlü bilgiyi devlet aklı değerlendirecek, ona göre yapılanacak, bütün unsurları bilinçli olacak. Askeri de bilinçli olacak, avukatı da…. Muhalif de, tabi bilinçli olacak çıkıp televizyona söyleyecek fikrini.. Söyleyecek ama bu öyle bir muhalefet olacak ki , devletin asli fikri zarar görmesin"
"BU MEMLEKET İYİ MEMLEKETTİR"
Ülkenin içinde bulunduğu zor şartları atlatacağına inancının tam olduğunu belirten Çelik Erişçi, "Ama benim inancım şu; Asırlardır devlet kurma yeteneğine sahip asil ve büyük Türk milleti var. Bu bir deneyim. Bu 3 günde kazanılmaz. Bu, sadece Kurtuluş savaşında kazanılmış bir deneyim değil. Bu Hunlar döneminden başlamış. Bu bir gelenek.
15 Temmuz'da hayal görmediysem tankın altına yatan insan gördüm. Bizim memleket iyi bir memlekettir. Çok normal adam işi değil o tankın altına yatmak. Ben gördüm bunu. Evet zor günler geçiyor, ama biz zor günlerde bir araya gelmeyi ve bu ülke için hep beraber bir arada durmayı becerebilen bir milletiz diye düşünüyorum"
"BAŞKA 15 TEMMUZLAR YAŞANMASIN. "
15 Temmuz darbe girişiminden sonuçlar çıkartmamız ve bir daha benzer acılar yaşamamız gerektiğini vurgulayan Çelik Erişçi, "A harfini bilmeyen birisi adalet hakkında vaaz veriyor televizyonda .. Olmaz. Dolayısı ile biz televizyonlara kimi çıkartmalıyız, kim konuşacak ? Bununla ilgili bilinç oluşması lazım. Toplum, bugün bu geçirdiğimiz olaylardan ders alması lazım . Şimdi bizim 20 tane, 15 Temmuz geçirmemiz lazım. Ayıp olur. Çok büyük hakaret olur kendimize. 1 tane oldu, artık ona göre önlemini al. İkincisi, 3'ncü, 23'ncü 15 Temmuz'lar olmasın. 23'ncü de, "sen buna alışmışmışsın" derler. Başka bir şey olur onun adı. Sıkıntı olur bize. Ben dikkat gerektiğini düşünüyorum"
"HABLEMİTOĞLU GİBİ İNSANLARIN SÖYLEDİKLERİNDEN HABERİMİZ OLMAMIŞ"
"Ama işin realitesi, benim ülkem 15 Temmuz gibi bir olay gördü. Yani biz bunu ne kadar anladık, anlamadık onu tam bilmiyorum. Ama ben çok ciddi bir olay geçirdiğimizi düşünüyorum. Ülke çok büyük bir saldırı aldı. Bu saldırı da anladık ki, bizim ülkemizde hiç farketmediğimiz ittiğimiz ya da operasyonlarla ekarte edilmiş olan Necip Hablemitoğlu gibi, insanlar var ve bu insanlar ne olacağını söylemişler. Fakat bizim bunlardan hiç haberimiz olmamış"