SANA 'İSTİFA ET' DİYEN KİM? EYÜP CAN'DAN ÖZKÖK'E JET YANIT!

"Türklükten istifa ediyorum" diyen Özkök'e jet yanıt, köşesinde eleştirdiği Radikal yazarı Eyüp Can'dan geldi.

Radikal genel yayın yönetmeni Eyüp Can’ı ve Radikal yazarı Akif Beki’yi kendisine yönelttikleri eleştiriler nedeniyle suçlayan ve köşesinde "çözüme en büyük katkıyı yapmak için Türklükten istifa ediyorum" yazan Özkök’e jet yanıt.

Kendisine getirilen bir eleştirinin yayınlandığı gün, köşesinde o eleştiriye yanıt vermeyi başaran ilk yazar olarak Türk basın tarihine geçen Eyüp Can, "Özkök’e istifa et diyen kim?" başlıklı yazısında dün yaptığı telefon görüşmesini bakın nasıl anlattı:

Sabah ilk arayan Ertuğrul Özkök oldu. Hem neşeli hem kızgın. Öyledir Özkök...

Kızsa da neşesini yitirmez, neşelense de kızmaktan ve kızdırmaktan vazgeçmez...

“Arkadaş, Türkiye’nin en etkili gazetesini yapıyorsun...” diye başladı söze. O an anladım Özkök ‘överek dövme’ girizgâhı yapıyor...

Bu yüzden kendimi övgünün tatlı kucağına atmak yerine merakla yerginin sert rüzgârını bekledim. “İstifa ediyorum” dedi.

Anlamadım!

“Türklükten istifa ediyorum” diye tekrar etti.

Yine anlamadım!

* * *

“Madem Türklerin hassasiyetinden bahsettiğim için çözümün önündeki engel olarak beni görüyorsunuz, ben de çözüm sürecine engel olmamak için bugün itibariyle Türklükten istifa ediyorum” dedi.

Hımmm, şimdi anladım...

Ama yine de “Ertuğrul Bey, siz yarın için kendinize eğlenceli bir konu bulmuşsunuz” diyemedim.

Çünkü dememe fırsat bırakmadan o “Yarın köşemde Türklükten istifa ettiğimi açıkladım” dedi.

Artık Türklükten istifa ettiği için bir Haymatlos (vatansız) olarak yaşayacakmış. “Madem herkes bana yükleniyor, en iyisi ben aradan çekilim” demeye karar vermiş.

Tabii bunlar işin şakası, bir de meselenin ciddi kısmı var.

Belli ki Özkök, Kadir İnanır’ın Radikal’e verdiği söyleşide kendisiyle ilgili söylediği sözlere içerlemiş... Ne diyordu Kadir İnanır:

“Gerçek Türk milliyetçisi, bu topraklarda yaşayan herkesin eşit haklara sahip olmasını ister. Türk olmaktan ‘ne mutlu’ ise Kürt sorununun çözülmesini ister. Bazı şeyleri çok büyütmemeli. İmralı’yla görüşme başladı, kıyamet mi koptu? Hayır. Demek ki bu ülkede artık Türk veya Kürt hassasiyetinden daha büyük bir şey var: Barış hasreti. Kimse artık kavga istemiyor...”

Özkök de dünkü köşesinde diyor ki: “Sevgili Kadir, ben bu süreci sonuna kadar destekliyorum, beni ikna etmen kolay, sen bu söylediklerini önce Karadenizlilere anlat...”

Kadir İnanır’ın cevabı ne olur, Karadeniz turuna çıkar mı bilemem... Ama benim cevabım net...

İmralı süreciyle ilgili ilk yazılarımda hep Şerafettin Elçi’nin şu sözüne atıf yaptım:

“Çözüm için Türklerin ikna Kürtlerin tatmin edilmesi gerekiyor.”

Böylesine kompleks bir sorunun çözümünde tarafların hassasiyetleri, meselenin psikolojik yönetimi elbette çok önemli ve dikkate alınmak zorunda.

Bu noktada Özkök ile hemfikirim ama bu hassasiyetlerin, ister Türk hassasiyeti olsun ister Kürt, çözümün önünde bir engele dönüştürülmesine karşıyım.

Hassasiyetleri dikkate almak başka bir şey, hassasiyetleri bir engele dönüştürmek ya da bir engel gibi sunmak başka bir şey.

Özkök yazılarında süreci sonuna kadar desteklediğini hep söyledi, haksızlık etmeyelim, ama bunu söylemesine rağmen yazılarında bu hassasiyetleri hep bir engel-zorluk olarak sundu, benim itirazım buna.

Eyüp Can’ın yazısının tamamını okumak için tıklayınız