Salih Tuna'dan Can Ataklı'ya: Seni fena 'işletmişler' şampiyon!

Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, geçtiğimiz hafta programına son verilen ve işten çıkartılan Can Ataklı'yı kaleme aldı.

Salih Tuna, Ataklı'nın kanaldaki işine son verilmesine Kılıçdaroğlu'nun üzüldüğünü ve gösterdiği ilginin kendisine 'güç ve moral' kaynağı olduğu açıklamasına ilişkin "Atılmasından bir hafta sonra yaptığı "açıklamadan" anlaşılan o ki, Bay Kemal sadece "güç ve moral kaynağı" değil "üretim" kaynağı da olmuş? Baksana, hasta yatağında onca insanın ziyaretini kabul eden Sayın Baykal, "mikrop kaparım" endişesiyle sadece Bay Kemal'in ziyaretini kabul etmedi.Bay Kemal için bundan daha zor bir durum olabilir mi? Hey gidi şampiyon!"Güç ve moral kaynağın" senin üzerinden "ödeşmek" istiyor, senin ruhun duymuyor!" dedi.

İşte Salih Tuna'nın bugünkü yazısı:

Halk TV adlı CHP yandaşı bir kanalda Can Ataklı ve Hüsnü Mahalli bir süredir program yapıyorlardı.
Takdir edersiniz ki her iki isim de söz konusu kanaldan daha ünlü.
Ne ki geçen hafta ikisi de kovuldu.
Neden acaba?
Mesela, Can Ataklı "şebelek muhaliflik" ihtiyacını karşılayamıyor muydu?
Bence ziyadesiyle karşılıyordu. Aksini iddia etmek büyük haksızlık olur.
Hatta o an için piyasada hiç "muhalif" malzeme yoksa, bir fabrikatör gibi bizzat kendisi üretiyordu.
Sahi bu "yetenekle" neden yollarını ayırdılar?

***
Can Ataklı'nın ilk açıklamasına bakacak olursak, Hürriyet'in satılmasından sonra oluşan yeni yapılanmada kendisine yer bulamadıklarını söylemiş kanal yöneticileri.
Nerden bakarsanız tuhaf, nerden bakarsanız ahmak bir "açıklama."
Üstelik aynı "gerekçeyi" Hüsnü Mahalli için de ileri sürmüşler.
Yahu, Hürriyet satıldıysa yeni yapılanmayı Hürriyet'in yeni patronu yapar, Halk TV'ye ne oluyor?
Varsayalım günün birinde Halk TV satıldı...
Bu sefer de, Hürriyet'in (misal) Ahmet Hakan veya Etekli Yakup'una, "Halk TV'nin satılmasından sonra oluşan yeni yapılanmada sizinle devam edemeyeceğiz" mi denilecek?!
Bu nasıl garabettir?
***
CHP Genel Başkanı Bay Kemal, Can Ataklı'nın "CHP yandaşı kanaldan" kovulmasına çok üzüldüğünü ve anlam veremediğini bildirmiş.
Hayır, Can Ataklı "nasıl yani, size rağmen mi kovuldum" falan dememiş.
Gösterilen bu "ilgi" ona yetmiş de atmış bile.
O kadar ki, "güç ve moral kaynağım oldu" diyor.
Atılmasından bir hafta sonra yaptığı "açıklamadan" anlaşılan o ki, Bay Kemal sadece "güç ve moral kaynağı" değil "üretim" kaynağı da olmuş?
Şöyle:
Atılması talimatını veren kişi Deniz Baykal'mış. Çünkü Baykal Tayyip Erdoğan'la anlaşmışmış.
Nasıl mı?
Baykal'ın kızı Aslı'yı ilk seçimde aday gösterecekmiş! (Kömür makarna yardımı da yapacak mıymış bari?!)
Can Ataklı "üretime" devam ediyor:
Eğer Erdoğan'ın önünde Halk TV engel olarak duruyorsa bu halledilecekmiş. Zaten kendisinin ve Hüsnü Mahalli'nin işine de bunun için son verilmişmiş.
İyi de, yerinize ikame edilecek olan Ayşenur Arslan ve Enver Aysever mi Sayın Erdoğan'ın önünü açacak?
Aklı sıra kurnazlık yaparak kıvırma payı bırakmayı da ihmal etmiyor tabii.
Hem bütün bunların "sosyal medya dedikoduları" olduğunu söylüyor hem de "Tabii bir de Halk TV'nin 'tek sahibinin' Baykal olması da bu konudaki şüpheleri artırıyor..." şeklinde kılçık atıyor.
Diyor ki: "Belli ki Baykal zorda. Açıklama yapsa ve 'Bunlar elbette yalan' dese bu kez 'O halde muhalif gazeteciler neden hiçbir gerekçe gösterilmeden atılıyor?' sorusuna cevap vermek zorunda kalacak..."
Asıl zorda olan senin "güç ve moral kaynağın" şampiyon!
Baksana, hasta yatağında onca insanın ziyaretini kabul eden Sayın Baykal, "mikrop kaparım" endişesiyle sadece Bay Kemal'in ziyaretini kabul etmedi.
Bay Kemal için bundan daha zor bir durum olabilir mi?
Hey gidi şampiyon!
"Güç ve moral kaynağın" senin üzerinden "ödeşmek" istiyor, senin ruhun duymuyor!