Salih Tuna Star yazarına çok sert çıktı; Şapsal
Peki Tuna'ı sinirlendiren, Mustafa Akyol'un yazısını "şapşal" diye nitelemesine neden olan şey neydi? Gelin Tuna'nın kaleminden okuyalım...
Yeni Şafak gazetesinin keskin kalemlerinden Salih Tuna, köşesinde Star gazetesi yazarı Mustafa Akyol hakkında çok sert bir yazı yazdı.
İsim vermeden Star gazetesinin genç yazarının "Adnan Hoca"nın eski bir müridi olduğunu, "patronunun kıymetlisi" bir köşe yazarının oğlu olduğunu, Mustafa Karaalioğlu tarafından keşfedilip Star gazetesinde yazmaya başladığını söyleyen Tuna, sözünü ettiği yazarın Al Monitor gazetesinde Türkiye'nin ERdoğna rejimi ile otoriterleştiğini ileri sürdğünü bununla ilgili de kendi yazılarını örnek gösterdiğini yazdı.
Tuna'nın ismini vermeği ve "şapşal yazılar" yazmakla itham ettiği o yazarın kim olduğunu biz söyleyelim: Mustafa Akyol'dan başkası değil elbette ki o yazar. Aydın Doğan'ın CNN Türk'ün başına getirdiği, Milliyet'i satınca Hürriyet'te köşe yazarlığına başlayan Taha Akyol'un oğlu Mustafa Akyol.
Peki Tuna'ı sinirlendiren, Akyol'un yazısını "şapşal" diye nitelemesine neden olan şey neydi? Gelin Tuna'nın kaleminden okuyalım:
BANA SIKI ERDOĞAN YANLISI YAZAR DEMİŞ
"Geçenlerde bir arkadaşım haber verdi: Al-Monitor'da, 'Turkey's doctrine of pre-emptive authoritarianism' başlıklı yazısında fakirden, sıkı bir Erdoğan yanlısı yazar (a passionately pro-Erdogan writer) nitelendirmesiyle bahsetmiş.(....)
KENDİ GAZETESİ STAR KİMİN YANDAŞIYSA?
Al-Monitor'da Yeni Şafak'ı da Erdoğan yandaşı bir gazete (a strongly pro-Erdogan daily) olarak betimlemiş. (Kendisinin de köşe yazarları arasında olduğu Star gazetesi artık neyin yandaşıysa.)
'Türkiye'de önleyici otoriterlik doktrini' arzı endam ediyormuş da fakirin 'Erdoğan Gül'ün nesi olur' (05.04.2014, Yeni Şafak) başlıklı yazısı buna mükemmel örnek teşkil ediyormuş.
YAZIMI MEZE YAPACAKSAN BARİ İNSAFLI YAP
Mahut zıpçıktı doktrinine mezkur yazımı meze yapacaksın, bari biraz insaflı yap şunu.
Liderliğin ayrıştırıcı vasıfları sadedinde dercettiğim bir ifadeyi neden bağlamından koparıyorsun?
(...) Söz konusu naçizane yazımda Erdoğan için 'bu ülkenin tüm çocuklarına amca, gençlerine abi, yaşlılarına evlat yakınlığında duran bir lider' demedim mi?
ERDOĞAN'IN ARTAN OTORİTERLİĞİ DE NE DEMEK?
Hem ne demek kuzum, 'Erdoğan'ın artan otoriterliği?'
Ne zaman, nerde karar verildi buna?
İktidara geldiği günden beri darbe girişiminden muhtıraya, suikastlerden partisine açılan kapatma davasına, Oslo sürecinin sızdırılmasından kişilik katline, 7 Şubat 2012 desisesinden (Markar dostumun ifadesiyle) 'Gezi gericiliği'ne kadar olmadık badire atlatırken mi otoriter oldu?
Halil Berktay'ın 'Serbestiyet' sitesindeki bir yazısında vukufiyetle belirttiği gibi, '...Gezi protestolarını süresiz bir devirmeciliğe ve 'İstanbul yanıyor' görüntülerine (açıkçası, Ukrayna benzeri bir duruma) dönüştürme girişimi geldi; üzerine 17 Aralık geldi. Türkiye'de hangi hükümet, hangi iktidar bu kadar uzun süre, bu kadar peş peşe, bu kadar katı ve amansız 'parlamento dışı yollardan düşürme' girişimlerine maruz kaldı?'
ERDOĞAN NE ARA OTORİTER OLDU?
Sahi, Erdoğan hangi ara otoriter oldu?
Barış süreci öncesi idamdan bahsederken, TMK ensemizde boza pişirirken, Özel Yetkili Mahkemelerin astığı astık kestiği kestik iken, KCK'lı belediyeciler toplama kampı görüntülerini çağrıştırır biçimde kelepçelenirken değil de, baldıran zehri içmek pahasına barış sürecini başlattığı, yargı reformu yaptığı, demokratik paket açıkladığı, Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırdığı zaman mı otoriter oldu?
Yoksa...
12 Eylül 2010 referandumu ardından yargı ayağında da işlemi tamamlayan 'paralel devlete' biat etmediği için mi Erdoğan'a 'otoriter' veya 'diktatör' denilmeye başlandı?
KEŞKE ŞAHİN ALBAYLAŞACAĞINA...
Hilmi Yavuz'un kulakları çınlasın, 'ressentiment'la davrananların' kolayına cevap verebileceği bir soru değildir bu.
Keşke diyorum, Star gazetesi yazarı Şahin Albaylaşacağına, Adnan Hoca'nın müridi olarak kalsaydı.
YAzının tamamını okumak için tıklayınız
İsim vermeden Star gazetesinin genç yazarının "Adnan Hoca"nın eski bir müridi olduğunu, "patronunun kıymetlisi" bir köşe yazarının oğlu olduğunu, Mustafa Karaalioğlu tarafından keşfedilip Star gazetesinde yazmaya başladığını söyleyen Tuna, sözünü ettiği yazarın Al Monitor gazetesinde Türkiye'nin ERdoğna rejimi ile otoriterleştiğini ileri sürdğünü bununla ilgili de kendi yazılarını örnek gösterdiğini yazdı.
Tuna'nın ismini vermeği ve "şapşal yazılar" yazmakla itham ettiği o yazarın kim olduğunu biz söyleyelim: Mustafa Akyol'dan başkası değil elbette ki o yazar. Aydın Doğan'ın CNN Türk'ün başına getirdiği, Milliyet'i satınca Hürriyet'te köşe yazarlığına başlayan Taha Akyol'un oğlu Mustafa Akyol.
Peki Tuna'ı sinirlendiren, Akyol'un yazısını "şapşal" diye nitelemesine neden olan şey neydi? Gelin Tuna'nın kaleminden okuyalım:
BANA SIKI ERDOĞAN YANLISI YAZAR DEMİŞ
"Geçenlerde bir arkadaşım haber verdi: Al-Monitor'da, 'Turkey's doctrine of pre-emptive authoritarianism' başlıklı yazısında fakirden, sıkı bir Erdoğan yanlısı yazar (a passionately pro-Erdogan writer) nitelendirmesiyle bahsetmiş.(....)
KENDİ GAZETESİ STAR KİMİN YANDAŞIYSA?
Al-Monitor'da Yeni Şafak'ı da Erdoğan yandaşı bir gazete (a strongly pro-Erdogan daily) olarak betimlemiş. (Kendisinin de köşe yazarları arasında olduğu Star gazetesi artık neyin yandaşıysa.)
'Türkiye'de önleyici otoriterlik doktrini' arzı endam ediyormuş da fakirin 'Erdoğan Gül'ün nesi olur' (05.04.2014, Yeni Şafak) başlıklı yazısı buna mükemmel örnek teşkil ediyormuş.
YAZIMI MEZE YAPACAKSAN BARİ İNSAFLI YAP
Mahut zıpçıktı doktrinine mezkur yazımı meze yapacaksın, bari biraz insaflı yap şunu.
Liderliğin ayrıştırıcı vasıfları sadedinde dercettiğim bir ifadeyi neden bağlamından koparıyorsun?
(...) Söz konusu naçizane yazımda Erdoğan için 'bu ülkenin tüm çocuklarına amca, gençlerine abi, yaşlılarına evlat yakınlığında duran bir lider' demedim mi?
ERDOĞAN'IN ARTAN OTORİTERLİĞİ DE NE DEMEK?
Hem ne demek kuzum, 'Erdoğan'ın artan otoriterliği?'
Ne zaman, nerde karar verildi buna?
İktidara geldiği günden beri darbe girişiminden muhtıraya, suikastlerden partisine açılan kapatma davasına, Oslo sürecinin sızdırılmasından kişilik katline, 7 Şubat 2012 desisesinden (Markar dostumun ifadesiyle) 'Gezi gericiliği'ne kadar olmadık badire atlatırken mi otoriter oldu?
Halil Berktay'ın 'Serbestiyet' sitesindeki bir yazısında vukufiyetle belirttiği gibi, '...Gezi protestolarını süresiz bir devirmeciliğe ve 'İstanbul yanıyor' görüntülerine (açıkçası, Ukrayna benzeri bir duruma) dönüştürme girişimi geldi; üzerine 17 Aralık geldi. Türkiye'de hangi hükümet, hangi iktidar bu kadar uzun süre, bu kadar peş peşe, bu kadar katı ve amansız 'parlamento dışı yollardan düşürme' girişimlerine maruz kaldı?'
ERDOĞAN NE ARA OTORİTER OLDU?
Sahi, Erdoğan hangi ara otoriter oldu?
Barış süreci öncesi idamdan bahsederken, TMK ensemizde boza pişirirken, Özel Yetkili Mahkemelerin astığı astık kestiği kestik iken, KCK'lı belediyeciler toplama kampı görüntülerini çağrıştırır biçimde kelepçelenirken değil de, baldıran zehri içmek pahasına barış sürecini başlattığı, yargı reformu yaptığı, demokratik paket açıkladığı, Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırdığı zaman mı otoriter oldu?
Yoksa...
12 Eylül 2010 referandumu ardından yargı ayağında da işlemi tamamlayan 'paralel devlete' biat etmediği için mi Erdoğan'a 'otoriter' veya 'diktatör' denilmeye başlandı?
KEŞKE ŞAHİN ALBAYLAŞACAĞINA...
Hilmi Yavuz'un kulakları çınlasın, 'ressentiment'la davrananların' kolayına cevap verebileceği bir soru değildir bu.
Keşke diyorum, Star gazetesi yazarı Şahin Albaylaşacağına, Adnan Hoca'nın müridi olarak kalsaydı.
YAzının tamamını okumak için tıklayınız