Salih Tuna ‘İslamcı bir ekibe’ isyan etti: Burnum dahi kanasa bunlardan bileceğim

Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, İslamcı kesim içinden bir grubu kastederek, kendisine ve Sabah gazetesine iftira atan bir grup olduğunu belirtti.

Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, kendisine ve gazetenin yazarlarına "mütemadiyen iftira atan bir 'ekibin' olduğunu ileri sürerek "Bir ara Hilal Kaplan ve fakir için "Müslümanlara hesap verecekler" yazılı bir pankart bile açtırdılar.Sizin anlayacağınız, çoluk çocuğa DEAŞ tipi tekfircilik yaptırdılar" dedi.

"Geçen gün bu köşecikte, "28 Şubat'ı ("bizim çocuklarımız" dediği taşeronlarına) ABD yaptırdı" dedim diye yine başladılar" diyen Tuna, Oysa dile getirdiğim yeni bir şey değildi. Merhum Erbakan'ın yıllar yılı söylediklerinin hülasasından ibaretti" dedi.

Tuna, "Burnum dahi kanasa, bizi tehditle şantajla susturmak isteyen bu ekipten bileceğimi buradan ilan ediyorum" diye yazdı.

"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"nin yüzde 51.4 "evet" oyuyla kabul edildiği halk oylaması sonrası Türkiye yazarı Cem Küçük, "AKP, radikal İslamcılarla ve Mavi Marmara’daki manyak tiplerle yollarını ayırmalı" görüşünü dile getirmişti. Küçük'e, İslami kimliğiyle öne çıkan çok sayıda köşe yazarı tepki göstermiş, bu sırada İHH mitinginde Salih Tuna ve köşe komşusu Hilal Kaplan için "Müslümanlara hesap verecekler" yazılı pankart açılmıştı.

Salih Tuna'nın Sabah'ta "Kimdir bunlar?" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

"İmanın şartı 6'dır, lakin "Tefhimu'l Kur'an" müellifi 1 olduğunu, bunun da ahirete iman olduğunu söyler.
Diğer şartları elbette inkâr etmez; hepsi "ahirete imana" mündemiçtir, der.
Biz haddimizi biliriz, bu tarz konulara uzun uzadıya yelken açamayız.
Bizim bildiğimiz her Müslüman'ın bilmesi gerektiği kadardır. O da şudur: Ahirete / din gününe inanan insan yalan söylemez.
Onun için "yalanla iman aynı kalpte barınmaz" denilmiştir.
İftira mı?
Daha beterdir.
Zira yalanı namluya sürüp ateş etmektir.

İFTİRA ATAN BİR ‘EKİP’ VAR

Mütemadiyen iftira atan bir "ekip" var; bana ve Sabah gazetesinin diğer yazarlarına...
Bir ara Hilal Kaplan ve fakir için "Müslümanlara hesap verecekler" yazılı bir pankart bile açtırdılar.
Sizin anlayacağınız, çoluk çocuğa DEAŞ tipi tekfircilik yaptırdılar.
Fatih Akıncıları bir açıklama yaparak tepkisini ortaya koydu: "Salih Tuna, şehidimiz Salih Kara'dan 'Salih', şehidimiz Erdoğan Tuna'dan 'Tuna'yı almıştır. Bilmeyen varsa öğretmişolalım."
Mahut ekibin içinde önemli bir konumda yer almakla birlikte ahlaken onlardan farklı olduğuna inanılan birine (R.K) dava ve mücadele arkadaşlarımdan Dünya Yayınları'nı birlikte kurduğumuz İlyas Dönmez, Hayat Vakfı'ndan Mehmet Kılıç, İHH'dan Osman Atalay ve kadim dostumTaceddin Ekmen gittiler, konuştular. Salih Tuna'ya bunu nasıl yaparsınız falan dediler. Onlar da haberimiz vardı / yoktu yollu bir şeyler söyleyip, bu defteri artık kapattık, dediler.
Kapatmadılar!...

“AYIPTIR, AYIP... KENDİNİZİ NEDEN BU KADAR DÜŞÜRÜYORSUNUZ?”

Geçen gün bu köşecikte, "28 Şubat'ı ("bizim çocuklarımız" dediği taşeronlarına) ABD yaptırdı" dedim diye yine başladılar.
Oysa dile getirdiğim yeni bir şey değildi. Merhum Erbakan'ın yıllar yılı söylediklerinin hülasasından ibaretti.
Efendim, özellikle sol ve Kemalist kesim darbeleri Amerika planlıyor dermiş de, Salih Tuna da böyle dediğine göre, ondaki "Kemalist aşkı" neymiş...
Maksat iftira atmak olunca seviye buralara kadar düşüyor demek ki.
Yazık...
Şahıs olsa meczup, der geçersiniz.
Bakın muhteremler!...
İster dinli ister dinsiz, ister Hıristiyan ister Müslüman, ister sağcı ister solcu olsun ABDemperyalizmini protesto eden ve Kudüs davasına sahip çıkan herkesi alkışlarım.
Daha evvel de, Kudüs için TÜGVA ile ortak imzalı bildiri yayımlayan TGB'yi alkışladım.
***
Fakire nasıl iftira atacaklarına da bir türlü karar veremediler. İrancı, penguenci, fetöcü, şimdi de Kemalist vs...
Ayıptır, ayıp... Kendinizi neden bu kadar düşürüyorsunuz?

“BURNUM DAHİ KANASA BU EKİPTEN BİLECEĞİMİ BURADAN İLAN EDİYORUM”

17- 25 Aralık 2013'ten epey önce FETÖ konusunda dertleştiğimiz, birlikte nelerin yapılacağı üzerine kafa yorduğumuz sevgili dostum Av. Mustafa Doğan (aklımda kaldığı kadarıyla, bunların bir kuruluşunun mütevelli heyetindeydi) "İlla bir şey diyecekseniz bari Büyük Doğucu deyin, böyle yakışıksız şeyler söylemeyin" yollu bunları uyardığını söylemişti.
Maksatları hakikat değil ki. Dertleri ne, neden fakiri hedef gösteriyorlar anlamadım.
Burnum dahi kanasa, bizi tehditle şantajla susturmak isteyen bu ekipten bileceğimi buradan ilan ediyorum.
12 Eylül sonrası yasaklanan oyunlar yazdım; 141-142- 163'ten yargılandım, toplatılan dergiler çıkardım, muhtıra yiyen filmler çektim. 12 Eylül öncesi de Akıncılar meskenimdi.
Demem o ki, ağaç kovuğundan çıkmadık.
Çok gruplar, çok değişik cemaatler, çok hizipler, çok sivil toplum örgütleri gördüm.
Ben bunlar gibi gündüz gözüyle insanlara pespaye iftira atanları ne gördüm ne de duydum.
Kimdir bunlar?

HEDEFİNDE HAKSÖZ HABER Mİ VAR?

Star gazetesi yazarı Selahaddin E. Çakırgil ve Yeni Akit gazetesi yazarı Kenan Alpay’ın da yazarları arasında olduğu “Haksöz Haber” adlı internet sitesinde Sabah gazetesi yazarları hedef alınmıştı.

Haksöz Haber’in son olarak 17 Şubat 2018 tarihli “Salih Tuna’dan 28 Şubat’ın Sivil Ayağına Tebrikler” başlıklı yazısında, Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna’nın 28 Şubat konusunda Kemalistler aynı bakış açısını yansıttığı ileri sürülerek “28 Şubat Amerika’dan önce TSK’daki Kemalist kadroların eseridir. İyi ama Salih Tuna’nın bu Kemalizm aşkına ve hassaten Perinçek çetesine duymuş olduğu bu aşkı hiç bıkmaksızın Sabah Gazetesi’nde ilan etmesinin anlamı ve hedefi nedir?” ifadelerine yer verilmişti.