Salih Memecan sosyal medyayı sallayan o karikatür için konuştu: Vicdanları kanatmadım vicdanların sesi oldum!

Ermenek'te 18 işçinin madende kaldığı kazanın ardından çizdiği karikatür ile büyük tepkiler alan Sabah Gazetesi karikatüristi Salih Memecan Medyaradar'ın usta röportajcısı Alev Gürsoy Cimin'e konuştu.

Türkiye, Karaman'ın Ermenek ilçesinde madende mahsur kalan ve kurtulmaları mucizelere bağlı 18 işçiye ağlarken, Sabah gazetesi çizeri Salih Memecan'ın konuya ilişkin karikatürü sosyal medyada büyük tepkiyle karşılandı. Sosyal medya kullanıcıları, karikatürün, maden kazasına yönelik tepkiler ve halkın yaşadığı üzüntüye yönelik bir küçümseme ve çarpıtma içerdiğini öne sürerek Memecan’a tepki gösterdi. Ben de Sayın Memecan’ın çizdiği o karikatürü saatlerce inceledim ama ne anlatmak istediğini anlayamayınca kendisini aradım. Sayın Memecan, tepkilere tepkiyle karşılık veriyor. “Ben orada bir acıya vurgu yaptım, acıdan gözyaşları sel oldu” demek istedim ama sosyal medyadaki bazı art niyetli kişiler yine bu konuyu kötü emellerine alet etti"diyor. İktidar yalakası olduğu yönündeki eleştirileri ise "ben sadece işimi yapıyorum. İktidarlar geçici ama bizler kalıcıyız" şeklinde cevaplandırıyor... İşte Memecan’ın tepkilere verdiği çarpıcı yanıtlar…

RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN
TWİTTER: gazetecialev
Mail: alevgursoy2008@gmail.com


Salih Bey, Karaman'daki maden faciasını çizdiniz ama duymadığınız söz, almadığınız tepki kalmadı, aslında siz o karikatürde ne anlatmak istediniz de anlaşılamadınız?

Biliyor musunuz “o kadar üzüldük ki gözyaşlarımız sel oldu, kurtarmaya gidenler bile gözyaşları içerisinde, böyle bir acı yok.” demek istedim. Anlatmak istediğim çok basitti ama demek ki anlamak işlerine gelmedi. Ben o karikatürleri çizerken kafama göre direkt yayınlamıyorum gazetedeki kişilerle de paylaşıyorum. Sosyal medyada beni eleştiren kişilerin niyetleri farklı, durduk yere bir insanı linç etmek istiyorlar. O karikatürün tartışılacak hiçbir konusu yok. Adamlar o kadar üzülüyor ki gözyaşları sele karışıyor, daha nasıl anlatılır bu büyük acı.



“ÇİZDİĞİM KARİKATÜRDE BİR TUHAFLIK YOK”

Yani bu tepkileri hak etmiyorum mu demek istiyorsunuz?

Hak etmiyorum tabii. Bu kadar açık ve net bir karikatürü bile anlamıyorlarsa ben hiç çizmeyeyim daha iyi. Madendeki mahsur işçileri kurtarmaya gidenlerin bile gözyaşları sel olmuş, üzerine de yazı yazmışım daha bunu ne kadar açık anlatayım ki?

Peki, burada bir kinaye var mıydı?

Hayır, hiçbir kinaye yok. Madencileri kurtarmaya giden ekiplerin de ağlaması kadar doğal bir şey olamaz. Karikatürde öndeki şefleri “arkadaşlar işi zorlaştırıyorsunuz” diyor. O da onların ağladığını ve işlerinin daha da zorlaştığını anlatmak istiyor. Ağlamaları sel olmuş orada kurtarma ekiplerinin. Daha ne yapayım bilmiyorum.



“KARİKATÜRİST OLARAK AZ ANLAYANA GÖRE ÇİZERSEM KALİTE DÜŞER, ESPRİ BİTER”

Salih Bey, size olan bu tepki ilk değil daha öncede Ali İsmail Korkmaz ile ilgili çizdiğiniz “Sen de öleceksin” karikatürü vardı ve o da büyük tepkiler almıştı. Sizde de bir kusur yok mu?

O da yanlış anlaşıldı. Orada “Sen de öleceksin” diyen adam ben değilim ki, ben diyeni eleştiriyorum. Bu çocukların ölümlerini göz göre göre siyasete alet ediyorlar. Bu hep yapılan bir şey. 70’li yıllarda benim neslim bundan çok çekti. Aynı silahı bir ona verdiler, bir ona verdiler ve çocuklar öldü. Bunlar da siyasi prim yaptı, darbe yaptılar. Ölen askerler için bağırıp çağırdılar prim yaptılar, dağdaki ölen çocuklar için birileri bağırdı pirim yaptılar. Bu çocuklar kullanılıyor, ölümleri kullanılıyor. Birileri bekliyor ki olay yaratalım çocuklar ölsün biz de prim buradan yapalım; bu çok aşağılık bir şey. Bunu da eleştirmem kadar doğal bir şey olamaz. Ama birileri gocunduğu için güya oradaki kişinin Ali İsmail Korkmaz olduğunu söylüyor. Kaldı ki ben o karikatürü bir çocuk çatıdan atıldıktan sonra yaptım ve Ali İsmail’e benzetmemek için de özel çaba harcadım. Eskiden karikatürü belli bir kesim okuyup zevk alıyordu şimdi bu sosyal medya ile anlayan anlamayan herkes yorum yapıyor ve karikatürü farklı anlatıyor. Ama şimdi ben karikatürist olarak en az anlayan düzeye göre karikatür yaparsam kalite düşer, espri biter. O zaman ben hiç çizmeyeyim daha iyi.

“İŞİMİZ GİDEREK ZORLAŞIYOR”

İktidara yakın bir gazetede çiziyorsunuz peki bu tarz olaylarda iktidar cephesinden ya da gazeteden nasıl tepkiler alıyorsunuz? Hiç çekindiğiniz anlar oluyor mu neticede sizin işiniz de zor.

Hem de çok zor ve daha da giderek zorlaşacağa benziyor. Gazeteler gittikçe taraftar olmaya başladı. Bu da yazarlar için yorumcular için çok zor bir şey. Her gazete bir yeri destekliyor, bu böyleyken gazetede çalışanlar nasıl iş planlaması yapar onu düşünün ya da işini nasıl kolay yapar?

“KİMSE BANA İKTİDAR KARİKATÜRİSTİ DİYEMEZ”

Eskiden gülümsetirken düşündüren bir Salih Memecan vardı ama şimdi baktığımızda daha çok tepki alan, eleştirilen bir Memecan görüyoruz.

Eskiden de inanın çok tepki alıyordum şimdide alıyorum. Bunun iktidarla hiçbir ilgisi yok. Benim karikatürlerime bakın iktidar karikatüristi diyemez kimse. Sadece bazı şeylerde farklı düşünüyorum ben. Mesela başörtüsü konusunda ben 80’li yıllardan bu yana hep çiziyorum. Bu kadınların, kızların mağdur edildiğini düşünüyorum. Bunu söylüyorum diye de kıyamet koptu. Hakkımda söylenmeyen kalmadı. Karikatüristlerin aldığı tepkilere bakıyorum bir de kendime, haksızlığa uğradığımı düşünüyorum.

İyi çizdiğinizi düşünüyor musunuz?

Elbette. Ben sadece çizmiyorum toplumun kanayan yaralarına el basıyorum, duyarlılık içinde mesaj veriyorum. İnsanların konuları farklı bir yerden düşünmesini sağlamaya çalışıyorum.

“İKTİDARIN KARİKATÜRİSTİ DEĞİLİM”

Karikatür deyince akla hemen mizah geliyor ama bu ülkede sanırım mizah da git gide zorlaşıyor.

Evet, zorlaşıyor ama sadece mizah değil, her şey zorlaşıyor. Medyanın dünyadaki durumundan dolayı mizah dünyada çok zor hale geldi sadece Türkiye’de değil.

“ÇİZDİĞİM TÜM KARİKATÜRLERİN ARKASINDAYIM”

İktidara yakın bir karikatürist olarak anılmayı nasıl karşılıyorsunuz?

İktidara yakın bir karikatürist olarak anılmak saçma. Ben algılara göre hareket etmiyorum. Ben neyi doğru biliyorsam onu yapıyorum, neyi düşünüyorsam onu çiziyorum. İktidarla hiçbir ilgisi yok benim çizdiklerimin. İktidar bugün var yarın yok. İktidarın her şeyini de tasvip ettiğimi söyleyemem. Ben dün neysem bugün oyum ve şimdiye dek çizdiğim tüm karikatürlerimin arkasındayım. Tüm karikatürlerimin sorumluluğu da bana ait.

“VİCDANLARI KANATMADIM VİCDANLARIN SESİ OLDUM”

Bu karikatürle vicdanları kanattığınız söyleniyordu ama siz bunu kabul etmiyorsunuz değil mi?

Hiç düşünmediğim gibi ben bilakis vicdanları kanatmak yerine vicdanların sesi olduğumu düşünüyorum. Bu son karikatürde de öyle. Yanlış anlaşılmasını anlamıyorum, kabul de etmiyorum. Art niyetli insanlar olarak değerlendiriyorum bu eleştirileri yapanları. O karikatürlerimi anlayan anladı ya da anlaması gerekenler.

Madem bu kadar eleştiri alıyorsunuz size medyayı da sorayım çünkü medya da çok eleştiriliyor. Tabii sizin bulunduğunuz gazete de...

Medyanın durumu sadece Türkiye değil dünyada da tartışılır hale geldi. Medyanın kurtulmak için yaptığı şeylerden biri çok fazla taraftar olmak. Ülke olarak bu çok fazla taraftarlığa çözüm olarak çeşitliliği görüyorum. Medyada çeşitlilik artmalı. Her fikir de kendine göre bir medya organı bulmalı. 30 yıl önce sadece bir kesimin sesi olan medya vardı şimdi durum farklılaştı. Herkes kendine ve kendi düşüncesine uygun çalışacak medya kurumlarını bulabilmeli bu da çeşitliliğin artması ile olacak.

İktidar yalakası diyenlere cevabınız ne olur?

Saçmalıyorlar ve karikatürlerimi iyi anlayamıyorlar. Hiçbir zaman olmadım, ben 25 yıl öncede vardım ve çiziyordum ve hala nerde duruyorsam yine aynı yerdeyim. Hiçbir yere savrulmadım.