ŞAHAN GÖKBAKAR İLE RECEP İVEDİK BİRBİRLERİNE NE KADAR BENZİYOR?

Sabah yazarı Sami Tosun, teknede Ayşe Özyılmazel'le birlikte zarif gözüken Şahan'ın, balkonda Tüzünataç'a karşı 'İvedik'leştiğini yazdı.

İşte Sami Tosun'un Sabah'ta çıkan yazısı:

DİKKAT! Şahan çıkabilir!

Herkesin tuttuğunu öptüğü zor günlerden geçiyoruz. Medyada mütemadiyen öpüşme görüntüleri çıkıyor. Tabii Şahan'ın bir hafta içinde üç hanımı öpmesi ayrı bir konu. O motivasyonla malum terasın korkulukları kırılsa, bugün başka bir şeyi konuşuyor olacaktık çünkü...

Kuşku yok ki, son günlerde enternasyonal düzeyde bir ahtapot sendromu baş göstermiştir. Bu kadar çok öpüşme haberinin başka bir izahı yoktur. Misal, 'kahin' Ahtapot Paul'den yüz bulan kaleci Casillas, Dünya Kupası sonrasında televizyon muhabiri hanım arkadaşının sorularına yanıt vermek yerine dudaklarını vantuzladı! Ardından bizim 'İvedik' çıktı piyasaya. Efendim, tabii 'içimizdeki İvedik'i ortaya çıkaran ve yaptığı gişeyle 'yellenerek para kazanan adam' unvanını alan Şahan Gökbakar, o kadar para kazandıktan sonra bir tekne almasaydı olmazdı. Ortamda tekne varsa, tabiatıyla, öpüşülecek ambiyans da vardır. Önce Zeynep Beşerler teknedeydi, ardından Ayşe Özyılmazel... Zeynep Beşerler, çıkan dedikodulara kızmış, "Biz sadece arkadaşız, beraber tatil yaptık," diye açıklama yapmış. Zeynep Hanım'dan edindiğim izlenim, doğru söylediği yönündedir. Ayşe Hanım'a öpücük verirken görüntülenen Şahan Gökbakar, 'iyi ev sahipliği' bağlamında davranmış, Ayşe Hanım da gazetelerini getirdiği için onu öpmüş. Bu da bana makul geliyor. Ayşe Hanım'dan edindiğim izlenim de, gazeteleri ya da terlikleri getiren dost bir canlıya gösterilen şefkatten öte bir şey değil. Eh, bir de Şahan'ı etkisi altına alan ahtapot sendromu var tabii... Ne var ki, Şahan kardeşimizin hakikaten hem gerçek hem de film âlemindeki isimlerinin hakkını verdiği o sabaha karşı aydınlığındaki teras faslına farklı bakıyorum. Ring gibi terasta köşeye sıkıştırdığı Berrak Tüzünataç'ın üzerine öyle bir abanıyor ki, birkaç kaburga zayi olmuştur diye düşünmeden edemiyor insan. Musiki insanı Mehmet Tez, Twitter'da olay görüntüler için, "Şahan az daha yüklense bu haber üçüncü sayfaya çıkacakmış," diye yazdı, hislerime tercüman oldu mesela.

KAFADAKİ O ŞAPKA NEDİR?

Kendisiyle nadiren hemfikir olduğum Ahmet Hakan Coşkun'un yorumu da pek doğruydu: "Şu meşhur 'teras aşkı' var ya... Nedense bana hafiften 'şapkalı adamın tacizi' gibi geldi... Aynı fikirde olan?" Mutabıkız... Teknede zarif olmaya çalışan Şahan'ın içindeki İvedik terasta ortaya çıkmış, "Hep arkadaş, hep arkadaş! Nereye kadar bu arkadaşlık?" demiş ve Berrak Hanım'ın üzerine abanmıştır. İyi bir analiz gösterecektir ki, çakırkeyf Berrak Hanım vantuzlardan kaçmak ama ahbaplığı da bozmamak için beline kadar terastan sarkmakta, lakin ahtapot sendromunun etkisi altındaki İvedik, Berrak Hanım'ı bir ahtapot gibi sarmalamaktadır. İşte yarattığı film kahramanıyla özdeşleşen bir Şahan Gökbakar! Hakikaten, o şapka nedir bi yandan da?! Bir yorum da ekşisözlük'ten alalım mı? Alalım: "Son haliyle kızın içkisine 'spanish fly' koyup, sonra üstüne yumulan lise gençlerini andırdı bana."

Sami Tosun/Sabah