Sağlık Bakanlığı bu konuda yavaş mı davrandı? Fatih Altaylı'dan çarpıcı iddia!
Türkiye'nin çok iyi başladığı korona ile mücadele yolunda, biraz yönünü yitirdiğini söyleyen Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bakanlığın en önemli eksiğinin test konusunda biraz yavaş davranmak olduğunu söyledi.
Koronavirüs can almaya devam ediyor. Yetkililer ise tebdirler konusunda tekrar tekrar çağrılarını yineliyor. Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Sağlık Bakanlığı'nın en önemli eksiğinin test konusunda yavaş davranmak olduğunu iddia etti ve yazısında Cornell Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Volkan Tuzcu'nun açıklamalarına yer verdi. Altaylı, "Yani madem sokağa çıkmayı genel olarak engellememe yoluna seçti hükümet.O zaman “Test test test” ve “Takip takip takip”" dedi.
İşte Altaylı'nın bugünkü yazısından "Test Test test" başlıklı o bölüm:
Türkiye çok iyi başladığı corona ile mücadele yolunda, biraz yönünü yitirmişe benziyor.
Sağlık tarafı elinden geleni yapsa da onu aşan konular da var bakanlığın eksikleri de!
Bakanlığın en önemli eksiği test konusunda biraz yavaş davranmak oldu.
En başta tek merkezde test yapılması biraz zaman kaybettirdi ama telafi edilmeyecek bir durum değildi. Tek olan test merkezi sayısı önce 2’ya sonra üçe, sonra 5’e çıkarıldı.
Biraz gecikmeli olarak.
Sonunda genel olarak test yapılma yetkisi genişletildi ama biraz geç oldu.
Yeni oluşan mücadele literatürünün en önemli maddesi yerine getirilmedi. Geç kalındı.
Evet birkaç gün belki ama çok hayati birkaç gün.
BAŞARILI ÖRNEKLER
Sağlık Bakanı’nın da yakından tanıdığı Cornell Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Volkan Tuzcu bakın ne diyor:
“Tayvan ve Singapur’un erken dönemde hastalığı engelleme başarısı erken aşamada hastaları izolasyona alıp etkili sınırlama yapmaları ile alakalı.
Ama yüksek sayıda insan hastalığa yakalanınca sadece bu yeterli değil. Bu şekilde çok sayıda insana bulaştığı halde o noktada hastalığı sınırlayabilen en iyi örnek ülkeler Singapur ve ayrıca büyük nüfusu da dikkate alındığında Çin olarak gösteriliyor. Singapur’un başarısı günde 15.000’e kadar test yapabilmesi ve her isteyene bedava ve hızlı test yapması. Dolayısıyla Singapur’un başarısını uzmanlar 3 kelime ile özetliyor: Test, test ve test.
Güney Kore’deki ölüm oranının yüzde 1 gibi başka yerlere göre çok düşük olması da kısmen buna bağlanıyor. Üstelik en önemlisi Güney Kore bu başarıyı Çin’in aksine sokağa çıkma yasağı gibi sert tedbirler almadığı halde elde etti. Çok sayıda test o noktaya geldi ki Güney Kore’de insanlar arabaları ile test yerine gelip arabadan inmeden hızla test örneğini verip sonra ordan ayrılabiliyor. Bu şekilde insanlar hastane gibi kalabalık ortamlarda bulunarak birbirlerinden hastalık kapma veya bulaştırma tehlikesine de maruz kalmıyor.
Bu şekilde semptomatik olmayan bireyler erken tespit edilip başkalarına bulaştırma olayı bunların erken karantinaya (ki bu kendi evleri de olabilir) alınmaları ile çok büyük ölçüde engelleniyor. Aynı ülkede hastalığın en başında semptomatik olmayan ‘Vaka 31’ adlı meşhur olan 1 kişinin yaklaşık 6000 kişiye hastalığı fark etmeden bulaştırdığını da unutmamak lazım.
Bütün bu bilgileri toplayan Güney Kore tüm test pozitif olanları da cep telefonları vasıtası ile izleyebiliyor ki bu da başka insanlar ile olan temasın tespitinde ve bu hasta kişilerin karantinayı kırmasını engellemede çok etkili bir yöntem. Güney Kore tüm bunlara hazırlıklıydı çünkü 2015 MERS salgını tecrübesinden önemli dersler çıkarıp dersine iyi çalışmıştı.”
Yani madem sokağa çıkmayı genel olarak engellememe yoluna seçti hükümet.
O zaman “Test test test” ve “Takip takip takip”
NOT: Bu arada uluslararası literaturü ve yayınları da yakından takip etmeye çalışıyorum. Meraklıları için bunlar da linkleri:
https://theconversation.com/coronavirus-south-koreas-success-in-controlling-disease-is-due-to-its-acceptance-of-surveillance-134068
https://www.washingtonpost.com/video/world/south-korea-runs-drive-through-virus-testing-in-daegu/2020/03/04/f51a8df2-a7f8-48db-acbb-2615cad83de0_video.html?itid=lk_inline_manual_25