Sadece bir “Sapıklık Vakası” olmayabilir! Adada illuminati ayinleri mi yapılıyordu?

Medyaradar analisti Atilla Akar, Epstein Adası ve milyarder Jeffrey Epstein olayına dair farklı bir iddia ortaya attı. Akar’a göre bütün bunlar “İlluminati” veya benzeri tarz ezoterik örgütlenmelerin ayinlerinin bir parçası olabilir…

ATİLLA AKAR atilla.akar@medyaradar.com

Efendim: gene “Komplo teorisyeni” yanım tuttu anlaşılan!.. Nasıl tutmasın ki? Dünyada garip şeyler oluyor ve biz hazır kalıplarımız sarsılmasın diye görünen izahlarla yetiniyor ve düşünce konforumuzun sarsılmasından ödümüz patlıyor. Farklı soru ve yorum getirenleri hemen aforoz ediyoruz. Hele de dünyadaki bazı kişi ve onların oluşturduğu yapıların garip davranışlar sergilediği düşüncesi kimilerine iyice “akıl almaz” geliyor. Aslında haklılarda! Çünkü olayın kendisi gerçektende akıl almaz!..

“Pedofil Adası”nın Elitleri!..

Malum, son günlerin en önemli uluslar arası gündeminin başında “Epstein Adası”nda yaşananlar geliyor. 2019’da hapishane hücresinde nedense kameraların bozuk, gardiyanların uyuduğu esnada şüpheli şekilde intihar eden milyarder Jeffrey Epstein’ e ait olan adada seks amaçlı insan kaçakçılığı ve “Çocuk istismarı” vakaları ile ilgili her gün yeni iddialar medyaya yansıyor. (İlginçtir onun “suç ortağı” olduğu söylenen ve Fransa'da tutuklanan eski model ajansı yöneticisi Jean-Luck Brunel ’inde 2022’de yattığı cezaevinde intihar ettiği belirtilecekti.) Hatta işin bir ucunun Türkiye’ye ve bazı Türk isimlere dayandığı bile söyleniyor.

Adı “Pedofil Adası”na çıkan Karayip Denizi’ndeki Little Saint James” isimli adayı veya diğer malikanelerini şu ana kadar ziyaret edenler arasında kimler yok ki? Aslında oldukça kalabalık olan listede en dikkat çeken isimlerden bazıları şunlar: Epstein’in sevgilisi Ghislaine Maxwell, Britanya Prensi Andrew, eski ABD başkanları Bill Clinton ve Donald Trump, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, aktör Kevin Spacey, şarkıcı Michael Jackson, (Ki çocuklara olan düşkünlüğü biliniyor) illüzyonist David Copperfield, avukat Alan Dershowitz, eski New Mexico Valisi Bill Richardson, (İlginçtir Bilim adamı Stephen Hawking ile muhalif Noam Chomsky’nin de adı geçiyor. Ayrıca artistler Leonardo DiCaprio, Bruce Willis, Kevin Spacey ‘inde adı var. Ancak haklarında soruşturma açılmadı. Aslında liste hayli kabarık. Zaten eldeki kanıtlarla hepsini suçlamak da mümkün gözükmüyor.

Yoksa Bir İlluminati Ayin Ritüeli mi?..

Peki acaba bu kişiler sadece adaya Epstein’e ait “Lolita Express” diye anılan özel Boeing 727’si ile “eğlenme ve tatil amaçlı” gelmiş ziyaretçiler mi, pedofil manyaklar mı yoksa kendilerine tuzak kurulmuş insanlar mıydı? Yahut bütün bunlar “Buzdağının görünen yüzü” mü ya da altından çok daha başka ilişkiler ağı çıkması mümkün mü? Belki de olayın sadece basit bir “Fuhuş”, “cinsel istismar” ya da kriminal bir “Pedofil vakası” olarak gösterilmesi birilerinin işine mi gelmişti? Ardındaki ağı örten bir yanı mı vardı? Olayın bir yerde magazine edilip “kesilmesi” mi gerekiyordu? Her zaman olduğu gibi bize “görülmesinin istendiği kadarını” mı gösteriyorlardı?

Bunu kesin olarak bilemiyoruz. Ancak bazı sorular sorulmaya değer görünüyor. Çünkü burada bizim hayal ve algılarımızın ötesinde bir oluşumdan söz ediyoruz. Haliyle kavramamızda zor olmaktaydı.

“Baphomet”in Çocukları!..

Burada kökeni binlerce yıl öncesinin Pagan ritüellerine dayanan, “Luciferci ekol”ün Ezoterik - Ökült sırlarını barındıran, aklın sınırlarını zorlayan bir “gelenek”ten söz ediyoruz. Bunu kabaca “İlluminati”ye (Aydınlanmışlar) kadar uzanan bir gizli öğreti olarak tanımlayabiliriz. İlluminati çoğu kez karikatürize edildiğinin aksine bir gerçektir. Sanıldığının aksine tek bir yapıdan ibaret değil, bir dizi yapının oluşturduğu ağdır. Bugün dünyanın önemli şirketlerinin CEO’ları, bankacılar, zengin aileler, siyasetçiler, sanatçı ve ünlüler bu ağın bir parçasıdırlar ve bir “Küresel Aristokrasi” oluştururlar. Ancak burada olayın Adam Veishaupt’un 1 Mayıs 1776’da kurulan klasik “Bavyera İlluminati”siyle ilk etapta direkt bir bağı olmadığını hatırlatırım. Onların daha siyasi hedefleri vardı.

Üstelik sanılanın aksine bu insanlar “İnançsız” değillerdir. Sadece tek tanrılı dinler öncesinin inanırlarıdırlar. Yoksa onlarda bu hayatın bir sonu olduğunu, milyarderde olsalar bir gün öleceklerini biliyorlar. “Ateist” değiller, onlar sadece bildiğimiz “Tek Tanrı”ya değil, hatta çoğul tanrılara inanıyorlar. Kimi yorumlara göre de “Satan”a, yani “Şeytan”a tapıyorlar. Keçi görünümlü “Baphomet” ise onun bir simgesi. “Baal” de diyebiliriz…

Dionysos ve Baküs Geleneği!..

Bugünkü yargılarımızla bize ne kadar garip ve ahlak dışı gelse de ezoterik öğretiler ve seks ile bezeli ayinler tarih boyunca çoğu kez iç içe olagelmiştir. Daha ziyade hasat zamanı, bahar gündönümlerinde gerçekleşen etkinlikler “Tanrıların memnuniyetini elde etmek” adına yapılıyordu. Bunlarda müstehcenlik bariz bir şekildeydi. “Şarap tanrısı” olarak görülen Dionysos, her yerde danslı şenliklerle kutlanırdı. Ardından şehvet davranışları gelirdi. Devasa büyüklükteki penisler dolaştırılırdı. Ayinler sonunda çoğu kez birer “Orji” (Toplu seks) olayına dönüşürdü.

Bu şenliklerin Antik Roma’daki karşılığı ise “Baküs Şenlikleri” dir. Onun adına yapılan kutlamalarda kendinden geçmiş çıplak kadınlar, ellerinde müzik aletleriyle dans ederlerdi. Ziyafet yemeğinde şarap içildikçe her tür cinsel aşırılık ortaya dökülür, tüm ahlaki değerler unutulurdu. Orada da olay bir “Orji” gösterisine dönüşürdü. Törenler zamanla o kadar çığırından çıktı ki Roma yönetimi de Pagan olmakla birlikte bazı yasaklar getirmek zorunda kaldı. Ayin ritüellerine insan kurban edilmesi, çocuk tecavüzleri eklenince Roma Senatosu bazı kısıtlamalara gitmek durumunda kaldı.

Süreç içinde tek tanrılı dinler (Roma için Hristiyanlık) hakim olunca bu olay hayli geriledi. Lakin asla ortadan kalkmadı ve yeraltına indi. Bu gelenek zamanla ve günümüzde kimi ezoterik topluluklara ya sızdı ya da çeşitli formlar altında sahiplenildi.

“Cehennem Ateşi Kulübü”nün Ateşli Üyeleri!..

Örneğin 18. Yüzyıl İngiltere’sindeki “Cehennem Ateşi Kulübü” (Hellfire Club) bunlardan en meşhurlarıdır. Kurucusu Sir Francis Dashwood’dur. Thames Nehri kıyısındaki Medmenham Abbey’de toplanan bu kulüp üyeleri yaptıkları şeytani ve cinsel ritüelli ayinleri ile tarihe geçmiştir. Birbirlerini masonik çağrışımlı “Kardeş” diye çağıran ve kendilerine Batı Wycombe Şövalyeleri Locası adı da veren grubunda Baccus ve Venüs geleneğinin karışımı bir inanç sistemleri vardı.

En önemli ayinleri “Walpurgis Gecesi” olarak da bilinen 30 Nisan’ı 1 Mayıs’a bağlayan “Bereket ayinleri”nin yapıldığı gecedir. Bu günümüzde “Cadılar bayramı” olarak bilinir. Günümüzde ise bu isim ticari markalaşarak "Cehennem Kulübü” adı altında dünya çapında birçok şehirde, bir eş-değiştirme (Swingers) ve Sado-Mazoşizm kulüplerine dönüştü o başka.

“Gözleri Tamamen Kapalı” Ama Her Yerleri Açık!..

Bir dönem Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın özel danışmanlığını da yapan, tanınmış yazar ve bu çevreleri iyi tanıyan Jacques Attali bunların daha ziyade belli bazı aileler etrafında şekillendiğini öne sürerek onları tanımlamak için şu beş kriteri öne sürer: “1) isimleri 2) Aristokratik ve aşiretvari davranışları 3) Küresel bir düzen içinde örgütlenmiş bulunmaları 4) Biricik ahlak yasaları 5) İnanılmaz ayinleri” Burada özellikle “İnanılmaz ayinleri”ne vurgu yapması manidardır ve sanırız ki bu tarz ayinler kastedilmektedir.

Neyse, biliyorum çok örnek gösterildi ama olayı ondan iyi açıklayan bir filmde olmadı bugüne kadar. 1999 tarihli filmin başrollerinde o esnada evli olan Tom Cruise (Enteresan ki Cruise, Epstein listesinde de vardır) ve Nicole Kidman oynamaktaydı. (Kimi cahiller filmi halen “Bunalımlı karı kocanın seks fantezileri” niyetine izleyebilir!)Yönetmenliğini ise usta yönetmen Stanley Kubrick yapmaktaydı. (Filmleri: “Spartaküs”, “Lolita”, “2001: Uzay yolu macerası”, “Otomatik portakal”, “Full metal jacket”) Filmdeki hayli uzun süren ayin sahnesinin gerçek İlluminati ayinlerine dayandığı söylenmektedir. Burada da onlarca çıplak ve güzel kadının sonu Orji ile biten ayin görüntüleri vardı. Ki, İlluminati üyesi de olduğu söylenen Kubrick’in bunları bilmesi ve hatta katılmış olması bile mümkündür.

Sonunda “Bill Harford” rolünü oynayan Cruise, tesadüfen parolasını öğrendiği bir davete kılık değiştirerek katılır. (Çok ilginçtir. Filmdeki erotik ayin sahnelerinin çekildiği yer “İlluminati”nin en önemli ailelerinden olduğu söylenen Rothschild’lara ait Buckinghamshire’daki “Mentmore Towers” dır.) Stanley Kubrick ise filmi bitirdikten dört gün sonra uykusunda “Kalp krizi”nden ölmüştür. Kimi iddialara göre İlluminati ayinini deşifre ettiği için cezalandırılmıştır. İlaveten filme birçok ezoterik simge yedirilmiştir.

Tapınağın Gizemi Akla Şüphe Düşürüyor!..

Neyse, devam edelim: Burada belki en ilgi çekici ve iddialar paralelinde soru işaretleri oluşturan yan Epstein’in adada kendisine ayrıca bir “Tapınak” inşa etmiş olması. Ancak burası bir garip bina. İlk gariplik tapınak ya da her neyse kuş şeklindeki adanın çok uzağında, adeta ıssız bir bölgesinde olması. Oysa diğer tesisler ve konuk evleri öteki uçta. Demek ki gözlerden uzak olması isteniyor.

Hatta mavi beyaz renklerden yola çıkarak Yahudi Epstein’in İsrail bayrağına atfen bir sinagog yaptırdığını söyleyen bile var. Yunanistan bayrağına benzeteni de. Ancak buranın bir sinagog olması pek mümkün değil. Çünkü tavanında ve çevresinde bir sürü garip heykelde mevcut. Yunan mitolojisindeki denizler tanrısı Poseidon’a ya da Hades’e (Yer altı, Ölüm tanrısı) İlaveten fırtınada uçan birde altın rengi kubbesi.

Bu konuda her kafadan bir ses çıkıyor adeta. Burayı Gestapo kampına benzeteni de “müzik odası” diyeni de var. Bir keresinde “piyano akotrçusu” bile çağrıldı. Hades’ten dolayı ölümle ilişkilendirip, “Çocuk” ya da “genç kız” kurban edildiğini söyleyende mevcut, anne ve babasını buraya gömdüğünü de. Hatta buranın dışının aldatıcı olduğunu, binanın altında geniş bir mahzen bulunduğunu, buraya asansörle ya da merdivenle inildiğini asıl ayinlerin burada yapıldığını öne sürenlerde var. Aynı şekilde kimi mimar ve mühendisler güçlendirilmiş bir kilit çubuğu olduğunu, bunun insanların dışarı çıkmasını ya da kaçmasını engellemek için konulduğunu ileri sürüyorlar.

Bu noktada antik mitler devreye giriyor. Bu ise çocukların “kurban edilmesini” isteyen aslında Baal’in bir versiyonu olan şeytani ve baykuş kılıklı tanrı Molok’a kurban ediliyor. Epstein o emri yerine getiriyordu deniliyor. ( Burada gene ilginç bir bağ göze çarpıyor. Bir İlluminati organizasyonu olan ve Amerikan siyasi – ekonomik – kültürel elitlerini bünyesinde toplayan San Fransiko’daki “Bohemian Grove” unda sembolü baykuş ve dev bir baykuş heykeli önünde ayin yaptıkları ispatlanmış durumda.

Öyle veya böyle söz konusu adaya ve Jeffrey Epstein’e dair birçok iddia var. Burası “Şiddetli derecede sapık” birinin fantezilerini gerçekleştirmek için oluşturduğu ve adeta “Adanın tanrısı” rolü oynadığı yerde olabilir veya İlluminati tarzı ve tarikatvari bir oluşumun tapınma merkezi de. Öte yandan biliyoruz ki, dünyada çok güçlü birtakım adamlar ve var ve bunlar hayata bizim gibi bakmıyorlar. Paranın ve gücün getirdiği hırslar antik inanışlarla birleştiğinde ortaya çok acayip ve tehlikeli bir karışım çıkabilir…

15. 01. 2024

Tüm yazılarını göster