SABAH'IN SANSÜRLEDİĞİ BOMBA HABERİ AÇIKLIYORUZ VE ÖNERİYORUZ: SABAH YÖNETİCİLERİNE ALTIN MAKAS ÖDÜLÜ VERİLMELİ!
Sabah'ın "Türkiye'nin gündemini belirleyecek olan" haberi hangi olayla ilgiliydi? Ve dün Sabah'ta neler yaşandı? RADAR OPERATÖRÜ yazdı...
Sabah Gazetesi dün çok ilginç bir anonsla çıktı:
Anonsu MEDYARADAR’daki ilgili haberde okudunuz:
“SABAH’tan bir gazetecilik bombası daha:
Habercilikte uzak ara önde giden SABAH Gazetesi bir kez daha Türkiye’nin gündemini belirleyecek. Haftalardır üzerinde en çok konuşulan ve akıllarda soru işaretleri bırakan bir olayın perde arkası tüm ayrıntılarıyla göz önüne serilecek. Ankara’da hiçbir şey gizli kalmayacak, dengeler sil baştan yeniden kurulacak. Yarın SABAH okunacak ve konuşulacak.”
Doğru…
Bugün gerçekten de herkes Sabah’ı konuştu…
Ama “Türkiye’nin gündemini belirleyecek olan” o haberiyle değil…
Hem gazeteden, hem de internet sitesinden gurur duyarak anonsladığı o haberi yayınlayamadığı için!
***
Olayın perde arkasını merak ediyorsunuzdur:
Sabah’ın Ankara Bürosu muhabirlerinden Mutlu Çölgeçen’in eline birkaç gün önce çok önemli bir dosya ulaştı. Bu dosya, bir süre önce Suriye’nin düşürdüğü Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait uçak hakkındaydı.
Mutlu Çölgeçen’in elindeki dosya, Sabah’ın Ankara Temsilcisi aracılığıyla İstanbul’daki yazı işleri yöneticilerine anlatıldı. Sabah yöneticileri, büyük ses getirmesini bekledikleri bu haberi aynı gün yayınlamaktansa, bir gün bekletme kararı aldılar… Bunun iki nedeni vardı:
Bir: Haber, bir gün önce anons edilerek “heyecanlı bir bekleyiş” yaratılacaktı ve gazetenin tiraj alması için kullanılacaktı.
İki: Bu haber sayesinde, bir süredir “iktidar yanlısı olduğu için etkili habercilik yapamamakla suçlanan Sabah’ın aslında nasıl iyi habercilerden oluştuğu” gösterilecekti.
Sabah yöneticileri ellerindeki haberi ve planlarını patronlarına anlattılar ve “okey” aldılar.
Bunun üzerine hemen anonslar hazırlandı ve gazeteye konuldu.
Haber önceki gün ellerine ulaştığında da hiç tereddüt etmeden manşete koydular. Gazete tam baskıya gidecekti; patrondan katından kesin bir talimat geldi:
“O haberi kullanmıyoruz…”
Nedenini tahmin etmekte zorlanmadığınızı sanıyorum:
Haber, anında Ankara’ya geçilmiş ama “Kesinlikle yayınlamayın” uyarısı gelmişti.
Bunun üzerine Sabah yazı işlerinde büyük bir panik yaşandı:
Hem “habercilik bombası” olarak sundukları haber ellerinde patlamış, böylece Türkiye’de gündemi belirleyeceğiz derken rezil olmuşlardı; hem de o kısa sürede yeni bir manşet bulmak zorundaydılar…
Ve bugünkü Sabah’ın manşeti, çeşitli baskılarda tam dört kez değişti.
***
Sabah’ın Genel Yayın Müdürü, deneyimli gazeteci Erdal Şafak…
Sosyal demokrat, basın etiğine ve ilkelerine saygılı, iyi bir gazeteci olarak bilinirdi Erdal Şafak…
Ta ki; Sabah’taki Genel yayın Müdürlüğü görevi kendisine verilene kadar…
Bu koltuğu kaybetmemek için öylesine akıl almaz tavizler verdi ki; bu sonuncusu gerçekten bardağı taşıracak türden…
Tabii Sabah’ta “bardağı taşacak” gazeteci kalmış olsaydı!
***
Bilirsiniz; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, sansürün kaldırılışı nedeniyle her yıl 24 Temmuz’da bir “Basın Özgürlüğü Ödülü” verir…
Cemiyet yönetimine öneride bulunmak istiyorum:
24 Temmuz 2013’te Basın Özgürlüğü Ödülü’nün yanı sıra bir de “Altın Makas Ödülü” versinler…
Sabah; elinde patlayan bomba haberiyle Türk sansür tarihine geçti ve bu ödülü almayı kesinlikle hak etti!
Son olarak Sabah’taki meslektaşlarıma seslenmek istiyorum:
Sırf işinizi kaybetmemek uğruna gazetenizde yaşanan bu skandallara sessiz ve tepkisiz kalmanızı tarih affetmeyecek arkadaşlar…
Hepiniz adı; “sansüre rıza gösteren gazeteciler” listesine yazıldı bile…
Bundan sonra ağzınızla kuş tutsanız nafile…
Ve sen “özgürlükçü, müthiş gazeteci” Hıncal Uluç…
Gazetenin düştüğü durumdan hâlâ gurur duyuyor musun?
RADAR OPERATÖRÜ
Anonsu MEDYARADAR’daki ilgili haberde okudunuz:
“SABAH’tan bir gazetecilik bombası daha:
Habercilikte uzak ara önde giden SABAH Gazetesi bir kez daha Türkiye’nin gündemini belirleyecek. Haftalardır üzerinde en çok konuşulan ve akıllarda soru işaretleri bırakan bir olayın perde arkası tüm ayrıntılarıyla göz önüne serilecek. Ankara’da hiçbir şey gizli kalmayacak, dengeler sil baştan yeniden kurulacak. Yarın SABAH okunacak ve konuşulacak.”
Doğru…
Bugün gerçekten de herkes Sabah’ı konuştu…
Ama “Türkiye’nin gündemini belirleyecek olan” o haberiyle değil…
Hem gazeteden, hem de internet sitesinden gurur duyarak anonsladığı o haberi yayınlayamadığı için!
***
Olayın perde arkasını merak ediyorsunuzdur:
Sabah’ın Ankara Bürosu muhabirlerinden Mutlu Çölgeçen’in eline birkaç gün önce çok önemli bir dosya ulaştı. Bu dosya, bir süre önce Suriye’nin düşürdüğü Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait uçak hakkındaydı.
Mutlu Çölgeçen’in elindeki dosya, Sabah’ın Ankara Temsilcisi aracılığıyla İstanbul’daki yazı işleri yöneticilerine anlatıldı. Sabah yöneticileri, büyük ses getirmesini bekledikleri bu haberi aynı gün yayınlamaktansa, bir gün bekletme kararı aldılar… Bunun iki nedeni vardı:
Bir: Haber, bir gün önce anons edilerek “heyecanlı bir bekleyiş” yaratılacaktı ve gazetenin tiraj alması için kullanılacaktı.
İki: Bu haber sayesinde, bir süredir “iktidar yanlısı olduğu için etkili habercilik yapamamakla suçlanan Sabah’ın aslında nasıl iyi habercilerden oluştuğu” gösterilecekti.
Sabah yöneticileri ellerindeki haberi ve planlarını patronlarına anlattılar ve “okey” aldılar.
Bunun üzerine hemen anonslar hazırlandı ve gazeteye konuldu.
Haber önceki gün ellerine ulaştığında da hiç tereddüt etmeden manşete koydular. Gazete tam baskıya gidecekti; patrondan katından kesin bir talimat geldi:
“O haberi kullanmıyoruz…”
Nedenini tahmin etmekte zorlanmadığınızı sanıyorum:
Haber, anında Ankara’ya geçilmiş ama “Kesinlikle yayınlamayın” uyarısı gelmişti.
Bunun üzerine Sabah yazı işlerinde büyük bir panik yaşandı:
Hem “habercilik bombası” olarak sundukları haber ellerinde patlamış, böylece Türkiye’de gündemi belirleyeceğiz derken rezil olmuşlardı; hem de o kısa sürede yeni bir manşet bulmak zorundaydılar…
Ve bugünkü Sabah’ın manşeti, çeşitli baskılarda tam dört kez değişti.
***
Sabah’ın Genel Yayın Müdürü, deneyimli gazeteci Erdal Şafak…
Sosyal demokrat, basın etiğine ve ilkelerine saygılı, iyi bir gazeteci olarak bilinirdi Erdal Şafak…
Ta ki; Sabah’taki Genel yayın Müdürlüğü görevi kendisine verilene kadar…
Bu koltuğu kaybetmemek için öylesine akıl almaz tavizler verdi ki; bu sonuncusu gerçekten bardağı taşıracak türden…
Tabii Sabah’ta “bardağı taşacak” gazeteci kalmış olsaydı!
***
Bilirsiniz; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, sansürün kaldırılışı nedeniyle her yıl 24 Temmuz’da bir “Basın Özgürlüğü Ödülü” verir…
Cemiyet yönetimine öneride bulunmak istiyorum:
24 Temmuz 2013’te Basın Özgürlüğü Ödülü’nün yanı sıra bir de “Altın Makas Ödülü” versinler…
Sabah; elinde patlayan bomba haberiyle Türk sansür tarihine geçti ve bu ödülü almayı kesinlikle hak etti!
Son olarak Sabah’taki meslektaşlarıma seslenmek istiyorum:
Sırf işinizi kaybetmemek uğruna gazetenizde yaşanan bu skandallara sessiz ve tepkisiz kalmanızı tarih affetmeyecek arkadaşlar…
Hepiniz adı; “sansüre rıza gösteren gazeteciler” listesine yazıldı bile…
Bundan sonra ağzınızla kuş tutsanız nafile…
Ve sen “özgürlükçü, müthiş gazeteci” Hıncal Uluç…
Gazetenin düştüğü durumdan hâlâ gurur duyuyor musun?
RADAR OPERATÖRÜ