Sabah'ın o manşeti asparagas çıktı! "Fotoğraflardaki sarışın kadın ben değilim"
Sabah gazetesinin magazin eki Günaydın'ın "Yine Mikonos Yine Rezalet" başlıklı manşetinin asparagas olduğu ortaya çıktı.
Sabah gazetesi Okur Temsilcisi İbrahim Altay, gazetenin magazin eki Günaydın'ın "Yine Mikonos Yine Rezalet" başlıklı manşetinin asparagas olduğunu açıkladı.
'Sosyetik güzel' olarak tanımlanan Siren Ertan'ın 'aşırı' derecede alkol aldığını ve biri erkek, biri kız iki arkadaşıyla 'sarılarak' dans ettiğini söyleyen gazete buna delil olarak cep telefonu ile çekilmiş iki net olmayan fotoğraf yayımlamıştı.
Okur temsilcisi, hem Siren Ertan'ın o haftasonu Mikonos'ta olmadığını hem de incelediğinde fotoğraftaki kişinin Siren Ertan olmadığını gördüğünü yazdı. Ayrıca, Günaydın'ın manşeti mahkeme kararı ile internet sitesinden de kaldırıldı.
Okur temsilcisi İbrahim Altay gazetesinin manşetini şöyle eleştirdi:
"Günaydın'ın manşeti: Yine Mikonos Yine Rezalet... 'Sosyetik güzel' olarak tanımlanan Siren Ertan isimli bir hanımefendi hakkında. Bu hanımefendi güya 'aşırı' derecede alkol almış ve biri erkek, biri kız iki arkadaşıyla 'sarılarak' dans etmiş. Cep telefonu ile çekilmiş iki net olmayan fotoğraf...
Elimizde alkol metre yok. Alkol duvarına tırmanmış mı aşmış mı bilmiyoruz. Zaten muhabirimiz orada değil. Ayrıca, bildiğim kadarıyla Günaydın muhabir ve editörleri de dahil bir insanın arkadaşlarıyla sarılarak dans etmesi 'rezalet' sayılmıyor. O halde 'rezalet' bunun neresinde?
Yani her bakımdan yanlış bir başlık...
Olaylar burada bitmiyor... O gün Siren Ertan bir açıklama yapıyor ve magazinci tabiri ile 'bombayı patlatıyor': "Hafta sonu Mykonos'ta değildim, fotoğraflardaki sarışın kadın ben değilim."
Ayrıca şunları söylüyor: "Fotoğraflar da muhtemelen kötü kalpli kıskanç birileri tarafından 'Siren Ertan bu' diye Mykonos'tan yollanmış."
Araştırıyorum ve haklı olduğunu görüyorum. Belli ki fotoğrafları Ertan'la 'husumeti' olan birileri, birilerine yollamış. O birileri de muhabirimize yollamış. Yollayanların amacı habere konu kişiyi kamuoyu nezdinde tahkir etmek!
Haber kaynağının motivasyonunu sorgulamak bu yüzden önemli. Gazeteci bir takım insanlar arasındaki hırs ve kıskançlık oyunlarına alet olmamalıdır. Aldığı bilgileri sorgulamalı, doğruluğundan emin olmadan yayımlamamalıdır.
Bir hata yaptıysa ısrar etmek yerine özür dilemeli, nedenlerini açıklamalıdır. Sorumluluğunu kabul etmelidir. Bu onu küçültmez, büyütür. Medya kuruluşunun saygınlığını zedelemez, aksine pekiştirir.
Bu yüzden Günaydın'ın ertesi günkü tavrını yanlış, açıklamalarını eksik buluyorum.
Unutmayalım! Böyle durumlarda gazeteciler haber kaynaklarını korumak zorunda değildir. Kendilerini yanlış yönlendirenlerin isimlerini açıklayabilirler. Evrensel etik kuralları buna izin verir ki benzer olaylar tekrar tekrar yaşanmasın.
'Sosyetik güzel' olarak tanımlanan Siren Ertan'ın 'aşırı' derecede alkol aldığını ve biri erkek, biri kız iki arkadaşıyla 'sarılarak' dans ettiğini söyleyen gazete buna delil olarak cep telefonu ile çekilmiş iki net olmayan fotoğraf yayımlamıştı.
Okur temsilcisi, hem Siren Ertan'ın o haftasonu Mikonos'ta olmadığını hem de incelediğinde fotoğraftaki kişinin Siren Ertan olmadığını gördüğünü yazdı. Ayrıca, Günaydın'ın manşeti mahkeme kararı ile internet sitesinden de kaldırıldı.
Okur temsilcisi İbrahim Altay gazetesinin manşetini şöyle eleştirdi:
"Günaydın'ın manşeti: Yine Mikonos Yine Rezalet... 'Sosyetik güzel' olarak tanımlanan Siren Ertan isimli bir hanımefendi hakkında. Bu hanımefendi güya 'aşırı' derecede alkol almış ve biri erkek, biri kız iki arkadaşıyla 'sarılarak' dans etmiş. Cep telefonu ile çekilmiş iki net olmayan fotoğraf...
Elimizde alkol metre yok. Alkol duvarına tırmanmış mı aşmış mı bilmiyoruz. Zaten muhabirimiz orada değil. Ayrıca, bildiğim kadarıyla Günaydın muhabir ve editörleri de dahil bir insanın arkadaşlarıyla sarılarak dans etmesi 'rezalet' sayılmıyor. O halde 'rezalet' bunun neresinde?
Yani her bakımdan yanlış bir başlık...
Olaylar burada bitmiyor... O gün Siren Ertan bir açıklama yapıyor ve magazinci tabiri ile 'bombayı patlatıyor': "Hafta sonu Mykonos'ta değildim, fotoğraflardaki sarışın kadın ben değilim."
Ayrıca şunları söylüyor: "Fotoğraflar da muhtemelen kötü kalpli kıskanç birileri tarafından 'Siren Ertan bu' diye Mykonos'tan yollanmış."
Araştırıyorum ve haklı olduğunu görüyorum. Belli ki fotoğrafları Ertan'la 'husumeti' olan birileri, birilerine yollamış. O birileri de muhabirimize yollamış. Yollayanların amacı habere konu kişiyi kamuoyu nezdinde tahkir etmek!
Haber kaynağının motivasyonunu sorgulamak bu yüzden önemli. Gazeteci bir takım insanlar arasındaki hırs ve kıskançlık oyunlarına alet olmamalıdır. Aldığı bilgileri sorgulamalı, doğruluğundan emin olmadan yayımlamamalıdır.
Bir hata yaptıysa ısrar etmek yerine özür dilemeli, nedenlerini açıklamalıdır. Sorumluluğunu kabul etmelidir. Bu onu küçültmez, büyütür. Medya kuruluşunun saygınlığını zedelemez, aksine pekiştirir.
Bu yüzden Günaydın'ın ertesi günkü tavrını yanlış, açıklamalarını eksik buluyorum.
Unutmayalım! Böyle durumlarda gazeteciler haber kaynaklarını korumak zorunda değildir. Kendilerini yanlış yönlendirenlerin isimlerini açıklayabilirler. Evrensel etik kuralları buna izin verir ki benzer olaylar tekrar tekrar yaşanmasın.