SABAH'A TMSF ELKOYUNCA FATİH ALTAYLI'NIN MAİL ADRESİ DE DEĞİŞTİ!..İŞTE YENİ MAİL ADRESİ!..
Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı,Sabah gazetesinin TMSF aracılığıyla devlet eline geçmesi nedeniyle kendisiyle 'gırgır geçen' arkadaşlarına köşesinden yanıt verdi: "faltayli@sabah.gov.tr
faltayli@sabah.gov.tr
Arkadaşlar gırgır geçiyor. İyi niyetli oldukça hiçbir gırgıra kızmam, alınmam.
"Artık SABAH'ın internet adresi de değişir www.sabah. gov.tr olur" diyen de var, "657 sayılı Yasa'ya girdin. Artık düğmeni koparmak 6 aydan başlar" diyen de...
Gülüyoruz haliyle.
Benim hiçbir şeyim değişmez.
Ne internet adresim, ne mailim.
25 yıldır bu işi yapıyorum. Çok kişiyi kızdırdık, çok düşmanımız oldu.
Hakkımızda denmedik laf kalmadı.
"Hırsız" diyemediler, "Uğursuz" diyemediler. Bu yeter.
Basın kartım bile yok.
Almam. Önce "Başkalarına verilen ayrıcalığa karşı çıkan biz basın mensupları, nasıl olur da kendimize ayrıcalık sağlanmasına izin veririz" diye bağırıp almadım. O zaman uçak, telefon yarı fiyatına, otobüs, tren, vapur gazeteciye beleşti.
Kabul edemedim hiç.
Ben yazdıkça "meslektaşlar!" kızdı ama sonunda bu ayrıcalıklar kalktı.
Sonra yine almadım. "Benim gazeteci olup olmadığıma Başbakanlığa bağlı bir komisyon mu karar verecek" diye.
Çok patron gördüm. Kafamı attırdılar mı bıraktım, kafamı attırmadıkları zaman batsalar bile onları terk etmedim.
Transfer parası almak için değil, kızdığım zaman bıraktım.
Sizler için yazıp, parasını gazeteden aldığım yazıları kitap yaparak bence en şerefli "unvanım" olan "gazeteciliğin" sonuna "yazar" ı ekletmedim.
Şimdi hala gazeteciyim.
Bildiğimi zannettiğim tek işi yapıyorum.
Kafamız yerinde olduğu müddetçe de yaparız evelallah.
Yapamazsak...
Gerekirse pazarda tezgâh açarız.
Onurumuzla.
Arkadaşlar gırgır geçiyor. İyi niyetli oldukça hiçbir gırgıra kızmam, alınmam.
"Artık SABAH'ın internet adresi de değişir www.sabah. gov.tr olur" diyen de var, "657 sayılı Yasa'ya girdin. Artık düğmeni koparmak 6 aydan başlar" diyen de...
Gülüyoruz haliyle.
Benim hiçbir şeyim değişmez.
Ne internet adresim, ne mailim.
25 yıldır bu işi yapıyorum. Çok kişiyi kızdırdık, çok düşmanımız oldu.
Hakkımızda denmedik laf kalmadı.
"Hırsız" diyemediler, "Uğursuz" diyemediler. Bu yeter.
Basın kartım bile yok.
Almam. Önce "Başkalarına verilen ayrıcalığa karşı çıkan biz basın mensupları, nasıl olur da kendimize ayrıcalık sağlanmasına izin veririz" diye bağırıp almadım. O zaman uçak, telefon yarı fiyatına, otobüs, tren, vapur gazeteciye beleşti.
Kabul edemedim hiç.
Ben yazdıkça "meslektaşlar!" kızdı ama sonunda bu ayrıcalıklar kalktı.
Sonra yine almadım. "Benim gazeteci olup olmadığıma Başbakanlığa bağlı bir komisyon mu karar verecek" diye.
Çok patron gördüm. Kafamı attırdılar mı bıraktım, kafamı attırmadıkları zaman batsalar bile onları terk etmedim.
Transfer parası almak için değil, kızdığım zaman bıraktım.
Sizler için yazıp, parasını gazeteden aldığım yazıları kitap yaparak bence en şerefli "unvanım" olan "gazeteciliğin" sonuna "yazar" ı ekletmedim.
Şimdi hala gazeteciyim.
Bildiğimi zannettiğim tek işi yapıyorum.
Kafamız yerinde olduğu müddetçe de yaparız evelallah.
Yapamazsak...
Gerekirse pazarda tezgâh açarız.
Onurumuzla.