Sabah yazarının İsmail Küçükkaya tepkisi! Karısını dövenle program keyfi
Fox TV'de Çalar Saat programını sunan gazeteci İsmail Küçükkaya, Ali Babacan ile İstanbul Sözleşmesi'ni değerlendirince Sabah yazarı Hilal Kaplan'dan sert tepki geldi.
Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan'dan İsmail Küçükkaya'ya DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile İstanbul Sözleşmesi'ne dair yaptığı yayınla ilgili sert eleştiri geldi.
Kaplan, Fox TV'deki Çalar Saat programında Ali Babacan ile Küçükkaya'nın karşılıklı iltifatlarla ve kahkahalarla konuyu ele aldıklarını vurgulayarak "Gördüğü şiddet sebebiyle kanser olduğunu söyleyen Eda Hanım neler hissetmiştir, düşünemiyorum bile..." diye yazdı.
Hilal Kaplan, İsmail Küçükkaya'nın medyaya da yansıyan eski eşini darp ettiğine dair konuyu hatırlatarak "Türkiye'de her şey olunuyor da rezil olunmuyor hakikaten." dedi.
İşte Hilal Kaplan'ın bugünkü yazısı
KARISINI DÖVENLE PROGRAM YAPMA KEYFİ
Türkiye'de her şey olunuyor da rezil olunmuyor hakikaten. Eda Demirci, eski eşi İsmail Küçükkaya tarafından dövüldüğünü, "Sadece bir öğretmensin" diye aşağılandığını, küfürler yediğini, aldatıldığını açıklamıştı.
Ama aynı Küçükkaya, Ali Babacan'ı ağırlayıp "İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin kadın haklarına zararları" üzerine program yapabiliyor.
Karşılıklı iltifatların paylaşıldığı ve kahkahaların havada uçuştuğu programı izlerken, gördüğü şiddet sebebiyle kanser olduğunu söyleyen Eda Hanım neler hissetmiştir, düşünemiyorum bile...
Eda Hanım, daha önce de defalarca Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü'den yardım istediğini ama arama ve mesajlarına Güllü'nün kapı duvar olduğunu belirtmişti. Geçen haftalarda ABD'den kadın hakları konusunda ödül alan Güllü için, Küçükkaya ile ilişkisini sürdürmek daha önemli olsa gerek.
Peki Küçükkaya'yı davada savunan avukat kimdi dersiniz?
Ekranlarda İstanbul Sözleşmesi'ni en önde savunanlardan Kezban Hatemi... Nasıl; tam bir ikiyüzlüler geçidi, değil mi?
Çok savundukları "Kadının beyanı esastır" ilkesinin, iş kendi çıkarlarına gelince geçersiz olduğunu da böylelikle anlamış olduk!