Sabah yazarından Arif V 216'ye sert eleştiri: Bu filme kahkaha atan var mı gerçekten?
Sabah yazarı Yüksel Aytuğ, Cem Yılmaz'ın son filmi Arif V 216'yı adeta yerden yere vurdu.
Sabah yazarı Yüksel Aytuğ, Cem Yılmaz'ın son filmi Arif V 216'nın insanlara kahkaha attıracak bir yapım olmadığını sadece çocukların gülebileceği bir film olduğunu iddia etti.
PR çalışması son derece iyi yapılan Arif V 216 filmini izeldiğini ama komik bulmadığını belirten Yüksel Aytuğ, "Gerçekten kahkaha atmak için Cem Yılmaz'ın sahne şovlarını sabırsızlıkla bekliyorum" dedi.
İşte Yüksel Aytuğ'un bugünkü yazısından "Bu filme kahkaha atan var mı gerçekten?" başlıklı o bölüm:
İnsan, Cem Yılmaz filmine niye gider? Kahkahalar atıp günlük hayatın stresinden, gamından, kederinden kurtulmak için öyle değil mi? Gelin görün ki bunca Cem Yılmaz filmi içinde bana kahkahalar attıran, şu köşede gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim biri çıkmadı ne yazık ki...
Biraz 'Hokkabaz'ın sinema dilini sevmiştim ama zaten o da 'komedi' filmi değildi.
Cem'in muazzam bir PR çalışmasıyla perdeye sürdüğü 'Arif V 216'dan yine hayal kırıklığıyla ayrıldım. Cem, filmini köpürtüp beklentiyi yükselttikçe hayal kırıklığımın dalga boyu da artıyor ne yazık ki...
Komedi filmlerini gala ya da özel basın gösterimlerinde değil de, halkın arasında izlemek gibi bir alışkanlığım var.
Çünkü 'gerçek' reaksiyonu orada alıyorsunuz. Aksi halde yapımcılar, oyuncular, şakşakçılar ve hısım akrabaların arasında yapılan özel gösterimlerdeki kahkaha ve alkış son derece yanıltıcı olabiliyor.
Böyle olunca da 'Kral çıplak' demek yine bana düşüyor...
Filmi pazar günü TİM'de öğle saatinde izledim.
Salonda 11 kişiydik. Arka sıradaki 7 yaşında çocuk dahil kimsenin kahkaha attığını duymadım. Oysa ne kritikler okumuştum, 'Cem Yılmaz'ın en iyi filmi' veya 'Gülmekten yerlere düştük' filan türünden... Tamam, herkesin espri anlayışı farklı olabilir ama onlarla aynı filmi izlediğimden hiç de emin değilim doğrusu.
İki saatlik koca filmde sadece kör genç kızı canlandıran Seda Bakan'ın çorba koyma sahnesine azıcık gülümsedim, hepsi o kadar.
Cem Yılmaz, eski sanatçılara ve 70'li yılların unutulmaya yüz tutan insani erdemlerine saygı duruşunda bulunmak adına filmine 'mesajlar' da iliştirmiş. Ancak bunu yaparken Zeki Müren'i fazlaca hor kullanmış gibi geldi bana.
Diyeceğim o ki, filme akıtılan onca para ve emeğin hatırına 'Gitmeyin' demem. Ama beklentinizi fuayedeki vestiyere bırakmanızı öneririm.
Bana gelince... Ağzımda kalan kekremsi tadı şöyle şahane bir 'CMYLMZ' gösterisiyle çalkalamak için Cem'in yeni sahne şovunu iple çekiyorum...
PR çalışması son derece iyi yapılan Arif V 216 filmini izeldiğini ama komik bulmadığını belirten Yüksel Aytuğ, "Gerçekten kahkaha atmak için Cem Yılmaz'ın sahne şovlarını sabırsızlıkla bekliyorum" dedi.
İşte Yüksel Aytuğ'un bugünkü yazısından "Bu filme kahkaha atan var mı gerçekten?" başlıklı o bölüm:
İnsan, Cem Yılmaz filmine niye gider? Kahkahalar atıp günlük hayatın stresinden, gamından, kederinden kurtulmak için öyle değil mi? Gelin görün ki bunca Cem Yılmaz filmi içinde bana kahkahalar attıran, şu köşede gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim biri çıkmadı ne yazık ki...
Biraz 'Hokkabaz'ın sinema dilini sevmiştim ama zaten o da 'komedi' filmi değildi.
Cem'in muazzam bir PR çalışmasıyla perdeye sürdüğü 'Arif V 216'dan yine hayal kırıklığıyla ayrıldım. Cem, filmini köpürtüp beklentiyi yükselttikçe hayal kırıklığımın dalga boyu da artıyor ne yazık ki...
Komedi filmlerini gala ya da özel basın gösterimlerinde değil de, halkın arasında izlemek gibi bir alışkanlığım var.
Çünkü 'gerçek' reaksiyonu orada alıyorsunuz. Aksi halde yapımcılar, oyuncular, şakşakçılar ve hısım akrabaların arasında yapılan özel gösterimlerdeki kahkaha ve alkış son derece yanıltıcı olabiliyor.
Böyle olunca da 'Kral çıplak' demek yine bana düşüyor...
Filmi pazar günü TİM'de öğle saatinde izledim.
Salonda 11 kişiydik. Arka sıradaki 7 yaşında çocuk dahil kimsenin kahkaha attığını duymadım. Oysa ne kritikler okumuştum, 'Cem Yılmaz'ın en iyi filmi' veya 'Gülmekten yerlere düştük' filan türünden... Tamam, herkesin espri anlayışı farklı olabilir ama onlarla aynı filmi izlediğimden hiç de emin değilim doğrusu.
İki saatlik koca filmde sadece kör genç kızı canlandıran Seda Bakan'ın çorba koyma sahnesine azıcık gülümsedim, hepsi o kadar.
Cem Yılmaz, eski sanatçılara ve 70'li yılların unutulmaya yüz tutan insani erdemlerine saygı duruşunda bulunmak adına filmine 'mesajlar' da iliştirmiş. Ancak bunu yaparken Zeki Müren'i fazlaca hor kullanmış gibi geldi bana.
Diyeceğim o ki, filme akıtılan onca para ve emeğin hatırına 'Gitmeyin' demem. Ama beklentinizi fuayedeki vestiyere bırakmanızı öneririm.
Bana gelince... Ağzımda kalan kekremsi tadı şöyle şahane bir 'CMYLMZ' gösterisiyle çalkalamak için Cem'in yeni sahne şovunu iple çekiyorum...