Sabah yazarı Melih Altınok: FETÖ'nün ölüm listesi falan yok
Melih Altınok, FETÖ'nün ölüm listesinin olmadğını söyledi
Sabah yazarı Melih Altınok, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından dile getirilen "FETÖ'nün ölüm listesi var" iddiasıyla ilgili olarak Yok tabii ki öyle bir liste falan. "Önce Aydınlık'ta yazan ve yalanlarıyla meşhur beyefendi attı kuyuya taşı. Ardından listeler birbirini izledi. Düşünün, listeye adını yazdırmak için araya adam koyan işadamları tanıyorum. Aynen öyle. Dün de bir gazetede yine bir 'FETÖ ölüm listesi' haberi vardı. Baktım, gazetenin yöneticilerinden biri de o listede. Kanalını, gazetesini bugün içeride olan FETÖ'cü gazetecilere emanet edeni kim ne yapsın mesela? Akıllarınca üzerlerine yönelen eleştiri oklarını bu klişe yöntemle savuşturacaklar" dedi.
Melih Altınok'un "Darbe girişiminin ikinci ayağı" başlığıyla yayımlanan (12 Ağustos 2016) yazısı şöyle:
Gelişmeler gösteriyor ki FETÖ, daha doğrusu onun iplerini elinde tutanlar bundan sonra terör örgütleri üzerinden yürüyecek.
Darbe girişiminin henüz püskürtüldüğü günlerde PKK'nın çoğunluğu Kürt mevsimlik işçilerin çalıştığı Karadeniz'i "tahrik" etmesi bu tezi güçlendiriyor. Amaçları, batının ya da"durumdan vazife çıkartmaya hevesli askeri bürokrasinin" gözüne sokmak için halkı birbirine düşürmek! Aynen, Gezi'deki gibi.
PKK o gün bugündür hiç durmuyor. Dün de Mardin'de ve Diyarbakır'da polisleri ve sivil Kürtleri katlettiler.
İlerleyen günlerde DHKP-C ve DAEŞ gibi terör örgütlerini de Türkiye'ye karşı kullanacaklarından şüphemiz yok.
Bu arada, Doğu'da İslam, Batı'da ise hristiyan düşmanı diye itibarsızlaştırılan Trump'ın"Obama IŞİD'in kurucusudur" sözlerini küçümsemeyin derim.
***
Seni mazur görenler utansın?
"Mazur görebileceğimiz eylem değildir. Çok sayıda yurttaş yaşamını yitirdi, yaralananlar var. Halkımıza başsağlığı diliyorum." HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş.
Neden söz ediyor sizce?
Yok canım, PKK'nın son Diyarbakır katliamından bahsediyor olamaz.
Öyle ya, azıcık siyasi ahlakı ve vicdanı olan birisi yaşını doldurmamış bebeklerin öldürüldüğü bir terör eyleminden, sanki otobüste ayağımıza basılmış gibi "mazur görülemez" diye bahsedebilir mi?
***
FETÖ'nün son ölüm listesi!
Yok tabii ki öyle bir liste falan.
Önce Aydınlık'ta yazan ve yalanlarıyla meşhur beyefendi attı kuyuya taşı. Ardından listeler birbirini izledi. Düşünün, listeye adını yazdırmak için araya adam koyan işadamları tanıyorum.
Aynen öyle. Dün de bir gazetede yine bir "FETÖ ölüm listesi" haberi vardı. Baktım, gazetenin yöneticilerinden biri de o listede. Kanalını, gazetesini bugün içeride olan FETÖ'cü gazetecilere emanet edeni kim ne yapsın mesela?
Akıllarınca üzerlerine yönelen eleştiri oklarını bu klişe yöntemle savuşturacaklar.
İnsan, itibarını kaybeden, şaibeli siyasilerin, işadamlarının, medya patronlarının, gazetecilerin elinden çıkan bu listeleri hala saf saf ciddiye alan, kaygılanan vatandaşlarımıza üzülüyor.
Yapmayın Allah aşkına.
***
İnsan mısın?
Şu resme bir bakın. PKK geçtiğimiz gün Diyarbakır'da baba Necati Yıldırım hariç bu aileyi katletti. Dayanamadınız, değil mi? Ne yapacaksınız, insansınız.
Ama bırakın bu dramla kahrolmayı, kimileri için asıl "sorun"bu katliamın faili PKK'nın yasal kanadına yapılan polis baskınıydı.
İddialara göre polis parti binalarındaki arama sırasında kitapları falan yere atmış. Pardon, ha bir de baskın öncesi Parti yetkililerine haber verilmemiş!
Çıkıp PKK'nın katliamını ağız dolusu, "amasız" kınasalar, sonra da faillere yönelik soruşturmadaki ihlalleri eleştirseler en fazla siyaseten doğruculukla falan eleştirirdik kendilerini.
Ama yok, yitip giden hayatlar, yıkılan aileleri konuşmuyorlar bile.
Ne yazık ki yalnızca aklını ve vicdanını bu cani harekete teslim etmiş militanlardan söz etmiyorum.
Sosyal medyada "duyar kasmalarıyla" meşhur hanımlar, beyler de Yıldırım ailesinin yaşadığı acıyı görmeden, soruşturmadaki ihlal iddialarını "insanlık ayıbı" olarak kınadılar.
"İnsanlık" öyle mi? Hiç yakışıyor mu ağzınıza.
Melih Altınok'un "Darbe girişiminin ikinci ayağı" başlığıyla yayımlanan (12 Ağustos 2016) yazısı şöyle:
Gelişmeler gösteriyor ki FETÖ, daha doğrusu onun iplerini elinde tutanlar bundan sonra terör örgütleri üzerinden yürüyecek.
Darbe girişiminin henüz püskürtüldüğü günlerde PKK'nın çoğunluğu Kürt mevsimlik işçilerin çalıştığı Karadeniz'i "tahrik" etmesi bu tezi güçlendiriyor. Amaçları, batının ya da"durumdan vazife çıkartmaya hevesli askeri bürokrasinin" gözüne sokmak için halkı birbirine düşürmek! Aynen, Gezi'deki gibi.
PKK o gün bugündür hiç durmuyor. Dün de Mardin'de ve Diyarbakır'da polisleri ve sivil Kürtleri katlettiler.
İlerleyen günlerde DHKP-C ve DAEŞ gibi terör örgütlerini de Türkiye'ye karşı kullanacaklarından şüphemiz yok.
Bu arada, Doğu'da İslam, Batı'da ise hristiyan düşmanı diye itibarsızlaştırılan Trump'ın"Obama IŞİD'in kurucusudur" sözlerini küçümsemeyin derim.
***
Seni mazur görenler utansın?
"Mazur görebileceğimiz eylem değildir. Çok sayıda yurttaş yaşamını yitirdi, yaralananlar var. Halkımıza başsağlığı diliyorum." HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş.
Neden söz ediyor sizce?
Yok canım, PKK'nın son Diyarbakır katliamından bahsediyor olamaz.
Öyle ya, azıcık siyasi ahlakı ve vicdanı olan birisi yaşını doldurmamış bebeklerin öldürüldüğü bir terör eyleminden, sanki otobüste ayağımıza basılmış gibi "mazur görülemez" diye bahsedebilir mi?
***
FETÖ'nün son ölüm listesi!
Yok tabii ki öyle bir liste falan.
Önce Aydınlık'ta yazan ve yalanlarıyla meşhur beyefendi attı kuyuya taşı. Ardından listeler birbirini izledi. Düşünün, listeye adını yazdırmak için araya adam koyan işadamları tanıyorum.
Aynen öyle. Dün de bir gazetede yine bir "FETÖ ölüm listesi" haberi vardı. Baktım, gazetenin yöneticilerinden biri de o listede. Kanalını, gazetesini bugün içeride olan FETÖ'cü gazetecilere emanet edeni kim ne yapsın mesela?
Akıllarınca üzerlerine yönelen eleştiri oklarını bu klişe yöntemle savuşturacaklar.
İnsan, itibarını kaybeden, şaibeli siyasilerin, işadamlarının, medya patronlarının, gazetecilerin elinden çıkan bu listeleri hala saf saf ciddiye alan, kaygılanan vatandaşlarımıza üzülüyor.
Yapmayın Allah aşkına.
***
İnsan mısın?
Şu resme bir bakın. PKK geçtiğimiz gün Diyarbakır'da baba Necati Yıldırım hariç bu aileyi katletti. Dayanamadınız, değil mi? Ne yapacaksınız, insansınız.
Ama bırakın bu dramla kahrolmayı, kimileri için asıl "sorun"bu katliamın faili PKK'nın yasal kanadına yapılan polis baskınıydı.
İddialara göre polis parti binalarındaki arama sırasında kitapları falan yere atmış. Pardon, ha bir de baskın öncesi Parti yetkililerine haber verilmemiş!
Çıkıp PKK'nın katliamını ağız dolusu, "amasız" kınasalar, sonra da faillere yönelik soruşturmadaki ihlalleri eleştirseler en fazla siyaseten doğruculukla falan eleştirirdik kendilerini.
Ama yok, yitip giden hayatlar, yıkılan aileleri konuşmuyorlar bile.
Ne yazık ki yalnızca aklını ve vicdanını bu cani harekete teslim etmiş militanlardan söz etmiyorum.
Sosyal medyada "duyar kasmalarıyla" meşhur hanımlar, beyler de Yıldırım ailesinin yaşadığı acıyı görmeden, soruşturmadaki ihlal iddialarını "insanlık ayıbı" olarak kınadılar.
"İnsanlık" öyle mi? Hiç yakışıyor mu ağzınıza.