Sabah yazarı Aydın Doğan'a sert çıktı: İrfan Değirmenci'yi oyununa meze yaptı!
İrfan Değirmenci "tarafsızlığını yitirdi diye gönderilmedi" diyen Sabah yazarı Melih Altınok, Aydın Doğan'ı hedef aldı.
Sabah gazetesi yazarı Melih Altınok, İrfan Değirmenci'nin Kanal D'den gönderilmesinin nedeninin 'tarafsızlığını yitirmesi" değil de Aydın Doğan'ın bir oyunu olduğunu iddia etti...
İrfan Değirmenci'nin "reyting ya da yeterince 'kârlı' olamadığı için zaten gönderildiğini" öne süren Sabah yazarı Altınok, "Geçen yıl ATV'de Kahvaltı Haberleri'ni sunarken rakibim olan Değirmenci'nin reytinglerinin kötü gittiğini biliyordum. (...) Hatta geçen yıl medya kulislerinde programına son verileceği ciddi ciddi konuşuluyordu." dedi.
"İrfan Değirmenci ile Posta yazarı Hakan Çelenk tarafsızlıklarını yitirdikleri için kovulmadılar!" diyen Melih Altınok, "Bu iki gazeteci en uygun zaman gelince de Aydın Doğan'ın vermek istediği mesaja meze yapıldılar" dedi.
İşte Melih Altınok'un bugünkü yazısı:
AYDIN DOĞAN NE YAPIYOR?
Doğan grubu dün, Kanal D'de sabah programı yapan İrfan Değirmenci'yi ve Posta yazarı Hakan Çelenk'i kovduğunu açıkladı.
Meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz.
Ne var ki ortada epeyce garip bir durum var.
Zira gazetecilerin işten çıkartılmasına gerekçe olarak "Doğan yayın ilkeleri" gösterildi. Söz konusu kişilerin referandumda "hayır" oyu vereceklerini açıkladıkları için tarafsızlıklarını yitirdikleri ve kovuldukları ilan edildi.
Peki, ne oldu da yıllardır CHP'nin ve zamanı gelince HDP'nin basın merkezi olarak görev yapan Doğan grubu bir anda tarafsızlığı bu kadar önemser hale geldi...
Üstelik de tam, canla başla açıktan "hayır" propagandası için çalıştıkları bu kritik dönemde hayır diyen iki gazetecisini kovacak kadar?
Öyle ya, bu grubun bırakın Erdoğan'ı destekleyen yazara, televizyoncuya iş vermeyi, holdingin kapısından Ak Parti seçmeni temizlikçi sokmadığını bilmeyen yok.
Zaman zaman partizanlığı öylesine ileri götürüyor ki, 7 Haziran seçimlerinden önce Doğan Haber Ajansı abonelerine şu mesajı geçebiliyor:
"Diktatörden hesap sorun. Oyunuzu HDP'ye verin!" Mesela, gazeteciliği ayaklar altına alarak holdingin resmi hesabından bu mesajı geçen "gazetecileri", yöneticileri tarafsızlıklarını yitirdikleri için bırakın kovmayı, uyarmışlar mıydı?
Gidin işinize Allah aşkına.
Aklı başında herkes biliyor ki Değirmenci de Çelenk de tarafsızlıklarını yitirdikleri için kovulmadılar!
Reyting ya da yeterince "kârlı" olamadıkları gibi nedenler yüzünden zaten gönderileceklerdi.
Çelenk'i pek takip edemedim.
Ama örneğin, geçen yıl ATV'de Kahvaltı Haberleri'ni sunarken rakibim olan Değirmenci'nin reytinglerinin kötü gittiğini biliyordum. Kanal D'deki sabah programını ilk yüz program listesinde nerdeyse hiç göremiyorduk.
Hatta geçen yıl medya kulislerinde programına son verileceği ciddi ciddi konuşuluyordu. Medyanın içinde olanlar hatırlayacaklardır, Değirmenci'nin yerine gelecek isimler bile zikredilmeye başlanmıştı.
Ve bu iki gazeteci en uygun zaman gelince de Aydın Doğan'ın vermek istediği mesaja meze yapıldılar.
Peki mesaj ne? Herkes bunu tartışıyor.
Ağırlıklı görüş, referandum öncesi "hayırcı" basın baskı altında kampanyasının startının verildiği yönünde.
Doğan'ın hükümetle arasını düzeltmek için bu iki ismi gönderdiği yorumları ise mantıksız. Çünkü grubun en naif sayılabilecek iki gazetecisinden bahsediyoruz.
Bu isimlere gelene kadar tarafgirliği rahatsız eden kimler kimler var...
Aydın Bey ya da akıl danıştıkları bakalım referandum öncesi "hayır" propagandalarına hangi gazetecileri kurban edecekler?
İrfan Değirmenci'nin "reyting ya da yeterince 'kârlı' olamadığı için zaten gönderildiğini" öne süren Sabah yazarı Altınok, "Geçen yıl ATV'de Kahvaltı Haberleri'ni sunarken rakibim olan Değirmenci'nin reytinglerinin kötü gittiğini biliyordum. (...) Hatta geçen yıl medya kulislerinde programına son verileceği ciddi ciddi konuşuluyordu." dedi.
"İrfan Değirmenci ile Posta yazarı Hakan Çelenk tarafsızlıklarını yitirdikleri için kovulmadılar!" diyen Melih Altınok, "Bu iki gazeteci en uygun zaman gelince de Aydın Doğan'ın vermek istediği mesaja meze yapıldılar" dedi.
İşte Melih Altınok'un bugünkü yazısı:
AYDIN DOĞAN NE YAPIYOR?
Doğan grubu dün, Kanal D'de sabah programı yapan İrfan Değirmenci'yi ve Posta yazarı Hakan Çelenk'i kovduğunu açıkladı.
Meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz.
Ne var ki ortada epeyce garip bir durum var.
Zira gazetecilerin işten çıkartılmasına gerekçe olarak "Doğan yayın ilkeleri" gösterildi. Söz konusu kişilerin referandumda "hayır" oyu vereceklerini açıkladıkları için tarafsızlıklarını yitirdikleri ve kovuldukları ilan edildi.
Peki, ne oldu da yıllardır CHP'nin ve zamanı gelince HDP'nin basın merkezi olarak görev yapan Doğan grubu bir anda tarafsızlığı bu kadar önemser hale geldi...
Üstelik de tam, canla başla açıktan "hayır" propagandası için çalıştıkları bu kritik dönemde hayır diyen iki gazetecisini kovacak kadar?
Öyle ya, bu grubun bırakın Erdoğan'ı destekleyen yazara, televizyoncuya iş vermeyi, holdingin kapısından Ak Parti seçmeni temizlikçi sokmadığını bilmeyen yok.
Zaman zaman partizanlığı öylesine ileri götürüyor ki, 7 Haziran seçimlerinden önce Doğan Haber Ajansı abonelerine şu mesajı geçebiliyor:
"Diktatörden hesap sorun. Oyunuzu HDP'ye verin!" Mesela, gazeteciliği ayaklar altına alarak holdingin resmi hesabından bu mesajı geçen "gazetecileri", yöneticileri tarafsızlıklarını yitirdikleri için bırakın kovmayı, uyarmışlar mıydı?
Gidin işinize Allah aşkına.
Aklı başında herkes biliyor ki Değirmenci de Çelenk de tarafsızlıklarını yitirdikleri için kovulmadılar!
Reyting ya da yeterince "kârlı" olamadıkları gibi nedenler yüzünden zaten gönderileceklerdi.
Çelenk'i pek takip edemedim.
Ama örneğin, geçen yıl ATV'de Kahvaltı Haberleri'ni sunarken rakibim olan Değirmenci'nin reytinglerinin kötü gittiğini biliyordum. Kanal D'deki sabah programını ilk yüz program listesinde nerdeyse hiç göremiyorduk.
Hatta geçen yıl medya kulislerinde programına son verileceği ciddi ciddi konuşuluyordu. Medyanın içinde olanlar hatırlayacaklardır, Değirmenci'nin yerine gelecek isimler bile zikredilmeye başlanmıştı.
Ve bu iki gazeteci en uygun zaman gelince de Aydın Doğan'ın vermek istediği mesaja meze yapıldılar.
Peki mesaj ne? Herkes bunu tartışıyor.
Ağırlıklı görüş, referandum öncesi "hayırcı" basın baskı altında kampanyasının startının verildiği yönünde.
Doğan'ın hükümetle arasını düzeltmek için bu iki ismi gönderdiği yorumları ise mantıksız. Çünkü grubun en naif sayılabilecek iki gazetecisinden bahsediyoruz.
Bu isimlere gelene kadar tarafgirliği rahatsız eden kimler kimler var...
Aydın Bey ya da akıl danıştıkları bakalım referandum öncesi "hayır" propagandalarına hangi gazetecileri kurban edecekler?