Sabah ve Takvim'in 'kıyak' haberine yalanlama!

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON), kendisine kiralık Hazine arazisi kıyağı yapıldığı yönündeki haberleri yalanladı.

17 Nisan 2014 tarihli Takvim Gazetesi’nde 'Paralel Kıyak' başlığı ile ve yine aynı tarihli Sabah gazetesinde 'TUSKON’a kıyağa izin yok' başlığı ile bir Hazine arazisinin usulsüz kiralandığına dair yapılan haberlerin hiçbir ahlaki değere, vicdana, akla, hukuka ve gazetecilik ilkelerine uymadığı vurgulandı. Haberin yapılış biçiminden amacının halkı bilgilendirmek değil, insanları ve kurumları karalamak olduğunun açıkça anlaşıldığını kaydeden TUSKON, söz konusu iddiayı yalanladı.

TUSKON'dan konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada şöyle denildi:

"Öncelikle haberin sahibi gazeteler, konu hakkında Konfederasyonumuzdan görüş alma zahmetine bile girme gereği duymayarak, temel gazetecilik ilkelerine uymamıştır. Son dönemdeki yayın politikası göz önünde bulundurulduğunda Konfederasyonumuzdan görüş alınmamasının yalan ve iftira içerikli yayın yapma yönünde bilinçli bir tercih olduğu değerlendirilmektedir. Türk milleti ferasetiyle bu tür iftiralara prim vermediği gibi, haberin yapılış biçiminden amacının halkı bilgilendirmek değil, insanları ve kurumları karalamak olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Haberlere konu olan Hazine arazinin kiralanmasına dair süreç aşağıdaki şekilde gerçekleşmiştir: 1. Söz konusu arazi Konfederasyonumuza doğrudan ya da bedelsiz kiralanmamıştır. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından talep sahibi kişilerin katılımıyla ihale düzenlenmiş ve Konfederasyonumuz açık artırma neticesinde yıllık 1,6 milyon TL kira bedeli ile en yüksek teklifi sunarak ihaleyi kazanmış ve araziyi 49 yıllığına kiralamak için hak sahibi olmuştur. İhale, bahse konu araziye ilgi duyan herkesin katılımına açık olarak icra edilmiştir. 2. İhale süreci sonrasında, benzer diğer kamu arazisi tahsislerinde olduğu gibi, ihaleyi kazanan tüzel kişilik olarak Konfederasyonumuz ve İstanbul Valiliği Defterdarlık Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı arasında bir sözleşme imzalanmıştır. 3. Söz konusu sözleşmede arazide inşaata başlamak için gerekli plan ve projelerin üretilmesi, belediyeler nezdinde gerekli inşaat izinlerinin alınması vb. inşaat öncesi süreçlerin yürütülmesi için her yıl uzatılmak şartıyla 4 yıla kadar ön izin süresi hakkı tanınmıştır. Bu çerçevede 26 Aralık 2012 tarihinde 2013 yılı için ön izin süresinin uzatılması amacıyla İstanbul Valiliği Defterdarlık Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı’na başvurulmuş ve başvurumuz olumlu neticelenmiştir. Karara istinaden gerekli tüm teminatlar da idareye ödenmiş bulunmaktadır. 4. 2013 yılı boyunca inşaat projemiz için gerekli imar planı tadilat ve inşaat ruhsatı başvuruları süreci arazinin bulunduğu Bahçelievler İlçe Belediyesi tarafından onaylanmış ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine gönderilmiştir. Proje, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonunca da incelenmiş ve Büyükşehir Belediye Meclis gündemine girmek üzere beklemektedir. 5. Başka kamu kurumlarından kaynaklanan gecikmeler nedeniyle, sözleşmede 4 yıla kadar uzatılabileceği yazılı olan ön iznin, 2014 yılında da uzatılması için 3 Ocak 2014 tarihinde İstanbul Valiliği Defterdarlık Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı’na başvuru yapılmıştır. Valilik ise cevabında, 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesini ilgi tutarak, süre uzatım işleminin Başbakanlık onayına tabi olduğunu, Başbakanlığın 17.01.2014 tarih ve 87 sayılı görüşü ile uygun görülmediğinin bildirildiği, bu nedenle de, süre uzatımı verilemeyeceğini bildirerek başvurumuzu reddetmiştir. 6. Öncelikle belirtmek isteriz ki, bu işlemin iptali istemi ile tarafımızca bir idari dava ikame edilmiş olup, ilgili yargı merciinde görülmeye devam etmektedir. Öte yandan, süreçte de bahsettiğimiz üzere, haberde belirtilenin aksine ihale sürecinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. İdarenin ihaleyi pazarlık usulü ile yapmasında hukuka aykırılık olduğu iddiası, tamamen 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri çarpıtılarak ve eksik gösterilerek verildiğinden haber yalan haber niteliğindedir. Söz konusu yasanın ilgili hükümleri uyarınca, ihale sürecinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı aşikârdır, ayrıca, Başbakanlığın ön izin süresinin uzatılması talebinin reddinde dahi ihalenin hukuka aykırı olarak gerçekleştirildiği gibi bir gerekçe gösterilmemiştir, çünkü ihale usulüne uygun olarak yapılmıştır. Bu nedenle, anılan gazetede yapılan haberin yalan haber niteliğinde olması bir yana haberin veriliş biçimi tamamen kurumuzu yıpratmaya ve karalamaya yönelik olduğundan haberi yayımlayan sorumlu kişiler hakkında her türlü yasal yola başvurulacaktır.

Saygılarımızla kamuoyuna duyurulur.