"SABAH BU TİRAJIYLA VE YAYINIYLA DEVAM EDERSE,BEN AYDIN BEY'LE EL SIKIŞIRIM"!..HINCAL ULUÇ TAVRINI NASIL KOYDU?..

Kavgalı olan ikili biraraya geldi.Ayşe Arman kendisi ile ilgili ağır yazılar kaleme alan Hıncal Uluç'la çok ilginç bir röportaj yaptı. Uluç'un cinsel hayatı ile ilgili anlattıkları çok konuşulacak. Bir de Sabah ayrıntısı var tabi. İşte o röportaj.

Hıncal Uluç@69
Hiçbir dönemimde seks birinci sırada olmadı hatta ikinci ve üçüncü de değildi



Bir saat geç gittim randevuya. Bir önceki röportaj, trafik, vesaire. Eve, yüreğim ağzımda girdim.

Salondaki bordo kanepede boylu boyunca uzanmış bir adam buldum. İlk dikkatimi çeken yüzünden fışkıran sağlıktı. Çok iyi görünüyordu. Kadın olsa, estetikten, botokstan, dolgudan filan şüpheleneceğim. O kadar diri bir yüz vardı karşımda. Gençleşmiş. Fotoğraflarından ve ekrandaki halinden daha genç görünüyor. Bir de özgüven her zamankinden daha fazla tavan yapmış durumda. Çok eğlendik, çok güldük. En azından ben. Her zamanki nev-i şahsına münhasır adam. Onunla yapılan her röportaj farklı oluyor. Lafı dolandırmadan söyleyeceğini dan diye söylüyor. Bir sürü şey konuştuk. Artık bir kısmı yarına. Merak edersiniz diye, bir tek bizim meseleyi konuşmadık. Çünkü o konuda yol alabilmemiz mümkün değil. Ama benden farklı düşünmesi onu sevmeme engel değilmiş. Özlemişim. Görünce fark ettim...

Hıncal @ 69... Hayatınızın bu döneminde kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

- Daha huzurlu ama daha mutlu değil... Mutluluğun yalnız başına yaşanabileceğine inanmam çünkü. Zaten ikisi bir arada olmaz. Mutlu olmaya başladığında, huzurun kaçar. Kaybetme korkusu başlar. Korkularım yok. Ne işimi kaybetmekten ne ölmekten korkuyorum. Kaybedeceğim diye korktuğum bir tek şey vardı, onu da kaybettim zaten.

Bu kadar mı koyuyor yalnızlık?

- Evet bu kadar koyuyor. Edebiyat yapıyorum zannediyorlar ama değil. Yalnızım ben. Evin önünde arabayı park ettiğimde, ışıkların yandığını görmek istiyorum, kapının ziline basmak istiyorum, içeride birisinin olmasını diliyorum.

Tamam yalnızlıktan bu kadar şikayetçisiniz ama hiç mi "Acaba sorun bende mi?" diye kuşkulanmıyorsunuz?

- Kuşkulanmaz mıyım? Geçenlerde birileri "Bir insan 35 sene aynı kişiye aşık olabilir mi?" diye sordu. "Yanlış insana soruyorsunuz, ben aşkın ne kadar sürebileceğini bilmiyorum ki" dedim. Bilmiyorum gerçekten, çünkü hiçbir aşkımı bitirmedim...

Nasıl yani? Hiç kimseden ayrılmadınız mı?

- Hayır, karım dahil bütün sevgililerim beni terk etti. Onlar beni terk ettiğinde, benim onlara aşkım ilk günkü gibi devam ediyordu. Bunun içinde bir seneliği de, 6 seneliği de, 10 seneliği de var. İnsan hayat boyu terk edilince düşünmeye başlıyor tabii herhalde bende bir kusur var diye. Baksana taa Amerika´lardan gelmiş kadın bile beni bırakıp gitti...

Sizce kadınların sizi terk etmesinin nedeni ne?

- Bilsem... Lanet kadınlar giderken söylemiyorlar ki! Ama hepsi beni sevdi onu biliyorum. Benim onları sevdiğim kadar sevdiler beni.

Acaba çok mu bencilsiniz, ondan mı oluyor?

- Olabilir. Neticede terk edilen ben olduğuma göre, demek ki kusur bende...

Cinselliğin, tutkunun, o yüksek adrenalinin yerine koyduğunuz şeyler var mı?

- Benim için hiçbir dönemimde cinsellik birinci sırada değildi. Hatta ikinci ya da üçüncü sırada da değildi. Belki de o yüzden kadınlar beni terk ediyor.

Cinselliğe yeteri kadar meraklı olmadığınız için mi?

- Ben seks peşinde koşmuyorum.