'SABAH BÖYLE AŞAĞILIK BİR YAZARA HEM DE EN KOCAMAN YERİNİ AYIRAMAZ!..' KAZIM KANAT-HINCAL ULUÇ KAVGASI SERTLEŞTİ!...

Hıncal Uluç'tan Sabah'taki köşesinden kendisine "dangalak" diyen Kazım Kanat'a ve yazısından birebir alıntı yapıp "birileri" diyen Şirin Sever'e yanıt.

TARTIŞMA ile "Hakaret etme" arasındaki farka en azından Sabah yazarları birbirleri için dikkat etmeliler. Bir gazetenin saygınlığı, onu çıkaran ekibin saygınlığıyla eş değerlidir çünkü..
Sabah demokrat bir gazete.. Her türlü fikre nasıl açık olduğunu yıllardır hele de Sabah tiryakiliği içindeki okurlar iyi biliyorlar.. Böylesi bir fikirsel Babil Kulesi içinde tartışmaların olması fevkalade sağlıklıdır. Ama ölçüyü, tek ölçü "Saygı"yı elden bırakmadan.. Sevmesek de.. Bu gazete içinde kimse kimseyi sevmek zorunda da değil. Ama saymalıyız.
Nazlı Ilıcak.. Mehmet Barlas.. Ergun Babahan mesela.. Benim onlarla ayni fikirde olduğumu düşünebiliyor musunuz?. Zaman zaman tartışıyoruz da.. Hatta ağır tartışıyoruz.. Ama bu tartışma hep karşılıklı sevgi, saygı çerçevesi içinde oluyor ve fikir düzeyinde kalıyor.. Kişiselleşmeden.. Dostluğumuz da sağlam..
Ama gene bu gazetede, özellikle de verecek yanıt bulamayınca işi kişiselliğe, nefrete ve hakarete dönüştürenlerimiz var..
Beni üzen bu.. Ve de buna seyirci kalınması..
Son zamanlarda "Hıncal'a hakaret" salgın haline gelmeye başladı. Ben ayni üslupla yanıt vermem.. Ama birilerinin artık uyarması gerek..
Dışarda Sabah'ı boğmak isteyenler kuyrukta iken, içerdeki bu bitmez tükenmez kayıkçı kavgası son bulmalı, tartışma adabı bunu bilmeyenlere anlatılmalı.

Geçen hafta içinde Kazım Kanat, gene bu gazetede bana çok ağır hakaret etti. Benim kişisel hesaplarım ve menfaatlerime göre yazdığımı ve gazeteyi kullandığımı söyledi.
Bu meslekte 50 yıldır onuruyla çalışan Hıncal'a yapılabilecek hakaretlerin en büyüğü.. Yıllardır benimle çalıştığı için beni en iyi bilmesi gereken birinden gelirse hele hakaretin etkisi de büyük olur, boyu da.. Ben bu isme bir ömür verdim. Ne Kazım, ne de bir başkası gölge düşüremez adıma..
Gazete Yönetimi, Kazım'ın doğru söylediğine inanıyorsa, beni derhal kapının önüne koymalı. Sabah böyle aşağılık bir yazara hem de en kocaman yerini ayıramaz.. Ayırırsa en az onun kadar aşağılık olur.
İnanmıyorsa, o zaman Kazım'ı gene bu gazetede özür dilemesi ve de bundan böyle laflarını aklına geldiği gibi değil, düşünerek, tartarak, nereye gittiğini hesaplayarak söylemesi gerektiği konusunda uyarmalı..
Bana bu gazete köşelerinde "Dangalak" denmesine göz yuman ve hatta tekrarına izin veren yönetim, bu gelişmelerin sorumlusu aslında.. Çözümü de onlar bulmak zorundalar..


Benim yazımdan tırnak içinde birebir alıntı yaparak adres veren Şirin Sever "Birileri" diyor, görüşlerime karşı çıkarken..
"Birileri" değil, "Hıncal Uluç" Şirin kardeşim.. Hıncal Uluç..
Alıntı bile yapmışken adımı kullanmayıp "Birileri diyor ki" demek, aşağılamaktır.. Hı