SABAH-ATV GRUBUNDA NASIL BİR SATIŞ STRATEJİSİ İZLENECEK?.."SOYGUNU GÖREN ADAM" KONUŞTU!..

TMSF Başkanı Ahmet Ertürk,Sabah ve Atv'nin satışına ilişkin açıklama yaptı.BusinessWeek Türkiye'nin bugün çıkan yeni sayısında yer alan ve "Soygunu Gören Adam" başlığıyla verilen röportajında Ertürk ilginç açıklamalarda bulundu.


Ertürk'ün, BusinessWeek Türkiye'nin bugün çıkan yeni sayısında yer alan ve ''Soygunu Gören Adam'' başlığıyla verilen röportajında, 57 yaşında ve son dönemin en çok sözü edilen kamu görevlilerinden biri olan Ertürk ve onun yönetimindeki TMSF'nin, her biri ayrı bir filme konu olacak el koyma işlemlerini gerçekleştirerek Türk iş dünyasına damgasını vurduğu kaydedildi.

1999'da Egebank, Yurtbank ve Yaşarbank'a el konulmasıyla başlayan süreçle birlikte 2003 yılının sonunda 5020 sayılı Bankalar Kanunu ile özerkliğe kavuşturulan TMSF'nin, bankacılık krizi ile birlikte tahminlere göre toplam 50 milyar dolarlık bir borç batağı oluşturan sorunlu bankaları ve bu bankaların iştirakleri pozisyonunda olan futbol kulübünden medya şirketlerine kadar çeşitlenen bir sürü şirketin de sorumluluğunu devraldığı aktarılan yazıda, Ertürk yönetimindeki Fon'un operasyonlarına yer verildi.

Ertürk, yazıda, Uzan Grubu'na yönelik operasyonlara değinirken, ''Şirketlerde bazı kara delikler olur ama Uzan Grubu'nda öngöremediğimiz kayıt dışılık, hileli işlemler, çifte kayıtlar ve bunların ötesinde işimizi çok zorlaştıran paralel hiyerarşiler vardı'' ifadelerini kullandı.

Sözü edilen şirketlerde normal organizasyon yapısının çok daha dışında ve gizli organizasyon yapıları oluşturulmuş durumda olduğunu, örneğin bir şirkette sıradan bir sekreterin kapasitesinin çok üzerinde bir gücü olduğu ya da bir koruma görevlisinin hiyerarşinin çok üzerinde bir yetki kurduğunun görülebildiğini aktaran Ertürk, ''Örneğin hala Vodafone'un içinde, bizimle olan ilişkilerde sorun üretmeye çalışan bir altyapı var. Bunu (Vodafone Üst Yöneticisi) Attila Vitai'ye birkaç sefer hatırlattım. Fakat şirketle hala devam eden işlemlerimizde bizim ve Vodafone'un yeni yönetiminin göremediği, kavrayamadığı sorun kaynakları var'' ifadelerini kullandı.

CİNER GRUBU

Ertürk, röportajda ''Siz, bu protokol ulaşmadan önce Sabah ve ATV şirketlerine yönelik bir sıkıntı seziyor muydunuz? Zira Sabah ve ATV'nin çok ucuz bir fiyatla elden çıkarıldığı iddia ediliyordu'' sorusuna şu yanıtı verdi:

''Hayır. Hatta şunu söyleyebilirim ki, protokol bize ulaşmadan bir iki hafta önce Hürriyet Gazetesi'nde Ertuğrul Özkök bir yazı yazmıştı. Ben de cevaben 3 sayfalık bir mektup yazdım kendisine ve Turgay Ciner ile bizim yaptığımız anlaşmayı savundum.

Biz hala o günkü şartlar kapsamında yapılan protokolün en ideal çözüm olduğunu düşünüyoruz. Fakat ben bir televizyon programında,(eğer gizlenmiş ya da protokol döneminde ortada olmayan bilgiler ve belgeler çıkarsa protokole sadık kalmayız) demiştim. O belgeler ortaya çıktı ve biz de bu işlemi gerçekleştirdik.''

Belgelerin kendisine nasıl ulaştığına ilişkin olarak da Ertürk, ''Bu gerçekten enteresan bir hikaye. Dinç Bilgin neden fikir değiştirip bizi böyle bir protokolün varlığından haberdar etti bilemiyorum. Ama neden olduğunu herkes az çok tahmin ediyor. Biz de sizin gibi ancak tahmin edebiliyoruz'' yanıtını verdi.

Dinç Bilgin kendisine protokolden bahsettikten sonra nasıl bir süreç izlendiği sorusuna da Ertürk, şu karşılığı verdi:

''Biz protokole yönelik belgeleri aldıktan sonra bir hafta boyunca çok gizli bir inceleme yürüttük. Sadece ben ve bir çalışma arkadaşımın bu gelişmelerden bilgisi oldu ve oturup bu belgelerin ne kadar geçerli olduğunu değerlendirdik. Ardından Turgay Ciner'le görüştük. Kendisiyle süreç içerisinde üç ana görüşme yaptık.