RUŞEN ÇAKIR "TARİHİ ÖZRÜ" YORUMLADI; UMARIM NTV BENİ MAHCUP EDER!

Ruşen Çakır NTV'nin tepe ismi Cem Aydın'ın "hata ettik" açıklamasını yorumladı.

NTV'nin uzun süre "siyaset danışmanı" olarak görev alan ve NTV ekranlarında çeşitli programlar sunan Ruşen Çakır bugün köşesinde NTV'nin özrünü yorumladı.

Vatan gazetesi yazarı Çakır, bir süre önce NTV'den ayrılma sürecini "NTV’den ayrılmasının kendi siyasi duruşundan değil, Doğuş Grubu'nun siyasi pozisyonuyla ilgili olduğu" şeklinde yorumlamıştı. Çakır katıldığı bir televizyon programında “Kırgın değilim ama NTV ye yazık oluyor. Bize değil onlara yazık oluyor.” diye yorumlamıştı.

Bugün ise köşe yazısında Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan ve ardından tüm Türkiye'ye yayılan eylemlerin medyada yer almamasını yorumladığı yazısında NTV özelinde haber kanallarının içine düştüğü durumu anlattı.

Çakır NTV'nin tepe ismi Cem Aydın "hata ettik" açıklamasını ise "dost acı söyler: Bunun gerçekleşebileceğini pek sanmıyorum. Umarım beni mahcup ederler. " diye yorumladı.

İşte Çakır'ın yazısıdnan çarpıcı bölümler:

İLK GÜNDEN İTİBAREN OLANLAR YAYINLANSA BU KADAR BÜYÜR MÜYDÜ

"Şöyle düşünelim: Eğer ilk günden önde gelen medya kuruluşları çadırların sökülüp yakılması veya polisin biber gazı ve tazyikli su zulmünü ayan beyan gösteren görüntüleri arşive atmak yerine yayınlasa; en iyi muhabirlerini yollayıp eyleme katılan insanlarla röportajlar yapsa; serinkanlı, akil isimleri konuk edip onlardan yorumlar alsa bu işler bu kadar büyür müydü? Vali ve Belediye Başkanı o basın toplantısını öyle yapabilir miydi? Başbakan “birkaç çapulcu” diye işin içinden çıkabilir miydi?

Bizde devlet öteden beri “Mehmetçik gazeteci” ister ve medyanın sadece devlete karşı işlendiği ileri sürülen suçlara karşı duyarlı, devletin suç ve kabahatlerine karşı duyarsız olmasını dayatır. Halbuki demokratik ülkelerde medyanın esas görevi devlete karşı toplumun yanında olmaktır.

MEDYADA ÖZELEŞTİRİ ZAMANI

Gezi Parkı direnişinin Türkiye katkılarından biri de, medya sahiplerinin diğer ekonomik çıkarları gereği hükümetle iyi geçinme çabalarının ürünü olan otosansürü “sorumlu gazetecilik” olarak yutturma devrinin artık kapanması oldu. Bazı medya kuruluşları hâlâ aynı tutumlarında ısrarlı olabilirler ama tüketici artık bunu yutmuyor; yutmadığını da hiç çekinmeden gösteriyor.

İZLEYİCİ TEPKİSİ SONUÇ ALDI NTV ÖZELEŞTİRİ YAPTI

Okuyucu/izleyici tepkisinin sonuç almasına en çarpıcı örnek Doğuş Yayın Grubu CEO'su Cem Aydın’ın özeleştirisidir. Aydın 300 çalışanla buluştuğu toplantıda “Yaşanan son gelişmelerin tüm medyayı olduğu gibi NTV çalışanlarını üzdüğünün de farkındayım. Eleştiriler büyük oranda haklıdır. Bunu herhangi bir nedenle değil vicdanımla söylüyorum. Mesleki sorumluluğumuz açısından bize düşen, olanı olduğu gibi vermektir. Dengesizlikler içinde denge arayışı tüm medyayı olduğu gibi bizi de etkiledi. İzleyicilerimiz ihanete uğramış gibi hissetti, bu konuda onları haksız bulmak mümkün değil” demiş ve yaşanan sıkıntılar konusunda izleyicilere ve DYG çalışanlarına bir özür borcu olduğunu söylemiş.

UMARIM BENİ MAHÇUP EDERLER

Umarım NTV izleyicisiyle olan güven ilişkisini tazeler ve o kurumda çalışan arkadaşlarımız, meslektaşlarımız nicedir çektikleri sıkıntı ve utançtan kurtulurlar. Ama dost acı söyler: Bunun gerçekleşebileceğini pek sanmıyorum. Umarım beni mahcup ederler.