Ruşen Çakır Habertürk'teki yazılarına başladı! İlk yazısında kime seslendi?
Vatan gazetesinden ayrılarak Habertürk'le anlaşan Ruşen Çakır'ın ilk yazısı bugün yayınlandı. İşte Ruşen Çakır'ın ilk yazısı...
Vatan gazetesindeki 12 yıllık yazarlık macerasına son vererek, Habertürk'te yazmaya başlayan Ruşen Çakır'ın yeni adresindeki ilk yazısı cemaat üzerine oldu.
Yazısının sonunda 'Evet hoşbulduk' diyen Çakır, Cemaati eleştirdiği yazısında 'Cemaatin nerede yanlış yaptığını ve hükümet-cemaat savaşının geldiği noktada cemaatin verdiği kayıpları listeledi.
"DENİZİN ORTASINDA GEMİ YAKMAK"
Çakır 17 Aralık 2013’ten dört gün sonra “Cemaat denizin ortasında gemileri yaktı” başlıklı yazısını hatırlatarak, bir bölüm sundu: “Tam da yerel seçimler öncesine denk gelen ve AKP’de şimdiden ölümcül yaralara yol açan 17 Aralık operasyonuyla birlikte Cemaat’in sadece AKP ile değil İslami kesimin ciddi bir bölümüyle de bağlarını koparttığını söyleyebiliriz. Gülen hareketinin Türkiye’de yalnızlaşması, onun küresel plandaki değerinin aşınmasına da neden olabilir.”
Bu yazısı üzerine birbirinden habersiz çok sayıda Cemaat mensubu ve/veya sempatizanının kendisine Yunus Peygamber’i hatırlattığını söyleyen Çakır, kendisine bu hatırlatmayı yapanlara göre, 'nasıl Allah, denizin ortasında çaresiz kalan Yunus Peygamber’i, kendisine büyük bir balık yollayarak kurtardıysa, Cemaat de en çaresiz göründüğü bu günleri mutlaka atlatacağını' ifade ederek "Neredeyse bir yıl olacak. Cemaat hâlâ o büyük balıkları, yani mucizeyi bekliyor." dedi.
İşte Çakır'ın Habertürk'teki yazısından çarpıcı noktalar:
...
Sanıyorum, Türkiyeli olsun olmasın, izleyicilerin çoğu bu savaşın (cemaat-hükümet savaşı) çoktan bitmiş olduğunu düşünüyor. Acaba haklılar mı?
SAVAŞIN BİLANÇOSU
Bu düşünceyi doğrulayacak çok veri var:
-Hapse atılan polisler.
-Cemaat’in bankasının, yardım kuruluşunun, okullarının bir tür kıskaca alınması.
-MGK’da sırf Cemaat’e yönelik yeni kararlar alınacağının açıklanması.
-Bütün bu süreçlerde üçüncü şahısların Cemaat ile dayanışma içine girmemesi.
-Cemaat’in HSYK seçimlerini kazanamaması.
-17 Aralık soruşturmasının kapatılması...
...
İKİ VAHİM HATA
“Neden böyle oldu? Cemaat nerede hata yaptı?” gibi sorulara şimdilik iki cevap vermek istiyorum:
1) Fethullah Gülen ve Cemaat, savunma mekanizmalarını hep İslami hareket dışından gelecek saldırılara göre kurgulamışlardı. Mesela, bugün AKP’nin yaptıklarının onda birini iktidardaki bir CHP yapmış olsa Cemaat yara almaz, aksine güç kazanırdı.
2) Gülen, kendisinin ve Cemaat’inin gücünü abartmış, buna bağlı olarak Erdoğan’ın güç ve siyasi becerisini küçümsemiş. Erdoğan’ın, Cemaat’i baş düşman ilan ederek iki seçim kazanması buna örnek.
Yazısının sonunda 'Evet hoşbulduk' diyen Çakır, Cemaati eleştirdiği yazısında 'Cemaatin nerede yanlış yaptığını ve hükümet-cemaat savaşının geldiği noktada cemaatin verdiği kayıpları listeledi.
"DENİZİN ORTASINDA GEMİ YAKMAK"
Çakır 17 Aralık 2013’ten dört gün sonra “Cemaat denizin ortasında gemileri yaktı” başlıklı yazısını hatırlatarak, bir bölüm sundu: “Tam da yerel seçimler öncesine denk gelen ve AKP’de şimdiden ölümcül yaralara yol açan 17 Aralık operasyonuyla birlikte Cemaat’in sadece AKP ile değil İslami kesimin ciddi bir bölümüyle de bağlarını koparttığını söyleyebiliriz. Gülen hareketinin Türkiye’de yalnızlaşması, onun küresel plandaki değerinin aşınmasına da neden olabilir.”
Bu yazısı üzerine birbirinden habersiz çok sayıda Cemaat mensubu ve/veya sempatizanının kendisine Yunus Peygamber’i hatırlattığını söyleyen Çakır, kendisine bu hatırlatmayı yapanlara göre, 'nasıl Allah, denizin ortasında çaresiz kalan Yunus Peygamber’i, kendisine büyük bir balık yollayarak kurtardıysa, Cemaat de en çaresiz göründüğü bu günleri mutlaka atlatacağını' ifade ederek "Neredeyse bir yıl olacak. Cemaat hâlâ o büyük balıkları, yani mucizeyi bekliyor." dedi.
İşte Çakır'ın Habertürk'teki yazısından çarpıcı noktalar:
...
Sanıyorum, Türkiyeli olsun olmasın, izleyicilerin çoğu bu savaşın (cemaat-hükümet savaşı) çoktan bitmiş olduğunu düşünüyor. Acaba haklılar mı?
SAVAŞIN BİLANÇOSU
Bu düşünceyi doğrulayacak çok veri var:
-Hapse atılan polisler.
-Cemaat’in bankasının, yardım kuruluşunun, okullarının bir tür kıskaca alınması.
-MGK’da sırf Cemaat’e yönelik yeni kararlar alınacağının açıklanması.
-Bütün bu süreçlerde üçüncü şahısların Cemaat ile dayanışma içine girmemesi.
-Cemaat’in HSYK seçimlerini kazanamaması.
-17 Aralık soruşturmasının kapatılması...
...
İKİ VAHİM HATA
“Neden böyle oldu? Cemaat nerede hata yaptı?” gibi sorulara şimdilik iki cevap vermek istiyorum:
1) Fethullah Gülen ve Cemaat, savunma mekanizmalarını hep İslami hareket dışından gelecek saldırılara göre kurgulamışlardı. Mesela, bugün AKP’nin yaptıklarının onda birini iktidardaki bir CHP yapmış olsa Cemaat yara almaz, aksine güç kazanırdı.
2) Gülen, kendisinin ve Cemaat’inin gücünü abartmış, buna bağlı olarak Erdoğan’ın güç ve siyasi becerisini küçümsemiş. Erdoğan’ın, Cemaat’i baş düşman ilan ederek iki seçim kazanması buna örnek.