RUHAT MENGİ POLEMİĞİ SEVDİ!..MENGİ "TELEVOLECİ,DEDİKODUCU,ZORAKİ ANCHORMAN" DİYEREK KİME YÜKLENDİ?..
Geçtiğimiz hafta aynı gazetenin yazarı Mutlu Tönbekici ile "polemik" yaşayan Vatan yazarı Ruhat Mengi polemikte hızını alamamış olacak ki bu kez de ünlü bir yazarı hedefine oturttu.
Kendine 'zavallı' dedirtmek!
Gazetecilik mesleğini yerlerde süründürmeye kesin kararlı birileri artık bilek gücüyle (pardon yazı ve yetenek gücüyle) yapamadıklarını yüze göze, özel alanlara filan bulaşarak yapmaya çalışıyorlar, son moda bu...
"Kimsenin dokunulmazlığı yoktur, emeğiyle başarılı olmuş, zirveye çıkmış, kendi yolunda işini yapan isimlere bulaşırsak, onları kendi seviyemize çekebiliriz veya adımızdan söz ettirebiliriz" anlayışıyla veryansın!
Birkaç yıl önce yine bu yolla yaptığı saygısızlığa birkaç gün içinde binlerce tepki maili gelince özür dilemek ve yargıda da tazminatı çatır çatır ödemek zorunda kalan "zoraki anchorman" bu alanda da başa değil sona oynamak durumunda kalınca işi dedikodu programcılığına dökmüş.
İzleyenlerin detaylarıyla anlattığına göre yaptığı televole türü programda benim yazımı yine saygı dışı bir çerçevede tartıştıktan sonra sözü "bir türlü ulaşamadığı erkek haber sunucularına" getirmiş ve onların hiç değişmediklerini, estetik ameliyatlarla genç kaldıklarını filan söyleyerek sözüm ona rakiplerine zarar vermiş...
Aslında kendi acınacak halini ortaya koymaktan başka bir şey değil tabii... Çünkü gazeteci, haberci (elbette ekrandaysa dikkat eder ama) yüzüyle gözüyle değil, yeteneğiyle, içtenliğiyle,gazetede yazıları, ekranda sesi ve konuşmasıyla, yıllar içinde sağladığı güvenirlilik ve bilgisiyle değerlendirilir. Bu nedenle kendisi sonlarda, diğerleri başlarda yer almaktadır. Bu nedenle rakiplerinin dedikoduya, başkalarına zarar vermeye ihtiyaçları hiç olmamıştır.
Örneğin, bulaştığı isimlerden biri olan Uğur Dündar'ın bugüne kadar böyle bir davranışı görülmemiştir. Dündar'ın bu dedikodu programında, dedikoducu 'anchorman'ın söylediği gibi estetik ameliyat olmadığını ama yakışıklılığını da mesleki başarısı gibi koruduğunu biliyoruz.Evet bugün hâlâ neredeyse ilk yıllardaki kadar şık, bakımlı ve genç görünmektedir ama bunun bir nedeni de yıllar içinde insanın ruhunun yüzüne yansıması, iyi insanların güzel, kötülerin çirkinleşerek yaş almasıdır. Bunu kabul etmeleri için diğerlerinin aynaya bakmaları yeterlidir zaten...
Onun için bu dedikodu, sansasyon gazetecilerine artık başarılı gazetecilerin yüzüyle gözüyle uğraşmayı bırakıp sıkıyorsa mesleki olarak karşılarına çıkmalarını öneriyorum. Aksini yapan pekzavallı bir duruma düşüyor.
Çünkü okuyucu, izleyici maşallah o kadar akıllı ve sağduyulu ki taşları yerine mükemmel şekilde oturtuyor.
Aynı yolu deneyenlere kendi okuyucusu gönderdiği yüzlerce mail ve yorumla haddini bildiriyor, duygu sömürülerini, ayak oyunlarını yutmadığını, kimin aptal olduğunu pek güzel anlatıyor. İsteyende bunu internetten izliyor.
Onları ayakta alkışlıyor, şapka çıkarıyorum.
Ruhat Mengi/Vatan
Gazetecilik mesleğini yerlerde süründürmeye kesin kararlı birileri artık bilek gücüyle (pardon yazı ve yetenek gücüyle) yapamadıklarını yüze göze, özel alanlara filan bulaşarak yapmaya çalışıyorlar, son moda bu...
"Kimsenin dokunulmazlığı yoktur, emeğiyle başarılı olmuş, zirveye çıkmış, kendi yolunda işini yapan isimlere bulaşırsak, onları kendi seviyemize çekebiliriz veya adımızdan söz ettirebiliriz" anlayışıyla veryansın!
Birkaç yıl önce yine bu yolla yaptığı saygısızlığa birkaç gün içinde binlerce tepki maili gelince özür dilemek ve yargıda da tazminatı çatır çatır ödemek zorunda kalan "zoraki anchorman" bu alanda da başa değil sona oynamak durumunda kalınca işi dedikodu programcılığına dökmüş.
İzleyenlerin detaylarıyla anlattığına göre yaptığı televole türü programda benim yazımı yine saygı dışı bir çerçevede tartıştıktan sonra sözü "bir türlü ulaşamadığı erkek haber sunucularına" getirmiş ve onların hiç değişmediklerini, estetik ameliyatlarla genç kaldıklarını filan söyleyerek sözüm ona rakiplerine zarar vermiş...
Aslında kendi acınacak halini ortaya koymaktan başka bir şey değil tabii... Çünkü gazeteci, haberci (elbette ekrandaysa dikkat eder ama) yüzüyle gözüyle değil, yeteneğiyle, içtenliğiyle,gazetede yazıları, ekranda sesi ve konuşmasıyla, yıllar içinde sağladığı güvenirlilik ve bilgisiyle değerlendirilir. Bu nedenle kendisi sonlarda, diğerleri başlarda yer almaktadır. Bu nedenle rakiplerinin dedikoduya, başkalarına zarar vermeye ihtiyaçları hiç olmamıştır.
Örneğin, bulaştığı isimlerden biri olan Uğur Dündar'ın bugüne kadar böyle bir davranışı görülmemiştir. Dündar'ın bu dedikodu programında, dedikoducu 'anchorman'ın söylediği gibi estetik ameliyat olmadığını ama yakışıklılığını da mesleki başarısı gibi koruduğunu biliyoruz.Evet bugün hâlâ neredeyse ilk yıllardaki kadar şık, bakımlı ve genç görünmektedir ama bunun bir nedeni de yıllar içinde insanın ruhunun yüzüne yansıması, iyi insanların güzel, kötülerin çirkinleşerek yaş almasıdır. Bunu kabul etmeleri için diğerlerinin aynaya bakmaları yeterlidir zaten...
Onun için bu dedikodu, sansasyon gazetecilerine artık başarılı gazetecilerin yüzüyle gözüyle uğraşmayı bırakıp sıkıyorsa mesleki olarak karşılarına çıkmalarını öneriyorum. Aksini yapan pekzavallı bir duruma düşüyor.
Çünkü okuyucu, izleyici maşallah o kadar akıllı ve sağduyulu ki taşları yerine mükemmel şekilde oturtuyor.
Aynı yolu deneyenlere kendi okuyucusu gönderdiği yüzlerce mail ve yorumla haddini bildiriyor, duygu sömürülerini, ayak oyunlarını yutmadığını, kimin aptal olduğunu pek güzel anlatıyor. İsteyende bunu internetten izliyor.
Onları ayakta alkışlıyor, şapka çıkarıyorum.
Ruhat Mengi/Vatan
changeTarget(document.getElementById("news_content"))