Rubicon'u geçmek ne demek?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'de gerçekleştirilen basın toplantısında belediyelere yönelik soruşturmalarla ilgili "Rubicon’u geçenler için kaygı ve korku yoktur" şeklinde yanıt verdi. Peki, "Rubicon’u geçmek" ne demek, ne anlama geliyor? Rubicon nerede, Rubicon'u geçmek deyimi kime ait, ilk kim söyledi, Latincesi ne?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'de gerçekleştirilen basın toplantısında belediyelere yönelik soruşturmalarla ilgili "Rubicon’u geçenler için kaygı ve korku yoktur" şeklinde yanıt verdi. Peki, "Rubicon’u geçmek" ne demek, ne anlama geliyor? Rubicon nerede, Rubicon'u geçmek deyimi kime ait, ilk kim söyledi, Latincesi ne?

Rubicon'u geçmek ne demek?

"Rubicon’u geçmek" deyimi, "geri dönüşü olmayan bir noktayı aşmak" anlamına gelir. Bu ifade, MÖ 49 yılının Ocak ayında Jül Sezar’ın Rubicon Nehri’ni kuzeyden geçmesine atıfta bulunur. Kesin tarih bilinmemekle birlikte, tarihçiler genellikle bu olayın 10 ve 11 Ocak gecesi gerçekleştiğini düşünür. Bunun nedeni, o dönemde habercilerin seyahat hızıdır. Sezar’ın bu hareketinin Roma iç savaşını başlattığı sıkça dile getirilir, ancak Sezar’ın ordusunun bir gün önce Ariminum’u işgal ederek İtalya’ya girmiş olduğu da belirtilir.

Rubicon'u geçmek deyiminin farklı dillerdeki kullanımları

Deyim pek çok dilde benzer anlamlarda kullanılıyor. "Rubicon'u geçmek" deyimi; Latince "iacta alea est", İngilizcede "crossing the Rubicon" şeklinde kullanılırken, Fransızcada "franchir le Rubicon" ve Almancada "den Rubikon überschreiten" olarak ifade ediliyor.

Rubicon deyiminin hikâyesi ne?

Bu iç savaş, sonunda Sezar’ın ömür boyu diktatör (dictator perpetuo) olmasına yol açmıştır. Sezar, güney Galya’dan Illyricum’a kadar uzanan bir bölgenin valisi olarak atanmıştı. Valilik süresi sona erdiğinde, Senato, ordusunu terhis etmesini ve Roma’ya dönmesini emretti. Ancak Rubicon Nehri’ni silahlı bir şekilde geçmesi, isyan, vatan hainliği ve devlete savaş ilanı anlamına geliyordu. Bazı kaynaklara göre, Sezar nehrin kenarındayken "zarlar atıldı" anlamına gelen iacta alea est ifadesini kullanmıştır.

Rubicon Nehri nerede?

Roma Cumhuriyeti'nin son dönemlerinde, Rubicon Nehri, kuzeydoğu İtalya'da Roma'nın Cisalpine Galya eyaleti ile güneyde doğrudan Roma ve müttefiklerinin kontrol ettiği bölgeler arasındaki sınırı işaret ediyordu. Kuzeybatı tarafında ise sınır, Rubicon’un kaynağına yakın bir noktadan başlayarak Apenin Dağları'ndan Tiren Denizi'ne doğru batıya akan, daha geniş ve önemli bir su yolu olan Arno Nehri ile belirlenmişti.

Sezar Rubicon'u geçmek deyimini neden kullandı?

Roma eyaletlerinin valileri, genellikle promagistratus (bir veya daha fazla eyalette komuta hakkına sahip kişi) olarak atanırdı. Bu valiler, kendi yönetim alanlarında Roma ordusunun generalleri olarak görev yapardı. Ancak Roma yasalarına göre, İtalya sınırları içinde yalnızca seçilmiş magistralar (konsüller ve praetorlar) imperium (komuta yetkisi) hakkına sahip olabilirdi. Ordularıyla birlikte İtalya’ya giren herhangi bir magistrat, imperium yetkisini kaybeder ve dolayısıyla yasal olarak askerleri komuta edemez hale gelirdi.

Kanunların yasakladığı bir durumda imperium yetkisini kullanmak ölüm cezasıyla sonuçlanabilecek bir suçtu. Ayrıca, yasal olarak imperium yetkisine sahip olmayan bir generalin emirlerini yerine getirmek de aynı şekilde ölüm cezasını gerektirirdi. Eğer bir general, ordusuyla birlikte İtalya’ya girerse hem general hem de askerleri kanun kaçağı ilan edilir ve otomatik olarak ölüm cezasına çarptırılırdı. Bu yüzden generaller, İtalya’ya girmeden önce ordularını terhis etmek zorundaydı.

M.Ö. 49 yılının Ocak ayında Julius Sezar, tek bir Roma lejyonu olan Legio XIII’ü Cisalpine Galya’dan İtalya’ya, Rubicon Nehri’nin güneyine doğru götürerek Roma’ya yöneldi. Bu hareketiyle, imperium yasalarını kasten ihlal etti ve silahlı çatışmayı kaçınılmaz hale getirdi. Roma tarihçisi Suetonius, Sezar'ın nehri geçmeden önce kararsız olduğunu ve bu kararı bir doğaüstü olayın etkilediğini anlatır. 10 Ocak’taki ünlü geçişinin ardından Sezar'ın, Sallust, Hirtius, Oppius, Lucius Balbus ve Sulpicus Rufus ile birlikte yemek yediği belirtilmiştir. Ancak bu hikâyenin etkisi, Sezar'ın birliklerinin bir gün önce İtalya’ya geçmiş olması nedeniyle biraz azalmaktadır. Sezar İtalya’ya girdiğinde, savaşı fiilen başlatmıştı; legatus’u Quintus Hortensius, İtalya’daki Ariminum kasabasını çoktan ele geçirmişti.

Suetonius’a göre, Sezar bu olay sırasında ünlü “alea iacta est” (Zar atıldı) ifadesini kullanmıştır. “Rubicon’u geçmek” deyimi, günümüzde geri dönüşü olmayan, riskli ya da devrim niteliğinde bir eyleme girişmek anlamında kullanılmaktadır. Caesar’ın hızlı harekete geçme kararı, Pompey’i, konsülleri ve Roma Senatosu’nun büyük bir kısmını Roma’dan kaçmaya zorlamıştır.