RTÜK Başkanı:Yayıncılık konusunda Avrupa'dan geride değiliz
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, Türkiye’deki yayıncılığın teknolojik olarak iyi durumda olduğunu belirterek, “Yayıncılık konusunda Avrupa’dan geride değiliz” dedi.
RTÜK Başkanı, programın ardından IBC Fuarı’na katıldı. Amsterdam’da her yıl düzenlenen fuara kurum olarak düzenli olarak katıldıklarını kaydeden Dursun, Avrupa, Afrika ve Asya ülkelerinden yayıncılık alanında teknoloji üreten firmaların ilgi gösterdiği fuarda edindikleri tecrübeleri Türkiye’ye aktarma hedefinde olduklarını söyledi. Fuarı, yayıncılık teknolojisinin geldiği noktayı görmek bakımından önemli bir fırsat olarak değerlendiren Dursun, “RTÜK, yayıncı olmamakla birlikte yayıncılık sektörünün düzenlenmesi ve denetlenmesi gibi bir görevi olduğundan dolayı bu dünyanın nereye doğru gittiğini ne tür sorunlar olduğunu ve tecrübelerin ne olduğunu görmesi bakımından her sene belli bir heyetle buraya iştirak ediyor.
Sektörün teknolojik olarak nereye doğru evrildiğini somut olarak görebiliyoruz burada. Bunun bilgilenmek bakımından önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. Frekans ihalesi Özel radyo ve televizyon yayıncılığının Türkiye’de 90’lı yıllarda başladığını, 1994 yılında yapılan yasayla bu konudaki devlet tekelinin sona erdiğini anlatan Dursun, 2011’de ise Avrupa Birliği’nin (AB) yayıncılıkla ilgili müktesebatını olduğu gibi alarak ona uygun bir yapılanma oluşturduklarını anımsattı.
Türkiye’de yayıncılık alanındaki standartların AB standartlarıyla aynı olduğuna dikkati çeken Dursun, buna karşın karasal yayıncılığa ilişkin frekans ihalesinin iptali gibi sorunların bulunduğunu ifade etti. Karasal yayıncılık yapmakta olan kuruluşlara yayınlarını sürdürebilmeleri için frekans tahsisi yapılması gerektiğine vurgu yapan Dursun, şöyle konuştu: Şu anda kullandıkları frekanslar 94’ten önce kullandıkları, herhangi bir yerden izin almadan, ihaleye girmeden fiili bir durum yaparak elde ettikleri frekanslar. Frekans tahsisleri için yasa koyucu sıralama ihalesi öngörmüştü. Çünkü bunlar hazine malı. Hazine malı olan bir şeyi bir vatandaşa belli bir süreyle kullandırmak için onlara tahsis etmek lazım. Tahsis ettikten sonra da lisans vermek lazım. Biz geçen sene bu ihaleleri yaptık. Hem ulusal, hem yerel hem de bölgesel düzeydeki kuruluşlara frekansları tahsis edecek sıralama ihalesini gerçekleştirdik. Bu sıralama ihalesi aynı zamanda sayısal yayıncılığa geçiş içindi.
Ne var ki bir yargı süreciyle karşı karşıya kaldık. Onların nedenlerini burada tartışmaya sanırım gerek yok. Yargı süreci sonunda ihale iptal edildi. Kısa zamanda mahkemelerin iptal gerekçelerini de dikkate alarak mevzuatı ona göre düzenleyeceklerine değinen RTÜK Başkanı Davut Dursun, “ihaledeki belirsizlik sürecinin Hazine'nin yaklaşık 1 milyar Türk Lirası kayıp yaşamasına yol açtığını” dile getirdi. 'Radyo ve televizyonların karasalda yayın yaptıkları frekanslar hazine malı' diyen Dursun, sözlerine şöyle devam etti: 2011 yılına kadar herhangi bir ücret söz konusu değildi.
Biz 2011 yılındaki yasa değişikliğiyle karasal frekans kullanan kuruluşlardan yıllık frekans kanal kullanım ücreti alıyoruz. O yıllık olması nedeniyle lisansla ilgili değil. Bu lisans ihalesinin gerçekleşmesi durumunda 10 yıl içerisinde kendi tahsis edeceğimiz frekans karşılığında bir ücret alacağız. Yaptığımız ihalelerde 1 milyar TL civarında bir fiyat büyüklüğü oluşmuştu. Kaç sene gecikirse o kadar kayıp olacak anlamına geliyor.
Sektörün teknolojik olarak nereye doğru evrildiğini somut olarak görebiliyoruz burada. Bunun bilgilenmek bakımından önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. Frekans ihalesi Özel radyo ve televizyon yayıncılığının Türkiye’de 90’lı yıllarda başladığını, 1994 yılında yapılan yasayla bu konudaki devlet tekelinin sona erdiğini anlatan Dursun, 2011’de ise Avrupa Birliği’nin (AB) yayıncılıkla ilgili müktesebatını olduğu gibi alarak ona uygun bir yapılanma oluşturduklarını anımsattı.
Türkiye’de yayıncılık alanındaki standartların AB standartlarıyla aynı olduğuna dikkati çeken Dursun, buna karşın karasal yayıncılığa ilişkin frekans ihalesinin iptali gibi sorunların bulunduğunu ifade etti. Karasal yayıncılık yapmakta olan kuruluşlara yayınlarını sürdürebilmeleri için frekans tahsisi yapılması gerektiğine vurgu yapan Dursun, şöyle konuştu: Şu anda kullandıkları frekanslar 94’ten önce kullandıkları, herhangi bir yerden izin almadan, ihaleye girmeden fiili bir durum yaparak elde ettikleri frekanslar. Frekans tahsisleri için yasa koyucu sıralama ihalesi öngörmüştü. Çünkü bunlar hazine malı. Hazine malı olan bir şeyi bir vatandaşa belli bir süreyle kullandırmak için onlara tahsis etmek lazım. Tahsis ettikten sonra da lisans vermek lazım. Biz geçen sene bu ihaleleri yaptık. Hem ulusal, hem yerel hem de bölgesel düzeydeki kuruluşlara frekansları tahsis edecek sıralama ihalesini gerçekleştirdik. Bu sıralama ihalesi aynı zamanda sayısal yayıncılığa geçiş içindi.
Ne var ki bir yargı süreciyle karşı karşıya kaldık. Onların nedenlerini burada tartışmaya sanırım gerek yok. Yargı süreci sonunda ihale iptal edildi. Kısa zamanda mahkemelerin iptal gerekçelerini de dikkate alarak mevzuatı ona göre düzenleyeceklerine değinen RTÜK Başkanı Davut Dursun, “ihaledeki belirsizlik sürecinin Hazine'nin yaklaşık 1 milyar Türk Lirası kayıp yaşamasına yol açtığını” dile getirdi. 'Radyo ve televizyonların karasalda yayın yaptıkları frekanslar hazine malı' diyen Dursun, sözlerine şöyle devam etti: 2011 yılına kadar herhangi bir ücret söz konusu değildi.
Biz 2011 yılındaki yasa değişikliğiyle karasal frekans kullanan kuruluşlardan yıllık frekans kanal kullanım ücreti alıyoruz. O yıllık olması nedeniyle lisansla ilgili değil. Bu lisans ihalesinin gerçekleşmesi durumunda 10 yıl içerisinde kendi tahsis edeceğimiz frekans karşılığında bir ücret alacağız. Yaptığımız ihalelerde 1 milyar TL civarında bir fiyat büyüklüğü oluşmuştu. Kaç sene gecikirse o kadar kayıp olacak anlamına geliyor.