RTÜK BAŞKANI ZAHİD AKMAN: TÜRKİYE'DEKİ REYTİNG ÖLÇÜMLERİ ADİL DEĞİL!...
RTÜK Başkanı Zahit Akman, Yeni Şafak'ın sorularını yanıtladı.
RTÜK Başkanı olarak olmuyor ama RTÜK'-ün 'manevi mesuliyeti' beni etkilediği için başında bulunduğum kurumumun bu yönünden zorlanıp, ürktüğüm anlar oluyor. Televizyon ekranlarında gördüğüm olumsuzluklar karşısında bazen kendi kendime 'Başkan olduğun bir kurul var ve bunları düzeltmek görevin olmasına rağmen olumsuzluklar devam ediyor' diye sorup hakikatten üzüldüğüm zamanlar oluyor. Ama denetleme faaliyeti kurulun tek başına yürüteceği bir faaliyet değil. Bu faaliyeti hem yayıncıların yapması hem de ebeveynlerin yapması gerekiyor. Tek başına ceberrut bir anlayışla yasakçı ve baskıcı bir tutumla yayınları denetlemeye kalkmak da özgürlüklere aykırı, hiç sempatik kabul edilebilecek bir durum değil. Bu nedenle RTÜK Başkanlığı manevi yönüyle çok zor.
Yalnız kaldığınız zaman keşke şunu söyle yapsaydım diyor musunuz?
En çok 'ah şu kanunu 2008'in başında çıkarabilseydik' diyorum. Maalesef siyasi atmosfer buna izin vermedi. Kanun yapmamız gereken birçok şeyi yapmamızı sağlayacaktı. Bu kanun çıksaydı tahmin ediyorum tek başıma kaldığımda çok daha mutlu olacaktım. Çünkü şu anda o kadar mutlu değilim.
Yeni çıkacak kanunda ekran yüzleriyle ilgili düzenlemeler var mı?
Ekrana çıkacakların eğitimini önemsiyoruz ve bundan dolayı sertifikalandırma programı yetkisini almak için kanuna da bir madde koyduk. Her önüne gelenin, her isteyenin ekranda yer alması doğru değil. Ekranı kullananların toplumu dikkate alan bir saygınlıkta ve ciddiyette olması zorunluluğu var. Bu nedenle ekrana çıkan kişilerin bu işi yapıp yapamayabileceği noktasında bazı denetim mekanizmaları oluşturma ihtiyacı var. Bunu yalnız bir kamu kuruluşu olan RTÜK değil yayıncıların da bir araya gelerek kendi içlerinde düzene koymalarının daha uygun olacağını düşünüyorum.
Kanunda çıkmasını istediğiniz, sizi rahatlatacak en dikkat çekici madde ne?
Biz doğrusu sektörün ihtiyacı olan neredeyse bütün konuları gündeme alıp bir çözüm önerdik ve yayıncıların da desteğini aldık. Ama en büyük konu özellikle karasal yayındaki lisanssızlık ve karasal sayısal yayına geçiş. Bu iki konunun çözümü için de kanuna ihtiyacımız var. Çünkü sayısal yayıncılık dünya teknolojisine daha yeni girdi. Bu konuyu çok netleştirerek yayıncıların da arzularını karşılayan bir düzenleme yaptık. Yasamız çıkarsa ilk olarak karasallara yayın lisansı vereceğiz ve sayısal yayına geçeceğiz. Bu iki konuyu önemsiyorum.
Reyting ölçümündeki denekler için bir değişim yaptığınız iddia edilmişti. Doğru mu?
Böyle bir iddia ortaya atıldı ama doğru değil. Herhangi bir değişim yapmadık. Buna karşın reyting ölçüm konusu bizim açımızdan önemli sorunların başında geliyor. Reyting ölçümü yayıncıların, reklam verenlerin ve reklam hazırlayanların birlikte yaptıkları bir faaliyet. Özellikle reklam verenlerin ürünlerini satın alanların neyi izlediklerini ve neyi sevdiklerini öğrenebilmek için başlattıkları bir çalışma. Araştırmada reklam verenlerin istekleri, hedefleri ve beklentileri dikkate alınıyor. Bu nedenle Türkiye ortalaması alınamıyor ve kırsal kesimdeki vatandaşların izlemesinin hiçbir anlamı olmuyor. Sadece kentteki tüketicinin istekleri göz önüne alınıyor.
Bu durumda RTÜK olarak en çok hangi yönünden rahatsızlık duyuyorsunuz?
Elbette biz RTÜK olarak yapılan y