RÖPORTAJ BAHANE, TEMASLAR ŞAHANE! RASİM OZAN KÜTAHYALI ANKARA'DA NELER YAPIYOR?
Taraf gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı,Başbakan Erdoğan ile yaptığı özel röportajdan sonra şimdi de hükümetin iki numarası Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile özel bir röportaj yaptı.
Taraf gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı,Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı özel röportajdan sonra şimdi de hükümetin iki numarası Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile özel bir röportaj yaptı.Hükümetin üst düzey isimlerinin Taraf’tan sadece Kütahyalı’ya röportaj vermesi dikkatleri çekiyor...Kütahyalı’nın Taraf ile Başbakan arası buzları eritmek için özel olarak devrede olduğu ve bir süredir bu iş için Ankara’da bulunduğu konuşuluyor...İşte o özel röportaj...
LİBERALLER GÜLER GEÇER
“AK Parti hükümeti hangi yöne gidiyor?” Son dönemde özellikle özgürlükçü-demokrat aydınlar arasında en çok konuşulan mevzu bu. Askerî vesayete taviz mi veriliyor? Açılımlardan ve özgürlüklerin genişletilmesinden geri adım mı atılıyor? AK Parti seçime giderken “MHP’lileşme” sürecine mi girdi? AK Parti ile liberal entelektüeller arasında ipler koptu mu?.. Bütün bunları AK Parti Hükümeti’nin iki numaralı ismi Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç’la İstanbul-Ankara uçağında konuştuk... Bülent Bey, Almanya’dan yeni dönmüştü, dönmeden efsane Kürt şarkıcı Şivan Perwer ile görüşmüşlerdi. Arınç, Kürt sanatçıyı Türkiye’ye konserler vermeye davet etmişti... O konudan başladık...
» Bülent Bey, Şivan Perwer ile konuşmanız bugün manşetlerdeydi, konuşmanız esnasında Perwer duygulanmış ve ağlamış galiba...
Evet, gözyaşlarını tutamadı. Ben de duygulandım açıkçası. Otuz seneden fazla olmuş ülkesinden, memleketinden ayrılalı. Şivan Bey, vatan hasretiyle duygulanırken, o an aklıma büyük şairimiz merhum Mehmet Akif’in “Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda” dizeleri geldi. Yani “Allah beni memleketimden ayrı düşürmesin” diyor Akif. Gerçekten Allah hiçbir yurttaşımızı, kardeşimizi bu topraklardan ayrı düşürmesin. Görüşü, inancı ve kimliği ne olursa olsun kimseye böyle bir zulmün reva görülmemesi lazım. Geçmişte bunlar çok yapıldı. Ama şükür o kötü dönemleri kapattık artık. Bu vatan hepimizin...
» Peki, Şivan Perwer Türkiye’ye dönüp konserler verebilecek mi?
Ben dönmesini ve Türkiye’de dilediği gibi konserler vermesini çok istediğimizi söyledim kendisine. Aslında kendisi de Türkiye’ye gelmek için çok istekli. Tüm konuşmamız boyunca hep Türkiye’den bahsettik, Türkiye’ye çok sıcak ve samimi hislerle bağlı olduğu her sözünden anlaşılıyordu. İlla ki dönecek bir zaman ama henüz şartların olgunlaşmadığını düşündüğünü söyledi. O şartlar da malumunuz, aslında bu duruma öfkeleniyorum ama bu konuyu açmıyorum ve Şivan Perwer’i zor durumda bırakmak istemiyorum...
» Çok iyi anlıyorum Bülent Bey, herkes de anlıyor zaten. Kürt halkının tamamı da Şivan Perwer’i kimin sistematik olarak tehdit ettiğini, illa bir yerlere biat etmesini dayattığını iyi biliyor. Neyse dediğiniz gibi açmayalım o konuyu... TRT Şeş’te konseri yayınlanabilecek mi peki?
Türkiye’ye dönüp dönmeme konusundan sonra, ben kendisine TRT Şeş’te canlı bir konserinin olup olamayacağını sordum. O da bana “TRT Şeş adına böyle bir katkım olursa onur duyarım” dedi. Bir orkestrayla konser vermek istediğini söyledi. Daha önce çeşitli filarmoni orkestralarıyla da öyle çalışmalar yapmış zaten. Yani sadece eline saz alsın da söylesin değil...
» Zaten Şivan’ın albümleri de öyle, geleneksel Kürt müziğini çok başarılı bir orkestrasyonla yorumluyor. Mesela “Heviya Te” albümü var Perwer’in, benim bayıldığım, defalarca dinlediğim bir albümdür, sesi de çok güçlü bir sanatçı...
Avrupa’da da çok başarılı zaten. Anlaşılan sen de iyi bir dinleyicisisin...
» Evet öyleyim. Türkiye’deki Kürt yurttaşlarımızın yanısıra tüm dünya Kürtleri de Şivan hastası, sembolleşmiş bir sanatçı...
O yüzden ben de böyle bir konserin olabilecek en prestijli biçimde olmasını istiyorum. Almanya’da, Paris’te, Brüksel’de nerede olacaksa en iyi orkestra ile en iyi opera salonunda olmalı.
» Türk bir sanatçıyla ortak bir konser vermek istediğini size söylemiş sanırım. Bir başka sembolleşmiş isim olan büyük sanatçımız Sezen Aksu’nun ismi geçmiş galiba...
Evet. Daha önce Ertuğrul Bey, Neşet Ertaş ile birlikte konser vermeleri yönünde fikrini beyan etmiş. O ise özellikle Sezen Aksu Hanımefendi’nin ismini zikretti. Öyle olursa ben Türkçe söylerim, Sezen Hanım da Kürtçe söyler belki dedi. Yahut tek başına da olabilir...
» Şivan Perwer-Sezen Aksu birlikte konser verseler muhteşem olur bence Bülent Bey...
İnşallah olur. Tabii bu işin maddi yönü de var, onu da TRT Genel Müdürümüz İbrahim Şahin ile görüşeceğim. Bu işin olabilirliğini hesaplamak lazım. Eğer bu iş gerçekleşirse Kürt kardeşlerimiz için anlamlı bir jest olur diye düşünüyorum...
» Ülkemizin barışa ve huzura kavuşmasını istemeyenler elbirliği edeceklerdir, taş koymaya çalışacaklardır kuşkusuz...
O şer güçler ittifakı da ellerinden geleni yapacak, biz de demokrasi adına, barışa adına, birlik ve kardeşlik adına elimizden geleni yapacağız. Yeter ki bu ülkenin vicdanlı insanları kararlı olsun, dimdik dursun...
» Buradan biraz son dönemdeki tartışmalara girelim. AK Parti demokratik açılım sürecinden cayıyor mu? Özgürlükçü çizgisinden uzaklaşıyor mu?
Asla öyle bir şey yok. Elbette dileyen bizi dilediği gibi eleştirebilir. Eleştirilere saygılıyız. Geri adım bir yana özgürlükleri genişletmek için daha da net adımlar atıyoruz, atacağız. Bakın geçen hafta Almanya’daydım orada din, inanç ve vicdan hürriyeti konusunda konuştum. Biz kendi içimizdeki tüm inanç sahiplerini bir ve eşit görmek zorundayız dedim. Yaşadığımız topraklarda gayrımüslim kardeşlerimizin alın teri vardır, geçmişte gayrımüslim yurttaşlarımıza da çok haksızlıklar edildi...
» Vakıflardan sorumlu Bakan da sizsiniz Bülent Bey, vakıf mallarının iadesi konusunda somut adımlar atılacak mı? Geçenlerde bu konulara çok duyarlı Kezban Hatemi ile konuştum, sizin bu konuda çok kararlı olduğunuzu ifade etti. Kezban Hanım diyor ki sizle beraber Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bu konulara bakışı çok ileri gitmiş...
Elbette. Tek ben değil hükümet olarak duyarlıyız. Tüm yurttaşlarımızın özgürlükleri konusunda duyarlıyız. Düzenli olarak Ortodoks, Katolik, Yahudi, Süryani tüm cemaatlerden temsilcilerle biraraya geliyorum. Onların sorunlarını dertlerini dinliyorum. Kökleşmiş ve arapsaçına dönmüş sorunlar var, tek tek çözmeye çalışıyoruz meseleleri.
» Mesela Yetimhane meselesi çözüldü. Patrikhane’yi resmen ziyaret eden ilk devlet adamı oldunuz. Bu alandaki kırmızı çizgileri zorluyorsunuz...
Statükocu zihniyetin bakışıyla bu olaylara bakmak ülkemize ve milletimize hiçbir yarar getirmedi. İşte Kürt meselesinin geldiği yer ortada, Şivan Perwer’in yaşadıklarını konuştuk. Türkiye bunların hepsini aşacak...
TARAF-BAŞBAKAN
» Bizim gazete ile Başbakan arasındaki durumlara dair ne diyorsunuz?
Taraf gazetesi demokrasiye, sivilleşmeye ve özgürlüklere çok katkıda bulundu. Sabah ilk açıp okuduğum gazetelerden biri Taraf’tır, Ahmet Altan Bey’i, haftanın altı günü de okurum. Bir vicdan birliğiyle hepimiz yan yanayız bence, ayrı gayrı olduğunu düşünmüyorum.
TRT BAHSİ
» Başbakan Yardımcılığı yanında TRT’den de sorumlu Bakan’sınız. TRT yeni dönemde yine yeni kanallar açacak mı?
TRT-İngilizce kanalını muhakkak açacağız, çok önemli o. TRT-Okul’u yeni açtık. Bakın TRT-Arapçakimilerince eleştiriliyordu ama son süreçte ne kadar yararlı olduğunu gördük. TRT’ye evrensel bir vizyon verdik. İbrahim Şahin Bey de bu işte çok başarılı oldu. Sonrasında başka kanallara gerek yok. Bu kadar yeterli.
» Muhalefet partileri TRT’yi sürekli eleştiriyor, tek sesli yayın diye...
Israrla diğer partilerden isimleri programlara davet ediyorlar arkadaşlar ama kendileri gelmiyor, sonra da şikâyet ediyorlar. Anlamak mümkün değil...
CHP KONUSU
» Bülent Bey, twitter’a da girmişsiniz... Hayırlı olsun...
Valla arkadaşlar ısrar ettiler, biz de girdik. Sen de var mısın?
» Bana da ısrar ettiler, ben de yeni girdim. Ama pek aktif değilim. Siz de Melih Gökçek gibi aktif olacak mısınız?
O maşallah çok yazıyormuş, tozu dumana katmış twitter’da, ben de elimden geldiğince aktif olmaya çalışacağım
» İlk olarak Süheyl Batum’a dair tweet atmışsınız galiba...
Evet, bir bilim adamına yakışıyor mu o sözler Allahaşkına?
» Alenen darbe kışkırtıcılığı yapıyor Süheyl Batum...
Bu konunun dışında da her ağzını açtığında hakaretler yağdırıyor, kişilik haklarına riayet etmiyor, agresif bir dil kullanıyor. Sezen Aksu’ya “sazan” dedi. Bülent Arınç’ı “Zerdüşt” ilan etti. Başkalarına başka türlü hakaretler bulmaya çalışıyor. Bir bilim adamı böyle işler yapmaz, yapamaz. Yaparsa bilim adamlığı tartışılır...
» Peki, ordu ile ilgili “kâğıttan kaplan” sözlerini bir AK Partili söylese ne olurdu?
Artık onun cevabını siz köşe yazarları verin... Türk Silahlı Kuvvetleri’ni veya orduyu eleştirmek mümkündür. Her kurum eleştirilebildiği gibi. Ben de siyasi hayatımda ordumuzu kurum olarak değil, içinde yanlış yapanlarla birlikte eleştiriyorum. Çünkü her kurum içinde yanlış yapanlar, suç işleyenler olabilir. Onları eleştirmek başka şeydir, kurumu eleştirmek başka şeydir. Gerekirse kurumu da eleştirebilirsin ama “Kâğıttan kaplanmış, içini oymuşlar” demek doğrudan orduya hakaret.
» Burada demokratik anlamda bir eleştiri de yok. Asker, müdahale yapmadığı ya da yapamadığı için sitem var...
AK Parti’yi niye devirmiyorsunuz diyor adeta. CHP yönetimi anladığım kadarıyla seçimde hüsrana uğrayacağını gördü o yüzden böyle açıklamalar yapıyor. Bir tanesi sokak sokak, mahalle mahalle diyerek adeta iç savaş çağrısı yapıyor, öbürü ordu kışlasına çekildiği için “kâğıttan kaplan” diyor... Dört ay sonra seçim var, iyi hazırlansınlar, vatandaşı ikna etsinler. Demokrasi bu demektir. Vatandaşı ikna edemeyeceklerini bildikleri için yine bildik yollara tenezzül ediyorlar...
LİBERALLER-CHP
» Kemal Kılıçdaroğlu da liberalleri kendi partisine çağırmış. AK Parti’den vazgeçin bize destek verin diyor...
Liberaller aklı başında insanlardır, sanırım bu öneriye gülerler. Özgürlükler ve demokrasiyi herşeyden üstün tutan bir dünya görüşü CHP’ye destek verebilir mi? Sen liberal bir yazarsın, var mı öyle bir niyetin?
» Darbe kışkırtıcılığı yapan bir partiye liberaller nasıl destek versin, elbette şu haliyle CHP’ye destek vermem ama AK Parti’nin de özgürlükler konusunda daha ileri adımlar atması lazım...
Elbette çıtamız hep yüksek olmalı. Eleştiriler de özgürlükler yönünde yapıcı ve dikkatli olmalı. 2011’de yeni ve daha ileri bir anayasamız olacak inşallah. Tüm özgürlükçülerin katkısıyla olacak bu.
LİBERALLER GÜLER GEÇER
“AK Parti hükümeti hangi yöne gidiyor?” Son dönemde özellikle özgürlükçü-demokrat aydınlar arasında en çok konuşulan mevzu bu. Askerî vesayete taviz mi veriliyor? Açılımlardan ve özgürlüklerin genişletilmesinden geri adım mı atılıyor? AK Parti seçime giderken “MHP’lileşme” sürecine mi girdi? AK Parti ile liberal entelektüeller arasında ipler koptu mu?.. Bütün bunları AK Parti Hükümeti’nin iki numaralı ismi Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç’la İstanbul-Ankara uçağında konuştuk... Bülent Bey, Almanya’dan yeni dönmüştü, dönmeden efsane Kürt şarkıcı Şivan Perwer ile görüşmüşlerdi. Arınç, Kürt sanatçıyı Türkiye’ye konserler vermeye davet etmişti... O konudan başladık...
» Bülent Bey, Şivan Perwer ile konuşmanız bugün manşetlerdeydi, konuşmanız esnasında Perwer duygulanmış ve ağlamış galiba...
Evet, gözyaşlarını tutamadı. Ben de duygulandım açıkçası. Otuz seneden fazla olmuş ülkesinden, memleketinden ayrılalı. Şivan Bey, vatan hasretiyle duygulanırken, o an aklıma büyük şairimiz merhum Mehmet Akif’in “Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda” dizeleri geldi. Yani “Allah beni memleketimden ayrı düşürmesin” diyor Akif. Gerçekten Allah hiçbir yurttaşımızı, kardeşimizi bu topraklardan ayrı düşürmesin. Görüşü, inancı ve kimliği ne olursa olsun kimseye böyle bir zulmün reva görülmemesi lazım. Geçmişte bunlar çok yapıldı. Ama şükür o kötü dönemleri kapattık artık. Bu vatan hepimizin...
» Peki, Şivan Perwer Türkiye’ye dönüp konserler verebilecek mi?
Ben dönmesini ve Türkiye’de dilediği gibi konserler vermesini çok istediğimizi söyledim kendisine. Aslında kendisi de Türkiye’ye gelmek için çok istekli. Tüm konuşmamız boyunca hep Türkiye’den bahsettik, Türkiye’ye çok sıcak ve samimi hislerle bağlı olduğu her sözünden anlaşılıyordu. İlla ki dönecek bir zaman ama henüz şartların olgunlaşmadığını düşündüğünü söyledi. O şartlar da malumunuz, aslında bu duruma öfkeleniyorum ama bu konuyu açmıyorum ve Şivan Perwer’i zor durumda bırakmak istemiyorum...
» Çok iyi anlıyorum Bülent Bey, herkes de anlıyor zaten. Kürt halkının tamamı da Şivan Perwer’i kimin sistematik olarak tehdit ettiğini, illa bir yerlere biat etmesini dayattığını iyi biliyor. Neyse dediğiniz gibi açmayalım o konuyu... TRT Şeş’te konseri yayınlanabilecek mi peki?
Türkiye’ye dönüp dönmeme konusundan sonra, ben kendisine TRT Şeş’te canlı bir konserinin olup olamayacağını sordum. O da bana “TRT Şeş adına böyle bir katkım olursa onur duyarım” dedi. Bir orkestrayla konser vermek istediğini söyledi. Daha önce çeşitli filarmoni orkestralarıyla da öyle çalışmalar yapmış zaten. Yani sadece eline saz alsın da söylesin değil...
» Zaten Şivan’ın albümleri de öyle, geleneksel Kürt müziğini çok başarılı bir orkestrasyonla yorumluyor. Mesela “Heviya Te” albümü var Perwer’in, benim bayıldığım, defalarca dinlediğim bir albümdür, sesi de çok güçlü bir sanatçı...
Avrupa’da da çok başarılı zaten. Anlaşılan sen de iyi bir dinleyicisisin...
» Evet öyleyim. Türkiye’deki Kürt yurttaşlarımızın yanısıra tüm dünya Kürtleri de Şivan hastası, sembolleşmiş bir sanatçı...
O yüzden ben de böyle bir konserin olabilecek en prestijli biçimde olmasını istiyorum. Almanya’da, Paris’te, Brüksel’de nerede olacaksa en iyi orkestra ile en iyi opera salonunda olmalı.
» Türk bir sanatçıyla ortak bir konser vermek istediğini size söylemiş sanırım. Bir başka sembolleşmiş isim olan büyük sanatçımız Sezen Aksu’nun ismi geçmiş galiba...
Evet. Daha önce Ertuğrul Bey, Neşet Ertaş ile birlikte konser vermeleri yönünde fikrini beyan etmiş. O ise özellikle Sezen Aksu Hanımefendi’nin ismini zikretti. Öyle olursa ben Türkçe söylerim, Sezen Hanım da Kürtçe söyler belki dedi. Yahut tek başına da olabilir...
» Şivan Perwer-Sezen Aksu birlikte konser verseler muhteşem olur bence Bülent Bey...
İnşallah olur. Tabii bu işin maddi yönü de var, onu da TRT Genel Müdürümüz İbrahim Şahin ile görüşeceğim. Bu işin olabilirliğini hesaplamak lazım. Eğer bu iş gerçekleşirse Kürt kardeşlerimiz için anlamlı bir jest olur diye düşünüyorum...
» Ülkemizin barışa ve huzura kavuşmasını istemeyenler elbirliği edeceklerdir, taş koymaya çalışacaklardır kuşkusuz...
O şer güçler ittifakı da ellerinden geleni yapacak, biz de demokrasi adına, barışa adına, birlik ve kardeşlik adına elimizden geleni yapacağız. Yeter ki bu ülkenin vicdanlı insanları kararlı olsun, dimdik dursun...
» Buradan biraz son dönemdeki tartışmalara girelim. AK Parti demokratik açılım sürecinden cayıyor mu? Özgürlükçü çizgisinden uzaklaşıyor mu?
Asla öyle bir şey yok. Elbette dileyen bizi dilediği gibi eleştirebilir. Eleştirilere saygılıyız. Geri adım bir yana özgürlükleri genişletmek için daha da net adımlar atıyoruz, atacağız. Bakın geçen hafta Almanya’daydım orada din, inanç ve vicdan hürriyeti konusunda konuştum. Biz kendi içimizdeki tüm inanç sahiplerini bir ve eşit görmek zorundayız dedim. Yaşadığımız topraklarda gayrımüslim kardeşlerimizin alın teri vardır, geçmişte gayrımüslim yurttaşlarımıza da çok haksızlıklar edildi...
» Vakıflardan sorumlu Bakan da sizsiniz Bülent Bey, vakıf mallarının iadesi konusunda somut adımlar atılacak mı? Geçenlerde bu konulara çok duyarlı Kezban Hatemi ile konuştum, sizin bu konuda çok kararlı olduğunuzu ifade etti. Kezban Hanım diyor ki sizle beraber Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bu konulara bakışı çok ileri gitmiş...
Elbette. Tek ben değil hükümet olarak duyarlıyız. Tüm yurttaşlarımızın özgürlükleri konusunda duyarlıyız. Düzenli olarak Ortodoks, Katolik, Yahudi, Süryani tüm cemaatlerden temsilcilerle biraraya geliyorum. Onların sorunlarını dertlerini dinliyorum. Kökleşmiş ve arapsaçına dönmüş sorunlar var, tek tek çözmeye çalışıyoruz meseleleri.
» Mesela Yetimhane meselesi çözüldü. Patrikhane’yi resmen ziyaret eden ilk devlet adamı oldunuz. Bu alandaki kırmızı çizgileri zorluyorsunuz...
Statükocu zihniyetin bakışıyla bu olaylara bakmak ülkemize ve milletimize hiçbir yarar getirmedi. İşte Kürt meselesinin geldiği yer ortada, Şivan Perwer’in yaşadıklarını konuştuk. Türkiye bunların hepsini aşacak...
TARAF-BAŞBAKAN
» Bizim gazete ile Başbakan arasındaki durumlara dair ne diyorsunuz?
Taraf gazetesi demokrasiye, sivilleşmeye ve özgürlüklere çok katkıda bulundu. Sabah ilk açıp okuduğum gazetelerden biri Taraf’tır, Ahmet Altan Bey’i, haftanın altı günü de okurum. Bir vicdan birliğiyle hepimiz yan yanayız bence, ayrı gayrı olduğunu düşünmüyorum.
TRT BAHSİ
» Başbakan Yardımcılığı yanında TRT’den de sorumlu Bakan’sınız. TRT yeni dönemde yine yeni kanallar açacak mı?
TRT-İngilizce kanalını muhakkak açacağız, çok önemli o. TRT-Okul’u yeni açtık. Bakın TRT-Arapçakimilerince eleştiriliyordu ama son süreçte ne kadar yararlı olduğunu gördük. TRT’ye evrensel bir vizyon verdik. İbrahim Şahin Bey de bu işte çok başarılı oldu. Sonrasında başka kanallara gerek yok. Bu kadar yeterli.
» Muhalefet partileri TRT’yi sürekli eleştiriyor, tek sesli yayın diye...
Israrla diğer partilerden isimleri programlara davet ediyorlar arkadaşlar ama kendileri gelmiyor, sonra da şikâyet ediyorlar. Anlamak mümkün değil...
CHP KONUSU
» Bülent Bey, twitter’a da girmişsiniz... Hayırlı olsun...
Valla arkadaşlar ısrar ettiler, biz de girdik. Sen de var mısın?
» Bana da ısrar ettiler, ben de yeni girdim. Ama pek aktif değilim. Siz de Melih Gökçek gibi aktif olacak mısınız?
O maşallah çok yazıyormuş, tozu dumana katmış twitter’da, ben de elimden geldiğince aktif olmaya çalışacağım
» İlk olarak Süheyl Batum’a dair tweet atmışsınız galiba...
Evet, bir bilim adamına yakışıyor mu o sözler Allahaşkına?
» Alenen darbe kışkırtıcılığı yapıyor Süheyl Batum...
Bu konunun dışında da her ağzını açtığında hakaretler yağdırıyor, kişilik haklarına riayet etmiyor, agresif bir dil kullanıyor. Sezen Aksu’ya “sazan” dedi. Bülent Arınç’ı “Zerdüşt” ilan etti. Başkalarına başka türlü hakaretler bulmaya çalışıyor. Bir bilim adamı böyle işler yapmaz, yapamaz. Yaparsa bilim adamlığı tartışılır...
» Peki, ordu ile ilgili “kâğıttan kaplan” sözlerini bir AK Partili söylese ne olurdu?
Artık onun cevabını siz köşe yazarları verin... Türk Silahlı Kuvvetleri’ni veya orduyu eleştirmek mümkündür. Her kurum eleştirilebildiği gibi. Ben de siyasi hayatımda ordumuzu kurum olarak değil, içinde yanlış yapanlarla birlikte eleştiriyorum. Çünkü her kurum içinde yanlış yapanlar, suç işleyenler olabilir. Onları eleştirmek başka şeydir, kurumu eleştirmek başka şeydir. Gerekirse kurumu da eleştirebilirsin ama “Kâğıttan kaplanmış, içini oymuşlar” demek doğrudan orduya hakaret.
» Burada demokratik anlamda bir eleştiri de yok. Asker, müdahale yapmadığı ya da yapamadığı için sitem var...
AK Parti’yi niye devirmiyorsunuz diyor adeta. CHP yönetimi anladığım kadarıyla seçimde hüsrana uğrayacağını gördü o yüzden böyle açıklamalar yapıyor. Bir tanesi sokak sokak, mahalle mahalle diyerek adeta iç savaş çağrısı yapıyor, öbürü ordu kışlasına çekildiği için “kâğıttan kaplan” diyor... Dört ay sonra seçim var, iyi hazırlansınlar, vatandaşı ikna etsinler. Demokrasi bu demektir. Vatandaşı ikna edemeyeceklerini bildikleri için yine bildik yollara tenezzül ediyorlar...
LİBERALLER-CHP
» Kemal Kılıçdaroğlu da liberalleri kendi partisine çağırmış. AK Parti’den vazgeçin bize destek verin diyor...
Liberaller aklı başında insanlardır, sanırım bu öneriye gülerler. Özgürlükler ve demokrasiyi herşeyden üstün tutan bir dünya görüşü CHP’ye destek verebilir mi? Sen liberal bir yazarsın, var mı öyle bir niyetin?
» Darbe kışkırtıcılığı yapan bir partiye liberaller nasıl destek versin, elbette şu haliyle CHP’ye destek vermem ama AK Parti’nin de özgürlükler konusunda daha ileri adımlar atması lazım...
Elbette çıtamız hep yüksek olmalı. Eleştiriler de özgürlükler yönünde yapıcı ve dikkatli olmalı. 2011’de yeni ve daha ileri bir anayasamız olacak inşallah. Tüm özgürlükçülerin katkısıyla olacak bu.