'Rıza Sarraf' soruşturması Egemen Bağış'a uzandı iddiası!
Gazeteci İlhan Tanır, Rıza Sarraf'ı ABD'de tutuklatan savcı Preet Bharara'nın eski AB Bakanı Egemen Bağış'ı tutuklatabileceğini yazdı
Tanır'ın Haberdar sitesinde, '16 Haziran celsesi öncesi son Sarraf bilgileri' başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
27 Nisan'da New York'ın güney bölgesine bağlı mahkemede yapılan duruşma öncesi celsede (hearing), Rıza Sarraf, avukatları aracılığı ile 10 gün içinde kefaletle serbest kalma için ‘'yazılı bir talepte'' bulunacağını bildirmişti. Duruşmadan beri 2.5 hafta geçmesine rağmen Haberdar'ın Başsavcı Preet Bharara'nın ofisinden aldığı bilgiye göre Sarraf böyle bir talepte bulunmadı. Sarraf'ın avukatı olan Benjamin Brafman ile birlikte çalışan bir başka avukat ise kefalet paketi ile ilgili başvuru yapıp, yapmayacakları konusundaki sorulara cevap veremeyeceğini bildirdi.
Konuyla ilgili olarak Haberdar'ın sorularını cevaplandıran New York Güney Bölgesi Mahkemesi'ne kayıtlı avukat olan Cahit Akbulut, Sarraf'ın yabancı olduğundan dolayı kefalet şartlarını tümüyle yerine getirmesinin uzamış olabileceğini ifade etti ve 16 Haziran'daki celseden önce bu talebin hazırlanmasının mümkün olduğunu söyledi.
Sarraf'ın suçlandığı İran'ın ambargoları ile ilgili olan yasaklamalar, İran ile ABD'nin nükleer anlaşması yapmasından sonra kalkmış durumda. Yani birkaç yıl önce ceza gerektiren fiiller, şu an ceza gerektirmiyor çünkü İran'ın kendisi uluslararası ekonomiye ve sisteme yeniden entegre ediliyor. Bu durum da artık suç olmayan fiillerin ağır cezalandırması daha da güçleşebiliyor. CNN'de buna yönelik eski tarihli yorumlar var.
İran Meclisi Yolsuzluk Araştırma Komisyonu üyesi Emir Abbas Sultani, geçen hafta içinde Rıza Sarraf hakkında Al Monitor'a açıklamalarda bulunmuş, Sarraf'ın daha önceden hazırlanan bir plana göre ve İranlı yetkililer tarafından yakalanacağını düşündüğünden dolayı, tutuklanacağını bile bile ABD'ye gittiğini savunmuştu.
16 HAZİRAN'DA NE OLACAK?
Sarraf'ın bir sonraki celsesi, veya 'hearing' i 16 Haziran'da. Bu celse de duruşma yerine geçmeyecek. Bu celsede taraflar sonraki duruşmalar için takvim arayışına girecekler. Sarraf'ın New York'daki ilk celsesinde de bulunan Avukat Akbulut, Sarraf'ın her zaman için ‘suçsuzum' dan ‘suçluyum' ifadesine geçebileceğini, bu yönde bir pazarlığın (plea bargain) ilerleyen zamanda gündeme geleceğine ve olacağına inandığını kaydetti.
Önümüzdeki süreçte savunma ve savcılık birbiri hakkında suçlamaları, kanıtları, savunmaları görecek ve ona göre pozisyon belirleyecek. Bu açıdan Sarraf'ın ilk celsede ‘suçsuzum' demesi bir anlamda eşyanın tabiatı gereği idi.
Amerikan yargı sisteminde savunma ve savcılık arasında yoğun şekilde kullanılan ‘pazarlık' (plea bargain) müessesinin çok farklı uygulanış şekilleri var. Temelde, savunmanın suçlamaları kabul edip, savcılığı ve devletin imkanlarını zorlamadan ve para, zaman israfına neden olmadan, buna karşılık Amerikan devletinin lehine olacak bilgileri temin etmeleri durumunda, bunlara karşılık da federal savcılığın ileri sürdüğü suçlamalarda ciddi bir düşürülme yaşanabiliyor. Bu hem savunma hem de savcılığın işine geliyor.
EGEMEN BAĞIŞ MI?
Son günlerde bazı web sitelerinde, kaynağı olmayan bir biçimde Bharara'nın şimdi iki Türk vatandaşı için daha tutuklama istediğini ve Türkiye'nin eski AB Bakanı Egemen Bağış'ın bu kişilerden biri olduğu yazıldı. Normal şartlar altında isimsiz ve kaynaksız bir şekilde bir Twitter hesabından yayıldığı sanılan bu bilginin dikkate alınmaması gerektiğini düşündüm. Buna rağmen bu iddiayı, bakan Bağış'ın ismini de vererek Bharara'nın ofisine sorduğumda aldığım cevap ‘'Yorum yapmayı reddediyoruz' oldu.
Akbulut'a bu iddianın inanırlığını sorduğumda bunun farklı kimselerce farklı nedenlerden dolayı çıkartılmış olabileceğini kendisinin böyle bir duyumunun olmadığını söyledi.
Egemen Bağış uzun yıllar ABD'de kalmış, yeşil kart veya vatandaşlığı olan bir isim. Zaten yıldızı da İngilizce müterciğimliğinden doğdu.
Bağış'ın 2006 yılının 12 Nisan tarihinde yaptığı bir açıklamada kendisinin ABD vatandaşı olmadığını ama vatandaşlık almak için hakkı bulunduğunu kaydettiği görülüyor. Bu da Bağış'ın büyük ihtimalle ‘yeşil kart' sahibi olduğunu gösteriyor.
Akbulut, geçmişte Türk vatandaşı olanların da, İran ambargosunu delmekten dolayı havaalanında yakalandığını söyledi. Bu kimselerin isimlerini özel bilgilere saygı nedeniyle paylaşamayacağını söyleyen Akbulut, tutuklanan Türk vatandaşlardan birinin yeşil kartlı olduğunu, uçak camı ile ilgili olarak İran ile ticarette bulunduğunun tespit edildiği, bir diğerinin ise İran halılarını ABD'de satmaktan dolayı havalanında tutuklandıklarını hatırlattı. Yani Egemen Bağış gibi ABD'de vergi ödemiş, belli bir hukuku ve kayıtları olan değil, ABD ile hiçbir sürekli bağı olmamasına rağmen Türk vatandaşlarının da geçmişte, sadece İran ambargolarını delmelerinden dolayı ABD girişlerinde tutuklandıkları görülüyor.
27 Nisan'da New York'ın güney bölgesine bağlı mahkemede yapılan duruşma öncesi celsede (hearing), Rıza Sarraf, avukatları aracılığı ile 10 gün içinde kefaletle serbest kalma için ‘'yazılı bir talepte'' bulunacağını bildirmişti. Duruşmadan beri 2.5 hafta geçmesine rağmen Haberdar'ın Başsavcı Preet Bharara'nın ofisinden aldığı bilgiye göre Sarraf böyle bir talepte bulunmadı. Sarraf'ın avukatı olan Benjamin Brafman ile birlikte çalışan bir başka avukat ise kefalet paketi ile ilgili başvuru yapıp, yapmayacakları konusundaki sorulara cevap veremeyeceğini bildirdi.
Konuyla ilgili olarak Haberdar'ın sorularını cevaplandıran New York Güney Bölgesi Mahkemesi'ne kayıtlı avukat olan Cahit Akbulut, Sarraf'ın yabancı olduğundan dolayı kefalet şartlarını tümüyle yerine getirmesinin uzamış olabileceğini ifade etti ve 16 Haziran'daki celseden önce bu talebin hazırlanmasının mümkün olduğunu söyledi.
Sarraf'ın suçlandığı İran'ın ambargoları ile ilgili olan yasaklamalar, İran ile ABD'nin nükleer anlaşması yapmasından sonra kalkmış durumda. Yani birkaç yıl önce ceza gerektiren fiiller, şu an ceza gerektirmiyor çünkü İran'ın kendisi uluslararası ekonomiye ve sisteme yeniden entegre ediliyor. Bu durum da artık suç olmayan fiillerin ağır cezalandırması daha da güçleşebiliyor. CNN'de buna yönelik eski tarihli yorumlar var.
İran Meclisi Yolsuzluk Araştırma Komisyonu üyesi Emir Abbas Sultani, geçen hafta içinde Rıza Sarraf hakkında Al Monitor'a açıklamalarda bulunmuş, Sarraf'ın daha önceden hazırlanan bir plana göre ve İranlı yetkililer tarafından yakalanacağını düşündüğünden dolayı, tutuklanacağını bile bile ABD'ye gittiğini savunmuştu.
16 HAZİRAN'DA NE OLACAK?
Sarraf'ın bir sonraki celsesi, veya 'hearing' i 16 Haziran'da. Bu celse de duruşma yerine geçmeyecek. Bu celsede taraflar sonraki duruşmalar için takvim arayışına girecekler. Sarraf'ın New York'daki ilk celsesinde de bulunan Avukat Akbulut, Sarraf'ın her zaman için ‘suçsuzum' dan ‘suçluyum' ifadesine geçebileceğini, bu yönde bir pazarlığın (plea bargain) ilerleyen zamanda gündeme geleceğine ve olacağına inandığını kaydetti.
Önümüzdeki süreçte savunma ve savcılık birbiri hakkında suçlamaları, kanıtları, savunmaları görecek ve ona göre pozisyon belirleyecek. Bu açıdan Sarraf'ın ilk celsede ‘suçsuzum' demesi bir anlamda eşyanın tabiatı gereği idi.
Amerikan yargı sisteminde savunma ve savcılık arasında yoğun şekilde kullanılan ‘pazarlık' (plea bargain) müessesinin çok farklı uygulanış şekilleri var. Temelde, savunmanın suçlamaları kabul edip, savcılığı ve devletin imkanlarını zorlamadan ve para, zaman israfına neden olmadan, buna karşılık Amerikan devletinin lehine olacak bilgileri temin etmeleri durumunda, bunlara karşılık da federal savcılığın ileri sürdüğü suçlamalarda ciddi bir düşürülme yaşanabiliyor. Bu hem savunma hem de savcılığın işine geliyor.
EGEMEN BAĞIŞ MI?
Son günlerde bazı web sitelerinde, kaynağı olmayan bir biçimde Bharara'nın şimdi iki Türk vatandaşı için daha tutuklama istediğini ve Türkiye'nin eski AB Bakanı Egemen Bağış'ın bu kişilerden biri olduğu yazıldı. Normal şartlar altında isimsiz ve kaynaksız bir şekilde bir Twitter hesabından yayıldığı sanılan bu bilginin dikkate alınmaması gerektiğini düşündüm. Buna rağmen bu iddiayı, bakan Bağış'ın ismini de vererek Bharara'nın ofisine sorduğumda aldığım cevap ‘'Yorum yapmayı reddediyoruz' oldu.
Akbulut'a bu iddianın inanırlığını sorduğumda bunun farklı kimselerce farklı nedenlerden dolayı çıkartılmış olabileceğini kendisinin böyle bir duyumunun olmadığını söyledi.
Egemen Bağış uzun yıllar ABD'de kalmış, yeşil kart veya vatandaşlığı olan bir isim. Zaten yıldızı da İngilizce müterciğimliğinden doğdu.
Bağış'ın 2006 yılının 12 Nisan tarihinde yaptığı bir açıklamada kendisinin ABD vatandaşı olmadığını ama vatandaşlık almak için hakkı bulunduğunu kaydettiği görülüyor. Bu da Bağış'ın büyük ihtimalle ‘yeşil kart' sahibi olduğunu gösteriyor.
Akbulut, geçmişte Türk vatandaşı olanların da, İran ambargosunu delmekten dolayı havaalanında yakalandığını söyledi. Bu kimselerin isimlerini özel bilgilere saygı nedeniyle paylaşamayacağını söyleyen Akbulut, tutuklanan Türk vatandaşlardan birinin yeşil kartlı olduğunu, uçak camı ile ilgili olarak İran ile ticarette bulunduğunun tespit edildiği, bir diğerinin ise İran halılarını ABD'de satmaktan dolayı havalanında tutuklandıklarını hatırlattı. Yani Egemen Bağış gibi ABD'de vergi ödemiş, belli bir hukuku ve kayıtları olan değil, ABD ile hiçbir sürekli bağı olmamasına rağmen Türk vatandaşlarının da geçmişte, sadece İran ambargolarını delmelerinden dolayı ABD girişlerinde tutuklandıkları görülüyor.