REYTİNGİ DÜŞÜYOR, DİZİNİN YAYINLANDIĞI KANALIN AİT OLDUĞU GRUBUN MEDYA VE YAZARLARI GAZ VERİYOR!

İşte o dizi ve işte o kanal...

‘Aşk Bir Hayal’ üzerine medyamızın muhtelif hayallemeleri...

Aşk Bir Hayal, neden sezonun en iyi dizi oluyor yavu?


Aşk Bir Hayal’in reytingleri düştükçe, dizinin yayınlandığı kanalın ait olduğu grubun medyası ve köşecileri gaz veriyor. Yok, “Sezonun en başarılı dizisi Aşk Bir Hayal”. Yok, “Ben hayatımda promosyonu bu kadar az, reyting başarısı bu denli yüksek dizi görmedim,” demeler.. yok, Miran Ağa karakteri ne muhteşem bir karaktermiş filan diye öve öve bitirememeler...

Ama durumun gerçeğine bir bakacak olursak; Aşk Bir Hayal gittikçe daha az izleniyor aslında. 2 mayıs raporlarına göre dizinin reytingleri AB’de 5.0, TÜM’de ise 9.2 olarak görünürken; 9 mayısta AB’de 4.1, TÜM’de ise 7.6’ya gerilemiş. (Dün akşamki sonuçları henüz bilmiyoruz.)

TÜM’de 7.6 da fena bir reyting değil belki ama, pazar akşamları kendi kulvarında başka dizi, başka hiçbir rakibi yok ki Aşk Bir Hayal’in. Bir rekabet içinde olmadığından her pazar akşamı tek başına yarışıyor; başka dizi olmadığından da dizikolikler Aşk Bir Hayal’e mecbur kalıyor. Ve buna rağmen reytingler 4.1 ve 7.6 civarında seyrediyorsa da, bu bir başarı değildir tabiatıyla.

Ayrıca Aşk Bir Hayal, neye göre sezonun en iyi dizisi oluyor? Hangi kriterlere göre?

Aşk Bir Hayal, dramaturjik olarak hayatın gerçekliğine hiç mi hiç uymayan; buna karşılık hayatın gerçeğini abartarak kendine yapay bir gerçeklik alanı yaratan bir çalışmadır bana göre.

Gerçek üzerine gerçekliğin bina edilmesi, çalışmayı –ister istemez dramayı totaliter, üzerine odaklanılan ana karakteri de (Miran Ağa) faşizan bir davranış kültürüne-, uçlarda gezinen bir duygu kültürüne yöneltmiş.

Anasının önünde diz çöküp ağlama raddesine gelen bir erkek, sözde aşkı uğruna insanları takır takır öldürmeyi göze alıyor.

Hangi kültür ve değerler içinde bulabiliriz böyle bir karakteri?

Olsa olsa faşizan bir hayat kültürü içinde rastlanabilir böyle bir karaktere. Ki, bu kültürün içinde bile (Nazi Almanyası ve faşist İtalya) bu denli gözü dönmüş bir karakteri bulmak çok zordur.

Aşk Bir Hayal, feodal töre kültürünü işleyen ve eleştiren bir dizi değildir. Aşk Bir Hayal’in Miran Ağa’sı, sanıldığı gibi törenin bir temsilcisi de değildir. (Dizi de töre ile ilgili bir dizi değildir zaten.)

Ayrıca sanıldığı gibi ulvileştirilecek, hatta örnek gösterilebilecek ne aşk ne de bir aşk ilişkisi vardır ortada.

Totaliter odaklı, sıradan bir aşk tutturukluğu vardır olsa olsa!

Miran Ağa karakterinin bir varlık problemi vardır çünkü; bu karakterin insani varoluşla bir çatışması vardır aslında. Varoluşun, hayat zikzakları ve uçları dışında kalan, ideolojik olarak bir insani kusurlu sunumudur bence bu karakter. (Dizi projesinin amacı içinde, sonunda bir ders çıkarmak, bir eleştiri olsa da, bu kültürel öz değişmez asla.)

Fazla derinlemesine düşünülmeden yazılmış bir karakterdir bana göre Miran Ağa.

Ya da gereğinden fazla düşünülerek yazılmış formatlı(!) bir karakterdir ki, bundan korkarım işte!

Bir diziyi ya da bir karakteri överken, çalakalem kulüpçülük yapmamak, daha itinalı olmak, önünü arkasını düşünmek gerekmiyor mu artık?

Her insanın attığı her adım, aynı zamanda ideolojik bir adımdır zira. Hayatın içinde, hayatın her hücresinde bu eylem vardır!

Bunu unutmamak gerekir.

Telesiyej/Taraf