REYTİNG ÖLÇME SİSTEMİ DEĞİŞSE DEVLETİN TAŞLARI YERİNDEN OYNAR!..İLETİŞİM PROFESÖRÜ BATMAZ'DAN ŞOK AÇIKLAMA!..

Nuriye Akman, iletişim profesörü Veysel Batmaz'la rating sistemini konuştu, ortaya çok ilginç cevaplar çıktı. İşte ayrıntılar...

Gelelim people meter yerleştirilen evlere. İzlendiğini bilenler, davranışlarını değiştirmezler mi?






Sistem yanlışlığı tam da sizin bu söylediğiniz şey. Bu, davranışları bozar tabii. Bana al kardeşim bu uzaktan kumanda cihazını, izle televizyonu, ben de seni izliyorum derseniz, bunu dediğiniz anda ben kendimde bir yükümlülük duymaya başlarım.

Belki de tersine işimi yapmam yani...

Yapmam, yaparım, kaçarım. Ama yani büyük bir ihtimalle kendi niyetimle ilgili olmayan şeyleri yapabilme isteğim uyanır. İzlenen insanın değiştirdiği şeyin net cevabını bulamayız. Bir tanesi, kasti değiştirir izlediği programı. İzlerken statü kazanmaya çalışabilir, o gün kahvehanede ya da işyerinde "iyi" diye duyduğu programları izlemeye çalışarak. İkincisi, "Bana ne kardeşim. Ben zaten o bulaşık makinesini, çamaşır makinesini alıyorum. İzlemesem de olur." der. Ya da, "Basayım düğmeye, gidip bulaşık makinesini doldurayım." diyebilir.

Ha bir de bu hediye meselesi var tabii!

Tabii bedava yapılmıyor bu iş. Bir hediye karşılığı yapılıyor. Buradaki etik problem de çok tartışıldı bu işin uzmanları tarafından. O yüzden karar kılındı ki insanları zengin de etmeyecek, çok yoksun da bırakmayacak hediyeler veriliyor. Bu sefer kayıtsızlık haline dönüşüyor iş. Zaten örneklemin bir miktarı da, sanıyorum yüzde yirmisi kadarı, bu nedenlerle hemen hemen her yıl değiştiriliyor.

Bunun dışında teknik sorunlar da var mı?

Var tabii. Türkiye'de televizyonların frekansları sabit frekanslar değil. Yani Kırşehir'de yayın yapan bir televizyonun frekansı İstanbul'da aynı kanalın frekansı ile aynı değil. Bu bazen Kırşehir'de yayın yapan frekanstaki insanların kasti olarak frekans değiştirmelerine bile sebep olabiliyor, çok çeşitli nedenlerden.

RTÜK bunları izleyemiyor mu?

İzleyemiyor. İzlese bile sonradan fark ediyor. Ama sizin people-meter'ınız o anda çoktan ölçmüştür bile yanlış programı. Bu nedenle belki de yanlış bir frekans ölçmüştür. AGB Show-TV zannediyordur, çünkü people-meter'da o program kayıtlıdır, oysa orada artık Kırşehir TV yayın yapmaktadır. Böylesine teknik bir yanlış pek yaygın olmasa da, % 1 olsa, gerçekte % 8 olan reytingi, % 9 yapar. Bir reyting puanı, 270 bin kadar kişi. Medya planları bu sayı üzerinden yapılıyor. Bu da epey bir sapma demektir.


Reytingi neden RTÜK ölçmüyor?

Ben RTÜK başkanlığı döneminde Fatih Karaca'ya yazılı olarak başvurdum. Bakın dedim, sizin yasanızda reyting ölçme hükmü var. RTÜK ya ölçtürecek, ya ölçecek ve kendisi denetleyecek. Bunu yapmamak yasal suç şu anda. Ben RTÜK'ü savcılığa versem, takibat yapmak zorunda savcı.

Evlerine people-meter konan insanlar da programcıyı arayabilir. "Bana para verirsen ben de senin programını seyrederim." diyebilir. Bu denetlenebilir mi?

Mümkündür. Bu denetlenebilir mi bilmiyorum ama denetçinin görevi bu değil. Denetçi dediğimiz şey araştırmanın yani ölçümün örneklem yapısının düzgün olduğunu ve tüketimi en yüksek olan bölgelerin temsil edici olduğunu tespit etmektir. Reklamverenin derdi satın alanların temsiliyeti. Onun derdi değil Hakkari'ye people-meter koymak. Orada deterjan kaç tane satacak? AGB'nin örneklemi İstanbul'u temsil ediyorsa onun için yeterli. Ama biz devlet olarak