REYTİNG İÇİN BENİMLE BEBEK GİBİ OYNADILAR!..AYSUN KAYACI AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ!..

Kimi ünlünün aksine yüzünde neredeyse hiç makyaj olmadan geldi röportaja. Çok rahat, kendinden çok emindi.

Aysun Kayacı "çoban" polemiğinin gerginliğini atmıştı üzerinden...


Kimi ünlünün aksine yüzünde neredeyse hiç makyaj olmadan geldi röportaja. Çok rahat, kendinden çok emindi. Doğallıktan yana ve çok titizdi. Hiç kompleksi yoktu. Röportaj öncesi fotoğraflarını çeken arkadaşım İlker Akgüngör´e sürekli övgü yağdırdı, çektiği karelere bayılmıştı. Bizim İlker de övgülere karşılık "Karım hamile, aman duymasın" diye Aysun´la bol bol şakalaştı. Gergin geçireceğimizi düşündüğüm röportaj son derece neşeli geçti.Astoria´daki son günlerin gözde mekanı Cafe Clementine´de sorularımı yanıtladı.

"Dağdaki çobanla oyum eşit olamaz" derken bu kadar eleştirilmeyi bekliyor muydun?
Ben bu sözü kalıp olarak kullandığımı söyledim. O zaman kimse atasözleri ve deyimleri kullanmasın. Benim orada kimleri kastettiğim belliydi. Gerçekten çok üzüldüm. İyi niyetle ve vatan sevgisiyle söylediğim sözlerdi onlar. Sonuçta fikir üretme hakkına sahibim. Kendimi okul bahçesinde zannettim. Ama ne yazık ki reyting uğruna sözlerimi herkes işine geldiği gibi kullandı. Benim aptallığım. Bu ülkeye karşı umudum bitmiştir. Herkes kendi çözümünü kendisi bulsun artık, banane! Bir daha bu konuyla ilgili konuşmayacağım.

Platon´dan bu yana tartışılan bir konuyu gündeme getirdin aslında...
Aslına bakarsan bir bakıma iyi oldu. Gerçekten sözün içeriğini konuşmaya başladılar. Bir aşamada işe yaradım diye kendimi teselli ediyorum. Ama popülizm yapmaktan pek çoğu vazgeçemedi. Keşke sadece bilenler konuşsa. Ama bizde öyle olmuyor. Bizde öyle bir tufan yaratılıyor. Ve halkı bununla oyalıyorlar.

Korktun mu?
Hayır. Keşke korksaydım. O dönem kendimi oyuncak Barbie bebek gibi hissettim. Bebekle oynar gibi benimle oynadılar. İki ay benimle oyalandılar. Barbie bebeklerin eklem yerleri vardır. Kolunu bacağını bükebilirsin, düğmesine basınca konuşturursun. Saçından çekip sürüklersin. Kendimi bir sistemin içinde oyuncak gibi hissetim. Tekrar aynı şeyleri yaşamamak adına konuşmayacağım. Resmen ibret oldu.

301´lik bile oldun...
Yok dava açılmadı. Açılacağını da zannetmiyorum.

Artık konuşmayacak mısın?
Aman aman bizim çok bilen yazarlarımız var. Onlar ülkeyi aydınlatıp ışıldatsınlar. Ama maalesef bizim aydınlarımız sadece kendilerini aydınlatıyorlar.

Programa devam edecek misin?
Yapımcısını ve kanalı seviyorum. Canlı yayın sesimi duyurabildiğim bir yer. Hem orada hem başka yerde de olabilirim. Kendim hazırlayıp sunacağım bir de projem var. Müzikal komedi yapmak istiyorum.

Programda yabancı gibi duruyorsun?
Orada konuk gibiyim. Kendimi programın sahibi gibi değil konuğu gibi, malzeme gibi hissediyorum.

Seni malzeme olarak mı görüyorlar?
Bu çok normal bir şey. Geçen hafta izledim ağzımı bile açmamışım. Ağız açmak için bile belli bir efor sarf edip söze girmek gerekiyor. Lafa girmek istiyorum giremiyorum. Kendimi paralamayayım, susayım diyorum. Bu kez de "Bu kız oturmaya gelmiş, nedense hiç konuşmuyor" diyorlar. Yani anlayacağın kimseyi memnun edemiyorsun.

Kim sana daha çok yakın?
En çok kendime yakın hissettiğim Pınar Kür. En çok Kür´ü seviyorum. Birini daha fazla sevmek gibi bir özgürlüğüm var, değil mi?

Müjde Ar ile tartışıyordunuz...
Ben çok fazla konuşmak istemiyorum çünkü hepsi çalışma arkadaşım. Onlarla yanyana oturduğum için bile çok ş