REHA MUHTAR YİĞİT BULUT'UN ALACAĞI MAAŞI AÇIKLADI

Vatan gazetesi yazarı Reha Muhtar, Başbakanlık Başdanışmanı Yiğit Bulut'un alacağı maaşı açıkladı.

Başbakanlık Başdanışmanı Yiğit Bulut'un alacağı maaş sosyal medyada çıkan asılsız iddialarla birlikte yoğun bir şekilde tartışılmıştı.

Vatan gazetesindeki köşesinde Reha Muhtar, Başbakan Erdoğan'ın 36 danışmanından biri olan Yiğit Bulut'un 6 bin lira maaş alacağını açıkladı.

Şu Yiğit Bulut meselesi...

Reha MuhtarSanki Türkiye’de “fikrinden, maneviyatından, duruşundan, düşüncesinden ve hissinden” dönen, dönüşen, farklı bir dünyaya ve tavra yelken açan tek kişi “Yiğit Bulut”tur...

Evet Yiğit Bulut; memleketimizde mebzul miktarda dönüşen, değişen arkadaşlarımızdan birisi...

Fakat nedir bu Yiğit Bulut meselesinin “böylesine bir toplumsal vakıa haline gelmesindeki” esrarengiz neden?.. Olayın bu efsaneleşmesinin arka planında yatan gerçek?..

***

Başbakan’ın otuz altı tane danışmanı var...

Yiğit Bulut otuz yedinci olmuş...

Ha olmuş ha olmamış, bir danışman eksik, bir danışman fazla “neyi ne kadar değiştirecek ki bu durum?..”

Niye bu mesele memleketin en değerli meselesi haline geldi ki?.. Bir acayip tetiklenme yaşadık ve hep beraber söylenmeye başladık:

- “Yiğit Bulutlaştırdıklarımızdan mısınız, Yiğit Bulutlaştıramadıklamızdan mısınız?..”

***

Yiğit Bulut’un maaşı 51 bin Törkiş Lira olarak çıktı internet sitelerinde...

Tam geyik, muhabbet 51 bin Törkiş Lira üzerinden gidiyordu ki; Yiğit Bulut açıklama yaptı:

- “Başbakan’ın maaşının 12 bin lira olduğu ülkede, başdanışmanının maaşı 51 bin lira olabilir mi?.. Takdirlerinize bırakıyorum...”

Mantıklı görünüyordu...

Adam 51 bin lira alamazdı...

İyi de Başbakan’ın maaşının epey altında bir paraya gideceğine göre, Yiğit Bulut hayatının bu “efsanevi” görevi için ne kadar maaş alacaktı acaba?..

***

Merakım gittikçe gıdıklıyordu beni...

Sordum soruşturdum...

- “Kardeşim ne kadar para alır bu başdanışman denilen yüksek zevat?..”

- “6 bin lira...” dediler...

- “Yani Yiğit Bulut 6 bin lira mı alıyor?..”

- “Evet öyle olması lazım... Çünkü başdanışman maaşları bu kadar...”

- “Yani bunca fırtına Yiğit Bulut’un 6 bin liralık maaşı için mi kopartılıyor?..”

- “Hayır...” dediler ve sordular;

- “Kim bu Yiğit Bulut?..”

- “Allah Allah... Kim olacak?.. Gazeteci, yazar, bir zamanlar ulusalcı ve milliyetçi kanattaydı... Sonra AKP’ye yaklaştı... Sonra da Başbakan’a...”

- “Hayır hayır, kim bu Yiğit Bulut, gelmişi geçmişi, kimliği, kişiliği yaşadığı, bulunduğu ve gelmekte olduğu muhiti?..”

“Dalga mı geçiyor benimle?..” diye baktım muhatabıma...

***

- “Arkadaş sen benle dalga mı geçiyorsun?..”

- “Niye dalga geçeyim ki?..” dedi muhatabım...

- “Kimin ailesinin damadı Yiğit Bulut bilmiyor musun yoksa?..”

- “Yahu bilmez olur muyum?.. Bizim Şule Zeybek’in eski kocası... Şule Zeybek de bizim Namık Kemal Zeybek’in kızı... Namık Kemal Zeybek de...” derken duruverdim...

Muhatabım devam etti:

- “Namık Kemal Zeybek, Aydın Doğan’ın bacanağı... Şule Zeybek; Aydın Doğan’ın eşinin öz yeğeni... Yiğit Bulut yeğeninin öz kızının babası... Doğan ailesinin eski damadı ve aralarında kan bağı var artık...”

***

Durumu anlamıştım da sessiz duruyordum, bakayım arkasından muhatabım ne söyleyecek diye?..

- “Aydın Doğan’ın son zamanlarda Başbakan’la arası pek iyi değil... Bu biliniyor... Doğan grubundan problemli ayrılan Yiğit Bulut’un, şimdi Başbakan’a başdanışman olması rahatsızlık veriyor...”

Muhatabım konuştukça anlamaya başlıyordum “Yiğit Bulut” meselesindeki “ince ayarların kodlarını...”

Baştan fark etmemiştim çünkü...

Ortalıkta ne kadar değişen, dönüşen dönekleşen, “dönme”lerin ideolojisini yapan, dönüşlere muhteşem değişim adını takan bunca zevat varken, neden “Yiğit Bulut dönekliği” aradan sıyrılıp efsane oluyordu?..

Vurulacaktı vurulmasına da...

Neden 6 bin lira maaşlı Yiğit Bulut bu memleketin en efsanevi döneği muamelesine tabi tutuluyordu?..

Bir türlü çıkaramamıştım...

Şimdi aydınlanıyordu gözümde mesele...

Muhatabım “İşte böyle” gibisinden durumun vahametini anlatırcasına bakıyordu yüzüme...

Ben ise “iyimser” bakmayı yeğledim olaya...

- “Belli olmaz...” dedim...

- “Bir de bakarsın, eski damat yeni başdanışman aradaki sorunları gideriverir... Olmaz olmaz deme her şey olabilir bu memlekette...”

Pek bir tepki vermedi...

Yürüdü ve gitti...

Reha Muhtar'ın yazısının tamamı için tıklayın