Reha Muhtar, kendi haberini nasıl verirdi?

Reha Muhtar, Show TV’de yayınlanan haber bültenini kelimenin tam anlamıyla “show”a çevirmişti. Uzun boylu ya da cüce muhabirleri olay yerine gönderir, haberlerin içine ne yapar eder “komik videolar” yerleştirirdi.

VAROL ERSOY varol.ersoy@medyaradar.com

Sevgili Reha Muhtar’ın başına gelenleri duymuşsunuzdur. Sarıyer’deki yalısında korkuluğu kırılan merdivenlerden düştü ve kalbi durdu.
Kendisine ilk müdahaleyi 15 yaşındaki oğlu Poyraz yaptı ve hayata döndürdü.
Ardından sağlık ekipleri tarafından Maslak Acıbadem Hastanesi’ne kaldırıldı ve entübe edildi. Şu anda yaşam savaşı veriyor.
Kendisine acil şifalalar diliyor ve geçmiş olsun demek istiyorum.
*
Hatırlayanlarınız vardır; Reha Muhtar, Show TV’de yayınlanan haber bültenini kelimenin tam anlamıyla “show”a çevirmişti. Uzun boylu ya da cüce muhabirleri olay yerine gönderir, haberlerin içine ne yapar eder “komik videolar” yerleştirirdi.
Bu yüzden entelektüel kesimde pek sevilmese de hayranları bir hayli çoktu.
En önemlisi de… En ciddi konuları bile sorduğu sorularla komedi programına dönüştürmesi ve izleyicilere kahkaha attırmasıydı.
İşte; Türkiye’nin habercilik tarihine geçen o sorulardan bazıları:
* “Tüneli kaçmak için mi kazdınız?” (Cezaevinden tünel kazarak kaçtıktan sonra yakalanan mahkumlara…)
* “Çocuk sizden mi?” (Hamile bir kadına…)
* Karınız sizi bıçaklarken orada mıydınız? (Karısı tarafından bıçaklanan adama…)
* “Hazreti peygamberin resmi basılamaz… Çünkü hazreti peygamberin resmi basılamaz…”
* “Efendim başınız sağolsun!” (Karısını bıçaklayarak öldüren adama…)
* “Cenaze töreninde sayıları on binin üzerinde yedi bin güvenlik görevlisi vardı… (Alparslan Türkeş’in cenaze haberinde…)
* “Doğuştan kör olduğunuzu anladım da beyefendi, küçükken de gözleriniz görmüyor muydu? Onu soruyorum!”
* Soru: “Mr. Slatrey, balayına gittiniz değil mi?”
Cevap: “Evet Efendim, Avrupa’ya gittim”
Soru: “Peki eşinizi de götürdünüz mü?”
* “Kızım sana ne yaptılar?” (Tecavüze uğrayan kıza…)
* “Acı var mı acı?” (12 yerinden bıçaklanan kadına…)
*
Bunların hepsi milyonlarca izleyicinin gözünün önünde oldu. Ama o, yıllarca reytinglerde birinciliği hiç kimseye kaptırmadı.
Yukarıda sıraladığım “gaf”lar konuşulurken hep güldü. Bir tek “Acı var mı, acı”ya itiraz etti:
“Onun doğrusu ‘Hacı varmı hacı’ydı. Hacca yolladığımız muhabire ‘Yanında hacı varsa onunla konuş’ demek için söylemiştim…”
*
Sevgili Reha Muhtar sadece haberciliğiyle değil, özel hayatıyla da hep gündemdeydi.
Sevgilileri, evlilikleri, kavgaları, boşanması, çocukları, velayet davaları ve içkisi…
Bir türlü bırakamadığı, hatta haber bültenini sunarken bile masasının altından eksik etmediği viskisi!
Umarım bu zor günleri de atlatacak ve çocuklarına kavuşacak…
Ama ben en çok neyi merak ediyorum biliyor musunuz?
Bugünlerde yine ekranda olsaydı, acaba entübe edilmiş halde yoğun bakımda yatan kendisine hangi soruyu sorardı?
*
Geçmiş olsun Sevgili Reha…
Doğrularınla ve yanlışlarınla bize yaşattığın her şey için kendi adıma teşekkür ediyorum.

Tüm yazılarını göster