REHA MUHTAR ÇOCUKLARINA NE MİRAS BIRAKACAK?
Medya dünyasının en deneyimli isimlerinden Reha Muhtar, çocuklarına bırakacağı mirası açıkladı. İşte o miras...
Çocuklarıma miras bırakacağım telefon mesajı!..
Hayata partilerin iktidardayken başka, muhalefetteyken başka söyledikleri gibi bakmayacaksın...
Çünkü çocuklarına çocukların bırakacağın tek miras, hayatta bir "duruş ve düşünce şeklidir..."
Hayatta orta burda tetikçilik yapanlar, bir öyle bir böyle sallayanlar, o patronda ak, bu patronda kara diye atıp tutanların hiçbir ilkesi, düşüncesi ve duruşu olmaz...
Onların çocuklarına bırakacağı bir mirasları da yoktur...
Belki üç beş kuruş para, belki de kaypak bir hava...
***
Bana hayatta yaptığım her şeyin kendi içinde tutarlı bir izahının olması gerektiği öğretildi...
Elbet ben de yaşamımda çok değişik rüzgârlarda, çok farklı denizlerde çok değişik "yelken" ler yaptım...
Ama benim gibiler, yaşamlarının iç tutarlılığını önemserler...
Yaşamda iç tutarlılık sahibi olma, hayata asalet kazandırır...
Ben Erdal İnönü´nün 1991´de HEP´li milletvekillerini Meclis´e taşımasını nasıl Türkiye´deki barış ve demokrasi için gerekli gördüysem, Tayyip Erdoğan´ın "Demokratik açılımını da" aynı şekilde barış ve demokrasi için doğru ve yararlı buldum...
Benim için bunun SHP tarafından savunulmasıyla, AKP tarafından savunulması arasında temel bir fark yok...
Hatta daha önce Turgut Özal´ın da benzer insiyatiflerini aynı doğrultuda desteklemiştim...
Ben bu ülkede barış istiyorum...
Bu ülkenin tek bir ülke olarak kalmasını arzu ediyorum ve vatandaşları arasında hiçbir etnik ve kültürel farklılığın ayrımcılık yaratmamasını diliyorum...
Ben "siyasi değil, insani bir adamım" çünkü...
***
Yurtseverim ve ve bu ülkenin bölünmesini istemiyorum...
Ama bu ülkenin insanının Amerika´da, İrlanda´da, İspanya´da, Çek Cumhuriyeti´nde, Slovakya´da, Belçika´da yaşayan insanlardan daha "kıt" yaşamasını hazmedemiyorum...
Bir Belçikalı´da sorun olmayan etnisite farkının, Türkiye´de neden bu kadar olay olduğunu, bana aklı başında kimse anlatamaz...
Ben Amerika´dan, İspanya´dan, Belçika´dan geride yaşamak istemiyorum...
Hayvan değilim ben, insanım ve insan gibi yaşamak istiyorum...
Barış içinde herkesin özgürce yaşayacağı bir düzende yaşamak istiyorum...
***
Beni yakından tanıyan bir genç arkadaşım geçen bayramda bana bir SMS atmış:
Şöyle diyor SMS´de:
"İyi Bayram´lar Türk Medya´sının yalnız adamı...
Hiçbir derin gücü arkasına almamış, tek dayanağı halkın ilgisi olan adam...
Ölümüne Beşiktaşlı...
Ateşli AB (Avrupa Birliği) yandaşı...
Kalbi Atatürk sevgisiyle dolu...
Ruhu sosyalist...
Yaşantısı ´burjuva´adam...
Fiilen TV adamı olup...
Esasen ´kayıp edebiyat adamı...´
Seni tüm bu yönlerinle seviyorum..."
***
Biliyorum ki içinizden bazıları "Hadi canım" diyecekler...
Atatürkçü adam, Avrupa Birliği yandaşı olur mu?..
Ya da ruhu sosyalist olan, kendi burjuva yaşar mı?..
Fiilen televizyon adamı, ya da gazeteci yazar bilinen bu adam nereden oluyor "kayıp edebiyat adamı?.."
Oysa ben sizlerin birçoğuna "çelişkili" gibi görünen bu tanımlamaların benim için doğru olduğunu sanıyorum...
Bu çelişik görünen şeylerin arasında hiçbir çelişkinin olmadığını, kendi içinde inanılmaz bir harmonisi ve tutarlılığı olduğunu düşünüyorum...
***
Her halükarda, bu duygu ve düşüncelerin bir medya patronuna bağımlılığıkla ya da tetikçilikle ilgisi yok...
AKP´nin veya CHP´nin MHP´nin veya ÖDP´nin günlük politikalarıyla, iniş ve çıkışlarıyla, iktidar ve muhalefete göre değişen renkleriyle de bir ilgisi yok...
Bunlar benim kendi yaşamamın kendi tarzı ve ilkeleri...
Çocuklarıma bırabileceğim somut "mirasım" bunlar...
Küçükler şimdi, eminim fark edecekler ki;
Hiçbir derin gücü arkasına almadan, hayatta sadece insanların ilgisiyle ayakta kalabilmeye çalışmak, kendi içinde başlıbaşına "demokrat" bir duruştur...
Mina Deniz, Poyraz Deniz, Ayşe Nazlı, Engin Deniz belki farkederler Atatürk´ün muaassır medeniyet dediği Avrupa´lılık Atatürk´le çatışmaz, birbirinin matruşka bebekler gibi içindedir...
Avrupa Birliği´nin içindeki bir Türkiye harf ve kıyafet devrimini yapan ulu önderin içindeki sonsuz hülyadır...
***
Sanırsam çocuklar, Fenerbahçe´yi ve Galatasaray´ı severken, Beşiktaş´lılıkta farkedecekler ki, babaları esasen bir "protest" tir...
Beşiktaşlılık´taki popüler olmayan, kendine has isyankar duruş, bir demokrasinin "sadece güçlülerin egemenliğinden ibaret olmadığını" anlatan yüzüdür...
Onlara en çok şuradan vuracaklardır eminim...
"Ruhu sosyalist, kendi burjuva..."
Acaba ruhunun sosyalist, kendisinin iyi bir burjuva olması muhteşem bir bileşkedir...
Ruhun eşitlikten yana olması insanlık için iyidir...
Ya ruhu burjuva olup, kendisi sosyalist görünseydi ne olurdu diyecekler mi acaba?..
***
Fiili televizyon adamlığı, kayıp edebiyat adamlığı...
İçimde kalan ukte kim bilir belki de odur zaten...
Onu bir başka gün, bir başka zamanda paylaşmalıyım çocuklarla...
Reha Muhtar/VATAN