RASİM OZAN'DAN YENİ ŞAFAK YAZARINA FATİH TERİM YANITI!
Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, kendisine eleştiriler yönelten Yeni Şafak yazarı Cem Küçük'e ne yanıt verdi?
Galatasaray ve benimle ilgili iddialar
Yeni Şafak’tan Cem Küçük dünkü yazısında Galatasaray ve benimle ilgili kimi iddialar ortaya attı. Son dönemde birçok kişi ve kurumu köşesinde kuşbaşı doğrama yapan Cem Küçük şimdi de hızarın altına beni almaya karar vermiş anlaşılan. Neyse... Yeni Şafak gibi önemli bir gazetede yayınlanan bu satırlara cevap vermek şart oldu. Küçük aynen şöyle yazmış:
"Rasim Ozan Kütahyalı (ROK) Beyaz TV’deki çok izlenen futbol programlarında her hafta Fenerbahçe’yi çeşitli bahanelerle doğradı. Bu misyonunu hep ’Ben Aziz Yıldırım zihniyetiyle mücadele ediyorum. Fenerbahçe güzide bir kulübümüzdür’ diyerek kamufle etti. Aslında düşmanlığı Fenerbahçe’yeydi. ROK benim arkadaşım ama mesele Fenerbahçe olunca kendisini kaybediyor. Yeni doğan ikizlerine Galatasaray zıbını giydirecek kadar fanatik."
İkiz kızlarım Ayşe Ela ve Betül Yasemin’e GS zıbını giydirdiğim doğru ama Fenerbahçe düşmanı olduğum yanlış. Futbolu kemiren bir ahlaki hastalık olan şike ve teşvik ile mücadele konusunda GS’ye de çok yükleniyorum. 3 Temmuz öncesinde bu ahlaksızlık çok doğal bir olaydı. Eğer 2011 sezonunda GS şampiyonluğa oynasaydı muhtemelen GS yönetiminden de şikeye karışanlar olacaktı. 1993’te dönemin GS yönetiminin Manchester’i geçmemiz için hakem Rottisberger’i bağladığı çok açık. Bu konuda GS’nin dava açtığı bizim Ahmet Çakar’a tam destek verdim ben. GS’nin davasını yanlış buldum.
Küçük’ün şu satırlarına da aynen katılıyorum:
"Fatih Terim Galatasaray’daki ilk yılında (96-97 sezonu) açıkça Mehmet Ağar’ın desteğini aldı. Hakemler Ağar’dan korktukları için mesela bir İstanbulspor maçının 98. dakikasında (hayret maç 90 dakika değil miydi) kendini göz göre göre yere atan Arif’in pozisyonuna penaltı verdiler. 1997 yılının şampiyonluk fotoğrafında Mehmet Ağar da vardı. Düşünün bir polis şefinin orada ne işi var?"
Bunlar doğru sorulardır. Futbolseverler olarak hangi takımı tutarsak tutalım ortak bir adalet zemininde buluşmak zorundayız. 1996-97 sezonundaki GS’nin şampiyonluğu şaibelidir. Aziz Yıldırım ve ekibinin 2010-11 sezonunda şike yaptıkları Hâkim Mehmet Ekinci’nin 682 sayfalık gerekçeli kararında nasıl kanıtlı ve açıksa 1997 şampiyonluğundaki Mehmet Ağar katkısı da o kadar açıktır.
***
Bunları bu kadar net dille ifade eden biri "GS klanı" olabilir mi? Elbette GS’liyim ve GS’nin çıkarlarını korumaya çalışırım ama adalet her şeyden önce gelir. Cem Küçük’ün en çok konuşulan iddiası ise şu:
"Hükümete muhalif bir adam olan Ünal Aysal’ı hükümetle yakınlaştırmak için elinden geleni yapıyor ROK, Aysal’ı Beyaz TV’de ağırladı ve Aysal’a sürekli Başbakan Erdoğan’ı övdürdü. Ünal Aysal’ın sportif işler başdanışmanı nasıl Bülent Tulun ise siyasi işler başdanışmanı fiilen ROK oldu. Terim ile Aysal kavgasında da şu an Aysal’ı tutuyor ROK. Bu ara sürekli Terim’e yükleniyor. Terim’in avukatı canlı yayına bağlandı, ROK’a isyan etti. Sonrasında Fatih Terim bir basın toplantısında isim vermeden ROK’u hedef aldı. Kulüp içinden gelen iddialara göre Terim, Aysal’a, ’Rasim’e bu lafları siz mi söyletiyorsunuz?’ demiş ve Ünal Aysal da, ’Rasim bana değil Başbakan’a yakın. Benim lafımla hareket etmez’ demiş."
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN