RASİM OZAN KÜTAHYALI TARAF'TAN AHMET ALTAN İLE KAVGA ETTİĞİ İÇİN Mİ AYRILDI?

Ahmet Altan'la tartıştığı için Taraf'tan ayrıldığı söylentilerine Rasim Ozan Kütahyalı nasıl yanıt verdi?

Son dönemde medyada en çok konuşulan isimlerden biri olan Rasim Ozan Kütahyalı... Popüler kültür diliyle çıkış parçasının 17 Mayıs 2008'deki "Denizlerin yolu bizi nereye götürür?" başlıklı yazısı olduğunu söyleyen Kütahyalı, televizyondaki büyük çıkışını ise Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün'üne konuk olarak yakaladı. Tartışma programlarındaki hararetli konuşması ve sivrilen düşünceleriyle, kısa zamanda pek çok insanın dikkatini çekerek, hem sempati hem antipati kazandı.

Kütahyalı ile görüşen MediaCat dergisinden Selin Babacan Turkuvaz Grubu'na transferini ve Yeni Türkiye' üzerine düşüncelerini anlattı; Ahmet Altan ile kavga ettiği için Taraf'tan ayrıldı iddialarını yanıtladı... Lokomotif yazar tanımını değerlendirdi.

İşte o röportajdan çarpıcı bir bölüm:

Ahmet Altan'la tartıştığınız için Taraf'tan ayrıldığınız söylentileri vardı...
Taraf gazetesindeki özgürlük ortamı her türlü tartışmayı kaldırır niteliktedir. Ben Ahmet Altan'la da bir başkasıyla da tartışırım ama her zaman bir yandan da fikirsel anlamda baba-oğul gibiyizdir. Ayrılmamın Ahmet Altan'la bir ilgisi yok. Son 3-4 ayda fikir farklılığımız oldu, ben kendi fikrimde, o da kendi fikrinde ısrar etti. Ahmet Altan bana köşe yazarlığının kapısını açmış yazarlardandır. Benim onunla ters düşmem mümkün değil. Aynı düşünceye, aynı Türkiye özlemine baş koymuş insanlarız biz.

Sizin için 'lokomotif yazar' diye bir tanım çıktı. Siz kendinize bu tanımı uygun görüyor musunuz?
Takvim'de çok değerli ve emektar insanlar var. Bu yüzden kendime 'lokomotif yazar' sıfatını uygun görmüyorum. Lokomotif yazarlık dışarıdan insanların yorumu. Bakarlar ben lokomotif miyim, değil miyim, o konuda işlevim ne... Biz Takvim'de farklı bir şeyi yakalamak istiyoruz, her alanda gündem yaratan bir gazete olsun istiyoruz. En genç yazarı benim şu an Takvim'in. Dolayısıyla bu, bir dinamizm olsun diye ortaya çıkarılan bir düşünce olabilir. Lokomotiflik, başyazarlık tabirlerini benim söylemem doğru olmaz.

Hayatın her alanında yazmak ve konuşmak istemenizden ötürü sizi Hıncal Uluç'a benzetebilir miyiz?
Doğru, ama Hıncal Uluç'un siyaset yorumculuğunun bir yankı yaratmışlığı çok yoktur. Hıncal Uluç özü itibariyle spor ve popüler kültür yazarıdır. Ben özü itibariyle politik olarak gündemdeyim. İnandığım özgürlükler ve demokrasi davası uğruna çok ağır konuşmuş, bundan ötürü davalar almış, Genelkurmay'la kapışmış, devletin başka birimleriyle kapışmış, hakkında 301'den dava açılmış bir adamım. Ama bu ağır politik kimlik, beni sosyal hayatın diğer eğlenceli taraflarından da azade kılmıyor.