Rasim Ozan, Aydın Doğan'ı uyardı; Önünde iki yol var!

Sabah Gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı bugünkü yazısında Aydın Doğan'ı ele aldı.

Rasim Ozan Kütahyalı, "Aydın Doğan'ın önündeki iki yol" başlıklı yazısında Aydın Doğan medyasının bugünkü tavrını eleştirirken, Doğan'ın demokrasiden yana atacağı adımların, onu farklı bir yere oturtacağını ve destek göreceğini belirtti...

İşte Kütahyalı'nın o yazısı:
Eski Türkiye'nin Bandırma gemisine Gümüşhane gazetesi dememe Enis Berberoğlu ve arkadaşları alınmasınlar. Bu tanımın sebebini patronlarına sorsunlar. Yoksa Anadolu şehirlerinde en çok okunan ve desteklenen gazete olan SABAH'ın bir yazarı olarak Gümüşhane şehrimizi çok severim. Gümüşhane'ye konferans vermeye gittiğimde de vatandaşlar Doğan'a doğduğu şehre yeterince yatırım yapmıyor, içinden çıktığı yumurtayı unuttu diye de tepkiliydi. Bunu da hatırlatayım.
Şu anki Türk medya ortamını 1988'in devletlerarası ortamına benzetiyorum. Türk medyasının ABD ve SSCB'si belli. Fakat bizim farkımız şu ki biz SSCB'nin inleyerek çökmesini istemiyoruz. Rekabet sürsün istiyoruz. Türkiye'nin bu kritik sürecinde gündemi belirleyen ya da gündemi belirleyemese bile mevcut gündem üzerinden aldığı meşru pozisyonla yankı yaratan bir gazete olursa SSCB varlığını sürdürür. Yoksa dev imparatorluğun üç yıl içinde çöktüğüne tüm dünya şahit oldu.

Yani aslında ben satın aldığı zenci köleleriyle bana küfürler yağdırmasına rağmen hâlâ Aydın Doğan'a iyilik yapıyorum. Doğan'a survive edebilmesi için doğru yolu gösteriyorum. Benim derdim kişilerle değil prensiplerledir. Bana edilmiş hakaretler de Michael Jordan'a cüce diye küfredilmesi gibidir. Takmam bunları. Şimdi Aydın Bey'in önünde iki yol var. Doğan Medya vesayete karşı demokrasiyi desteklesin tarihinde bir kere olsun İspanyol El Pais'in 1981'de yaptığı gibi vesayetçilere karşı dik dursun işte o zaman Doğan'ın en büyük destekçisi SABAH olur. Demokrasinin yanında dik durabilen bir Aydın Doğan'ın sırtı yere gelmez. Türkiye'nin çoğunluğu da bu iyiliği unutmaz. Fakat maalesef huylu huyundan vazgeçmiyor. Asker vesayetinden sonra şimdi de polis-yargı vesayeti destekleniyor. Tüm dünyanın yazdığı konuşmalar bile görmezden geliniyor. Vesayetçilik Türkiye Türklerindir gazetesinin ruhuna işlemiş. İnşallah bu hastalıktan kurtulurlar.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız