"RAKİPLERE ÇAMUR AT,REKLAMVERENE SELAM ÇAK!..TATLISU KURNAZI!.." FATİH ALTAYLI'NIN "YALAN TİRAJ" İDDİALARINA CEVAP VAR!..

Gazete Habertürk dışındaki gazetelerin açıkladıkları satış rakamlarının gerçek olmadığını ileri sürerek onları "yalancılık"la suçlayan Fatih Altaylı'ya cevap Vatan ekonomi yazarı Ercan İnan'dan geldi.

Hormonlu tirajla böbürleniyor denetleniyormuş gibi yapıyor

Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, hem okurların hem de reklamverenlerin kafasını karıştıracak bir iddia ortaya attı. Altaylı´ya göre Habertürk hariç gazetelerin tirajı denetlenmiyor. Denetleme olmayınca da bir kalem oynatması ile tirajların şişirildiğini öne sürüyor.

Bu arada tatlı su kurnazlığı yaparak kendi gazetesinin 300 binin üzerinde sattığını insanların gözünün içine sokarak reklamverene de mesaj yolluyor. Açık açık olmasa da "Beni görün, ben çok satan bir gazeteyim. Diğerlerinde balon satış var. Benim gazeteme ilan verin" demek istiyor...

Altaylı denetimin olmadığını söylerken ve diğer tüm medyanın yalan beyanda bulunduğunu öne sürerken aslında kendi gazetesi ile ilgili hormonlu rakamlar vererek, ilgili her kesimi yanıltmaya, yanlış yönlendirmeye çalışıyor. Ayrıca verdiği rakamın denetime tabi olduğunu belirtmesi de hiç etik değil...

Nasıl mı?

Yazısında, "Geçen hafta bugün Habertürk 337 bin gazete satıyor. Biz bunu açıklayıncaya kadar 320 bin gazete sattığını söyleyen bir başka gazete hemen kaleme sarılıyor ve satış rakamını bizim üzerimize çıkarıyor" diyor.

Bir taşla iki kuş. Hem rakiplere çamur atıp onları hilekarlıkla suçluyor, diğer taraftan da yönettiği gazetenin 337 bin satan bir gazete olduğu havasını basmaya çalışıyor. Oysa rakamlar Habertürk´ün her gün 337 bin satış rakamı tutturan bir gazete olmadığını ortaya koyuyor.

Bu konuyu sona bırakarak önce denetim meselesini biraz açmak istiyorum.

Evet doğrudur. Şu an tüm gazeteleri denetleyen bir kurum yok.

2007 yılı Ağustos´una kadar ABC Türkiye Tiraj Denetim Kurulu, Ernst&Young aracılığıyla bu denetimi yapıyordu. Zaman Gazetesi´nin abonelere ait tiraja yönelik Rekabet Kurumu´na yaptığı itirazın ardından denetim mekanizması ortadan kalktı. Yani aslında gazeteler Altaylı´nın iddia ettiği gibi rahat kalem oynatabilmek için denetimden kaçmadı. Şartlar öyle oluştu. Şimdi isteyen gazeteler kendi denetimlerini yaptırıyorlar. Habertürk de bu işte tecrübe kazanmış olan Ernst&Young ile çalışmaya devam ediyor.

Altaylı´nın, 19 Aralık Cumartesi günkü denetime tabi tirajı 24 saat sonra hazırladıkları gazeteye nasıl koyabildiğini ve bunu Pazartesi çıkan gazetede nasıl okuyabildiğimizi merak ettim.

Habertürk´ü denetleyen Ernst&Young´ı aradım. Kuruluş 2 yıl önceki sistemden daha ötede bir denetleme sistemi kurmamış. Metodoloji aynı. Önce matbaalara ne kadar baskı talimatı gittiğine bakıyor. Sonra bayilerin iadelerine bakıyor. İstanbul´da iadeler günlük takip edilebiliyor. Ancak taşrada baskı iadesi, yani satılamayan gazetenin geri dönüşü için ortalama 1 haftalık süre gerekiyor. Düşünün Türkiye´de yaklaşık 210 tane baş bayii, 24 binin üzerinde de son satıcı var. Taşradan sağlıklı bir iade raporu almak öyle 24 saatte olacak iş değil. Denetime tabi tiraj raporunun 15 günden önce çıkması mümkün değil. Nitekim bu durumu Ernst&Young da doğruluyor. Ernst&Young´da Habertürk´ün denetimini yapan ekipte yer alan Erdem Tecer, "Haber Türk için eskisinden daha farklı bir denetim yaptığımızı söyleyemem. 2 yıl önceki metodoloji kullanılıyor. Herhangi bir tarihteki denetlenmiş tiraj rakamını 24 saat sonra hazırlamak mümkün değil. İadeleri 24 saat içinde belirlememiz fiziken imkansız" dedi.

Bunu aslında Habertürk´ün Genel Yayın Yönetmeni de pekala biliyor. Ancak dedim ya maksat tatlı su kurnazlığı yapmak. Kendi tirajını hormonlu gün olan Cumartesi´ye endeksleyip yüksek gösterirken diğer gazeteleri de zan altında bırakmak.

Aslında herkesi yanıltan kendisi...

Okuyucu "Habertürk´ün Cumartesi günü denetime tabi satışı 307 bin 269 olmuştur. Okuyucularımıza teşekkür ederiz" reklamını görüyor da hafta içi rakamlarından habersiz bırakılıyor.


***


Habertürk´ün tirajı ne kadar?

Gelelİm tiraj meselesine. Fatih Altaylı, Habertürk´ün tirajını tarif ederken, nedense hep en çok satış yaptıkları, hormonlu gün olan Cumartesi günü satışlarını ortaya koyuyor. Dolayısıyla bu konuyu da irdelemek lazım şimdi. Çünkü Habertürk, Altaylı öyle bir hava vermeye çalışsa da 300 binlerin üzerinde satan bir gazete değil.

Habertürk´ü son 1 haftadaki hafta içi net satışlarına bakarak Vatan ile kıyaslayacağım.

Habertürk´ün 16 Aralık Çarşamba günkü tirajı 179 bin 109. Aynı gün Vatan 191 bin 376 adetlik net satış yapmış. Yani Haber Türk´ten tam 12 bin 267 adet daha fazla gazete satmış.

17 Aralık Perşembe´ye bakıyorum. Habertürk´ün net satışı 178 bin 457 olmuş. Vatan o gün 193 bin 749 adet satmış. Aradaki fark Vatan lehine 15 bin 292´ye çıkmış.

Bu haftaki rakamlar da farklı değil.

Habertürk´ün İddaa eki verdiği günlerdeki hafif yükselişi saymazsak Vatan hep önde.

Altaylı´nın Habertürk´ü tarif ederken verdiği 300 binli rakamlara neden hormonlu dediğimi anlamışsınızdır herhalde.

Habertürk´te haftaiçi 300 binli bir satış rakamı yok. Peki Habertürk´ün Cumartesi günü satışı niye zıplıyor? O gün Habertürk´te düzenli olarak promosyon oluyor da ondan. Örneğin son olarak 3 boyutlu dergi ve onun gözlüğünü verdiler. Neredeyse gazetenin satış fiyatı kadar pahalı bir ürünle 307 bin rakamını yakalayabildiler.

Fatih Altaylı da bu rakam üzerinden böbürleniyor, yetmiyor bir de "Denetim yapılmıyor" diyerek diğer medya kuruluşlarına saldırıyor.

Hafta içi Habertürk ne satıyor?

Tarih Habertürk net satış Vatan net satış Habertürk net satış Vatan net satış

Türkiye Türkiye İstanbul/Şehir İstanbul/Şehir

16.12.2009 179.109 191.376 54.678 67.186

17.12.2009 178.457 193.749 54.128 67.457

18.12.2009 208.322 194.091 57.949 66.603

21.12.2009 182.647 193.429 55.170 66.739

22.12.2009 195.300 194.017 55.692 66.737

23.12.2009 175.822 194.353 53.909 67.074