RADİKAL'DEN NEDEN AYRILDIM?..TARAF'A GEÇEN MURAT BELGE SABAH'A KONUŞTU!..
Türkiye'nin en önemli entelektüeli, en derinlikli yazarı, en sevilen hocası, en muazzam tarih anlatan adamı, filozofu Murat Belge kurulduğundan beri yazı yazdığı Radikal'den ayrıldı ve bugün itibariyle Taraf'ta yazmaya başladı.
Murat Belge gitti! Hissiyatımı şöyle özetleyebilirim: Hani yarım saatliğine komşuya ya da deniz kenarına çay içmeye inmişim de, döndüğümde bakmışım ki aile yadigârı tablo (Rembrandt) çalınmış... Şimdi salonda giden tablonun izlerini seyrede ede; elem ve kederler içindeyim...
Radikal yazarı Perihan Mağden, Murat Belge'nin gazeteden ayrılması dolayısıyla hissettiklerini bu sözlerle anlatmıştı pazar günü köşesinde. Düşündüm; ben bu haberi bundan daha güzel anlatamazdım... Üzerimden bir yük kalktı; aldım kullandım aynı cümleleri... Evet, Türkiye'nin en önemli entelektüeli, en derinlikli yazarı, en sevilen hocası, en muazzam tarih anlatan adamı, filozofu Murat Belge kurulduğundan beri yazı yazdığı Radikal'den ayrıldı ve bugün itibariyle Taraf'ta yazmaya başladı.
Veda yazısı bir hayli manidardı... "...Uzunca bir süreden beri Türkiye basınının belli başlı gazeteleri, sütunlarında çok farklı görüşler savunan yazarlara yer vermeyi kural haline getirdiler. Bense, bir yayın organının, bir görüşü tutarlı bir biçimde savunması ve temsil etmesinin daha doğru bir ilke olduğuna inanan bir kuşaktan geliyorum.
Normal bir hayat yaşamayı başarabilen bir toplumda, bu görüş çeşitliliği ciddi bir sorun yaratmayabilir. Ama bizimki gibi 'kızışmış' bir ortamda, benim modelimin daha geçerli olduğunu düşünüyorum..." Hem yazının kodlarını çözmek; hem de fırsat bu fırsat toplumdaki o kızışmayı, bölünmeyi, tartışmayı, tahammülsüzlüğü, olasılıklar listesini, darbe isteyenleri, bildiri modasını vs.'yi masaya yatırmasını istedim.
Evinde buluştuk; saatler sürdü konuşma, ameliyatlı ses tellerini zorladık hatta! En sonunda dayanamadı ve kovdu bizi: "Hadi gidin artık bulmaca çözeceğim!" Bu sıralar en büyük tutkusu bulmaca çözmekmiş! Ha bu arada meraklısı varsa; eylüle kadar tarihi yalıları anlattığı Boğaz turları devam ediyor, hemen hemen her pazar! Ben çoktan yerimi ayırttım bile...
- Neden adres değiştirmek istediniz?
- Radikal çerçevesinde olan bir şeyden çok, Türkiye'de olan şeylerle ilgili bu. Madem demokrasiye angajeyim ben, o zaman a'dan z'ye demokrasiye angaje olan ve onu ilan eden, deklare eden bir yayın organında bulunmak işime gelir. Şimdi Radikal, 'gazete yönetimi olarak faşizmi savunuyordu' falan diyemem! Ama Radikal'in içinde her zaman buna karşı gelen yazarlar oldu. Ben bir şeyi savunurken onun tam tersini savunan birileriyle aynı ortamda olmak istemedim.
- Kimleri kastediyorsunuz?
- Gündüz Aktan vardı, MHP'ye gitti mesela. Bütün yazılarını bir yana bırakalım, MHP'ye giden bir yazarla aynı yayın organında olmak tuhafıma gidiyordu. MHP'den gelen de var; Namık Kemal Zeybek! O da anladığım kadarıyla kendisine yakın düşünen insanlara, o ideolojinin daha yumuşamış, daha medeni bir biçimini kabul ettirmeye çalışıyor. Buna benim bir itirazım yok, herkes bunu yapabilir ama aynı yayın organında olmamız için de bir neden yok. Mehmet Ali Kışlalı var. Ben antimilitaristim, o militarist mesela!
- Farklı düşünen yazarların aynı çatı altında olması demokratik bir durum değil mi, biraradalığı sağlamaz mı toplum bu kadar bölünmüşken?
- Hayır! Çünkü aynı gazetede birbiriyle hiçbir zaman görüşmeden, birbirleriyle herhangi bir temas olmadan birtakım adamların yazması Türkiye'de sorunları çözmüyor. Bunun sonucunda olan şu: Bu yayın organlarını okuyanların kafası biraz daha karışıyor! Yoksa onların daha barışçı olmasını sağlamı
Radikal yazarı Perihan Mağden, Murat Belge'nin gazeteden ayrılması dolayısıyla hissettiklerini bu sözlerle anlatmıştı pazar günü köşesinde. Düşündüm; ben bu haberi bundan daha güzel anlatamazdım... Üzerimden bir yük kalktı; aldım kullandım aynı cümleleri... Evet, Türkiye'nin en önemli entelektüeli, en derinlikli yazarı, en sevilen hocası, en muazzam tarih anlatan adamı, filozofu Murat Belge kurulduğundan beri yazı yazdığı Radikal'den ayrıldı ve bugün itibariyle Taraf'ta yazmaya başladı.
Veda yazısı bir hayli manidardı... "...Uzunca bir süreden beri Türkiye basınının belli başlı gazeteleri, sütunlarında çok farklı görüşler savunan yazarlara yer vermeyi kural haline getirdiler. Bense, bir yayın organının, bir görüşü tutarlı bir biçimde savunması ve temsil etmesinin daha doğru bir ilke olduğuna inanan bir kuşaktan geliyorum.
Normal bir hayat yaşamayı başarabilen bir toplumda, bu görüş çeşitliliği ciddi bir sorun yaratmayabilir. Ama bizimki gibi 'kızışmış' bir ortamda, benim modelimin daha geçerli olduğunu düşünüyorum..." Hem yazının kodlarını çözmek; hem de fırsat bu fırsat toplumdaki o kızışmayı, bölünmeyi, tartışmayı, tahammülsüzlüğü, olasılıklar listesini, darbe isteyenleri, bildiri modasını vs.'yi masaya yatırmasını istedim.
Evinde buluştuk; saatler sürdü konuşma, ameliyatlı ses tellerini zorladık hatta! En sonunda dayanamadı ve kovdu bizi: "Hadi gidin artık bulmaca çözeceğim!" Bu sıralar en büyük tutkusu bulmaca çözmekmiş! Ha bu arada meraklısı varsa; eylüle kadar tarihi yalıları anlattığı Boğaz turları devam ediyor, hemen hemen her pazar! Ben çoktan yerimi ayırttım bile...
- Neden adres değiştirmek istediniz?
- Radikal çerçevesinde olan bir şeyden çok, Türkiye'de olan şeylerle ilgili bu. Madem demokrasiye angajeyim ben, o zaman a'dan z'ye demokrasiye angaje olan ve onu ilan eden, deklare eden bir yayın organında bulunmak işime gelir. Şimdi Radikal, 'gazete yönetimi olarak faşizmi savunuyordu' falan diyemem! Ama Radikal'in içinde her zaman buna karşı gelen yazarlar oldu. Ben bir şeyi savunurken onun tam tersini savunan birileriyle aynı ortamda olmak istemedim.
- Kimleri kastediyorsunuz?
- Gündüz Aktan vardı, MHP'ye gitti mesela. Bütün yazılarını bir yana bırakalım, MHP'ye giden bir yazarla aynı yayın organında olmak tuhafıma gidiyordu. MHP'den gelen de var; Namık Kemal Zeybek! O da anladığım kadarıyla kendisine yakın düşünen insanlara, o ideolojinin daha yumuşamış, daha medeni bir biçimini kabul ettirmeye çalışıyor. Buna benim bir itirazım yok, herkes bunu yapabilir ama aynı yayın organında olmamız için de bir neden yok. Mehmet Ali Kışlalı var. Ben antimilitaristim, o militarist mesela!
- Farklı düşünen yazarların aynı çatı altında olması demokratik bir durum değil mi, biraradalığı sağlamaz mı toplum bu kadar bölünmüşken?
- Hayır! Çünkü aynı gazetede birbiriyle hiçbir zaman görüşmeden, birbirleriyle herhangi bir temas olmadan birtakım adamların yazması Türkiye'de sorunları çözmüyor. Bunun sonucunda olan şu: Bu yayın organlarını okuyanların kafası biraz daha karışıyor! Yoksa onların daha barışçı olmasını sağlamı