RADİKAL,DARBECİ MEDYA CEPHESİNİN GAZETESİ İSE SENİN EŞİN ORADA NE ARIYOR?..
Sabah Gazetesi köşe yazarı Emre Aköz'ün 'Radikal' nasıl Hürriyet'leşti? başlıklı köşe yazısına Radikal'in kurucu Genel Yayın Yönetmeni olan ve 4 yıl boyunca gazeteyi yöneten Hürriyet yazarı Mehmet Y.Yılmaz'dan cevap geldi.
El Sabah´ın yalakasına yanıt
EL Sabah Gazetesi´nin, AKP yalakalığı yapmaktan dev bir dile dönüşmüş yazarı dün Radikal Gazetesi ile ilgili bir değerlendirme yaptı.
Radikal´in kurucu Genel Yayın Yönetmeniyim. Kuruluşundan (13 Ekim 1996), 14 Ekim 2000 tarihine kadar tam 4 yıl bu gazeteyi yönettim.
"Hem dersini çalışmamış, hem de herkesten şişman olan" yazar, 28 Şubat sürecinde kulaklarımızın çekilmesi için Ankara´ya çağrıldığımızı, Org. Çevik Bir´den tehditkár bir üslupla darbeye destek çağrısı aldığımızı, bu baskılar sonucunda Radikal tarafından ortaya çıkarılan Susurluk Çetesi haberlerinin gazetenin arka sayfalarında kaybedildiğini iddia ediyor.
1) Radikal, söz konusu süreçte antidemokratik hiçbir girişimi desteklemediği gibi, o günün Genelkurmay yöneticilerinin tehditlerine de maruz kalmadı. O dönemde aldığım tehditler daha çok devlet içindeki Gladio´dan ve uzantıları bugün iktidarda olan İslamcı kesimden geliyordu.
Bugünkü yönetmen (o tarihin Ankara Temsilcisi) İsmet Berkan´ın ve benim yazılarımıza, gazetenin manşetlerine internet arşivinden ulaşmak çok kolay. Arayın, bakalım darbeciliğe destek veren, antidemokratik uygulamaları destekleyen tek bir yazımız var mı?
2) Sabah Grubu´nun o dönemde işlerine son verdiği yazarlardan, yönettiğim gazetelere uygun olduklarını düşündüğüm ikisine, işlerine son verildiği gün Radikal´de ve yine o dönemde sorumlusu olduğum Posta´da yazmalarını teklif ettim.
Mehmet Ali Birand halen Posta´da yazıyor. Teklifimi kabul eden Ali Bayramoğlu´nun işe başlamasının engeli ise Hakkı Devrim´in "O terbiyesiz çocuk bu gazetede yazarsa, ben yazmam" itirazı oldu. Hakkı Bey´i ikna edene kadar, Bayramoğlu Yeni Şafak´ta yazmaya başlamıştı. Cengiz Çandar ise kendisine İsmet Berkan tarafından iletilen teklifi kabul etmedi.
3) Radikal, Susurluk Çetesi´nin marifetlerini sadece Çiller - Erbakan döneminde değil, Mesut Yılmaz ve ardından gelen Bülent Ecevit hükümetleri döneminde de takip etti. Beşer şaşar ama arşiv unutmaz.
Sadece Susurluk Çetesi´nin değil, başta Manisa´dakiler olmak üzere yasaların koruyucu kalkanları ardına gizlenmiş bütün işkencecilerin takipçisi olduk.
4- Yazar, Radikal´in o tarihte 60-70 bin sattığını, Susurluk haberleriyle tirajının 120 bine çıktığını söylüyor ki doğru değil.
Susurluk kazasından önceki ay ortalama günlük net satış 118.610 adet idi.
Susurluk kazasının ardından satış arttı. Kasım 1996´da Radikal günlük ortalama 157.876 adet satıyordu.
Susurluk Çetesi ile mücadelede Radikal´in adı öne çıktıkça bu satış arttı. Ocak 1997´de 142.810, Şubat 1997´de 377.718, Mart 1997´de ise promosyonla da desteklenmiş 519.111 adet günlük ortalama satışımız vardı.
Radikal´in bugünkü yöneticileri de elbette bu yazarın kendileriyle ilgili iddialarına yanıt vereceklerdir.
Ben burada bitirirken bir soru sorayım: Radikal, madem "darbeci medya cephesinin" önemli bir gazetesi, senin eşin hem yönetici, hem de köşe yazarı sıfatıyla orada ne arıyor?
Mehmet Y.Yılmaz/HÜRRİYET
http