RADİKAL YAZARI HAKKI DEVRİM,'SEKİZ UFUK BÜYÜKÇELEBİ'NİN DURUMUNA TEŞHİS KOYDU:

29 Ekim resepsiyonunda liderlerle çektirdiği irili ufaklı fotoğrafları gazetenin birinci sayfasında kullanarak basın tarihine adını 'Sekiz Ufuk Büyükçelebi'olarak yazdıran Tercüman'ın Genel Yayın Yönetmeni'ne bir uyarı da Hakkı Devrim'den geldi.

Genel yayın müdürü sendromu

Mehmet Y. Yılmaz'a «Sen benden çok yaşayacaksın!» demek geldi içimden, ama hayli zamandır bu deyimden uzak duruyorum; gülünç duruma düşmemek için. «Brad Pitt için bile bu kadarı fazla!» deyişini çok sevdim. (Hürriyet, 31 ekim).
30 ekim günü Tercüman'ın birinci sayfasını görünce ben de bir duralamıştım. Psikoloji ders kitaplarında «Genel yayın müdürü *sendromu» diye yeni bir fasıl açıldı mı, sualini bir süredir kendi kendime soruyorum.
Tercüman gazetesi 83'üncü Cumhuriyet Bayramını, bayrak kırmızısını arayan bir matbaa mürekkebiyle kutluyordu.
Sayfa sekiz hatıra fotoğrafından oluşuyor; ve resimaltları. Çankaya'daki kabulden fotoğraflar. Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt, muhalefet liderleri Baykal ve Bahçeli, Ağar ve Mumcu, ve dahi Tolon Paşa ile birlikte çekilmiş fotoğraflar.
Birlikte diyorum çünkü birinci sayfadaki bu hatıra fotoğraflarının hepsinde boy gösteren ve değişmeyen biri daha var: Ufuk Büyükçelebi. (Mehmet Y. Yılmaz'ın yazısından öğrendiğime göre, Tercüman gazetesinin yeni Genel Yayın Yönetmeni'ymiş)
Boylu boslu, sağlıklı, gür saçlarıyla pek yakışıklı, şık bir genç adam. Mehmet Ağabeyi'nden bir ilk uyarı aldı. Kimdir meslekteki ustaları bilemem. Ama isyan etmeyeceğini umarak, yarım yüzyıl önce bu konuda ustamdan -fotoğraflar yayımlandıktan sonra değil, peşin peşin- aldığım bir uyarıyı ona da aktarmak istedim. Yaşlı ve tecrübeli meslektaşların böyle tatsız görevleri de vardır, düşüncesiyle.
Bir dizi mülakat talimatı almıştım kendisinden. Meslekten yetişme patron Cihat Baban'dan söz ediyorum. O patronlar zaman zaman muhabirlere böyle doğrudan da görev verirlerdi. Konuşacaklarımın listesini cebime koymuş, odasından çıkıyordum ki, arkamdan seslendi:
- Hakkı! Fotoğraflarda ara sıra sen de görün. Mahviyet diye büsbütün görünmez olma!
Benzer hikâyeler eskiden:
- Kataalavis? diye biterdi.

Lugatçe

SENDROM i. 1. tıp. «Bir arada görülür hale gelerek teşhisi kolaylaştıran bulgu ve belirtilerin bütünü. 2. teşm. Bir durumun insan üzerindeki etkileri, belirtileri, anlamında da söylenir.»

Hakkı Devrim/Radikal