Pulitzer ödüllü yazardan koronavirüs yorumu: Stres testi!
Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK), 35. Kuruluş yıldönümünde başlattığı TAİK Transatlantic Talks serisinin ilkini, New York Times’ın Pulitzer ödüllü yazarı Thomas Friedman ile gerçekleştirdi.
Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK), 35. Kuruluş yıl dönümünde başlattığı TAİK Transatlantic Talks serisinin ilkini, New York Times’ın Pulitzer ödüllü yazarı Thomas Friedman ile gerçekleştirdi. Toplantının açılışını yapan TAİK Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, TAİK’in 35 yıldır iki ülke iş dünyası arasındaki ilişkileri geliştirmek için çalıştığını belirterek, özellikle pandemi gibi küresel bir sorunla baş ederken iki ülkenin birbirine daha çok ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Yalçındağ, “küresel sorunlara birlikte çözüm aradığımız bu günlerde, Türkiye’nin en eski İş Konseyi olarak iki ülke iş dünyası temsilcilerini ve uzmanlarını bir araya getirmeye devam edeceğiz” dedi.
Webinarın moderatörü olan Senatör David Vitter, Türkiye’nin pandemi sürecinde müttefikleri ile gösterdiği dayanışma örneğini dile getirerek, küresel sorunların ortak çözümünün önemini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla başlatılan “Biz bize yeteriz Türkiyem” kampanyasına da değinen Senatör Vitter, pandemi çağında ulusal ekonomilerin güçlendirilmesi için bu kampanyaya firmaların daha çok katılım göstermesi çağırısında bulundu.
İş dünyasından yüzlerce temsilcinin katıldığı toplantı, katılımcılardan gelen çeşitli soruların NY Times yazarı Friedman’a sorulmasıyla devam etti.
“Küreselleşme bu süreçte kazanan olacak”
2008 finans krizinin bir stres testi olduğunu belirten Friedman, korona virüs salgınının çok daha büyük bir stres testi olduğuna dikkat çekti. Friedman, bu süreçte dayanışmanın, yönetişim kalitesinin, firmaların tedarik zincirlerinin ve daha birçok parametrenin sınandığını belirtti.
Uzun süredir çeşitli uzmanların küreselleşmenin bittiği yönündeki tezlerini hatırlatan Friedman, koronavirüs salgınının tam aksine küresel bir mücadeleyi gerektirdiğini, dijitalleşen dünyada salgın ile birlikte bu tarz toplantıların sınırları ve zamanı daha da önemsiz hale getirdiğini söyledi. Pandemi sonrasında dijital uygulamaların öneminin artacağını belirten Pulitzer ödüllü yazar, firmaların dijital dünyaya yatırımı değerlendirmeleri gerektiğini ifade etti.
Friedman, koronavirüs ile mücadele eden ülkelerin, yaşadıkları medikal sorunlara ek olarak dışarıdan gelecek baskılarla da mücadele etmeleri gerektiğini sözlerine ekledi.
Friedman, “Bugün tüm Avrupa’da sınırların yükseldiğini görüyoruz. Salgın süreci sonrasında bunun etkileri devam edecektir. İtalya ve İspanya gibi salgından kontrolsüz biçimde etkilenen ülkelerin bugün AB’den bulundukları talepler ortada. Bunun, AB üzerindeki etkilerini göreceğiz. Ancak bu dönemde Türk firmaları özellikle bu ülkelerden gelen taleplere odaklanmalı. Nitekim, Avrupa’da yaşanan salgının, Türkiye özel sektörü üzerine etkilerinin büyük olacağı düşüncesindeyim” dedi.
Salgın sürecinde ve sonrasında özellikle eğitim sektöründe ciddi bir değişiklik beklediğini belirten Friedman, “Özellikle de online eğitim alanında çok ciddi bir patlama olacağına inanıyorum. Sektörün bu alanda daha az maliyetli bir hal alacağını insanlar fark edecektir” dedi. Friedman, koronavirüs salgınının çeşitli zorlukları beraberinde getirmesine rağmen, özel sektör için yeni fırsat pencereleri yarattığını ifade etti.
Friedman ayrıca, bu süreç sonrasında Türkiye açısından turizm sektörünün öne çıkacağını belirtti. “Ticaretin ve sektörlerin normale dönmesi, seyahat edecek kişilerin sağlığını güvence altına almaya ve daha yüksek güvenlik standardı sağlamaya dayanmaktadır. Turist kazanmak isteniyor ise Kore modeli gibi sağlık sektörüne ve medikale yatırım yapılması gerekmektedir” diyen Friedman, insanların Türkiye’yi tercih edebilmesi için etkileşimin ve altyapının arttırılması gerektiğini vurguladı.