PROVA BASKIDAKİ HABERLERİ AZİZ YILDIRIM'A TELEFONDA OKURDU! ALAATTİN METİN'E ŞOK SUÇLAMA!
Şike Operasyonu kapsamında ifadesine başvurulan Akşam spor yazarı Alaattin Metin'e eski bir mesai arkadaşından ağır suçlamalar.
Şike soruşturmasında ifade veren Akşam yazarı Alaattin Metin’in "Talimatla haber yapmadım" açıklamasına, yıllarca birlikte çalıştığı bir mesai arkadaşından itiraz var.
Aydınlık gazetesi spor müdürü Remzi Yılmaz, "Haberleri başkana okuyup, istediği gibi değiştirdiğini bilmeyen var mı?" diye yazdı.
İşte Ismarlama ’Metin’ler başlığı ile Remzi Yılmaz’ın yazdığı o yazı:
"Şike soruşturmasının medya halkasında yeni bir şey öğrendik önceki gün. İstanbul Adliyesi’nde sorguya çekilen Alaattin Metin çıkışta şüpheli olarak değil, tanık olarak dinlendiğini söylemiş. AA, haberin altına ’şüpheli olarak’ diye ekliyor. Yani tanık olarak dinlenmeyi, şüpheli olarak ifade vermeye yeğleyen Alaattin Metin, bunun için bile yanlış bilgi verme ihtiyacı duyuyor.
Belli ki başkanlığı döneminde dibinden ayrılmadığı Ali Şen’i daha sonra sattığı gibi, Aziz Yıldırım’ı da satmış.
Halbuki Akşam Gazetesi’nde birlikte çalıştığımız dönemlerde Aziz Yıldırım’ın talitamatıyla yazdığı haberleri, telefon açarak prova baskılardan sonra başkana okur, sonra da o isterse, istediği gibi değiştirirdi. Bunu bilmeyen mi var?
Ismarlama, spekülatif haber yaptırdığı iddia edilenler, gazeteleri tarafından kovuldu. Akşam’dan ise ses seda yok. İsmail Küçükkaya ne bekliyor bilmiyorum. Acaba bilgisi dahilinde olduğu için mi?
Bir de Alaattin Metin ayrıca ’Ben gazeteciyim herkesle konuşurum. Benim de haber kaynaklarım var..." gibi ifadeler kullanmış adliye çıkışında. Daha 10 yıldır Türkiye’de oynayan ve bunun 5 yılını Fenerbahçe’de geçirmiş olan Aurelio’nun ismini bile yazamayan bir kişi nasıl gazeteci oluyorsa artık.
Eh, Ajdar’a sanatçı denilen bir ülkede yaşıyorsak, Alaattin Metin kendisini "mehdi" bile ilan edebilir!
Aydınlık gazetesi spor müdürü Remzi Yılmaz, "Haberleri başkana okuyup, istediği gibi değiştirdiğini bilmeyen var mı?" diye yazdı.
İşte Ismarlama ’Metin’ler başlığı ile Remzi Yılmaz’ın yazdığı o yazı:
"Şike soruşturmasının medya halkasında yeni bir şey öğrendik önceki gün. İstanbul Adliyesi’nde sorguya çekilen Alaattin Metin çıkışta şüpheli olarak değil, tanık olarak dinlendiğini söylemiş. AA, haberin altına ’şüpheli olarak’ diye ekliyor. Yani tanık olarak dinlenmeyi, şüpheli olarak ifade vermeye yeğleyen Alaattin Metin, bunun için bile yanlış bilgi verme ihtiyacı duyuyor.
Belli ki başkanlığı döneminde dibinden ayrılmadığı Ali Şen’i daha sonra sattığı gibi, Aziz Yıldırım’ı da satmış.
Halbuki Akşam Gazetesi’nde birlikte çalıştığımız dönemlerde Aziz Yıldırım’ın talitamatıyla yazdığı haberleri, telefon açarak prova baskılardan sonra başkana okur, sonra da o isterse, istediği gibi değiştirirdi. Bunu bilmeyen mi var?
Ismarlama, spekülatif haber yaptırdığı iddia edilenler, gazeteleri tarafından kovuldu. Akşam’dan ise ses seda yok. İsmail Küçükkaya ne bekliyor bilmiyorum. Acaba bilgisi dahilinde olduğu için mi?
Bir de Alaattin Metin ayrıca ’Ben gazeteciyim herkesle konuşurum. Benim de haber kaynaklarım var..." gibi ifadeler kullanmış adliye çıkışında. Daha 10 yıldır Türkiye’de oynayan ve bunun 5 yılını Fenerbahçe’de geçirmiş olan Aurelio’nun ismini bile yazamayan bir kişi nasıl gazeteci oluyorsa artık.
Eh, Ajdar’a sanatçı denilen bir ülkede yaşıyorsak, Alaattin Metin kendisini "mehdi" bile ilan edebilir!