PROGRAMI BAYRAM TATİLİNE SOKULUP BİR DAHA YAYINLANMAYAN KÖŞE YAZARI KİM?
Star TV'de Saba Tümer'le "Lütfen Bu Konuya Girmeyelim" programını sunan Hürriyet yazarı Pakize Suda,bayram tatiline sokulup bir daha yayınlanmayan programı için "Bizimkisi maceraydı" dedi!...
Bu konuya girmeyecektim ama...
Star TV'de Saba Tümer´le bir program sunuyorduk...
Gündüz kuşağında...
"Lütfen Bu Konuya Girmeyelim"
Sonra bayram tatiline girdik.
Giriş o giriş!
Çıkamadık tatilden.
Kanal yönetimi öyle istedi.
Aslında bu konuya girmeyecektim ama soran mail´lerin ardı arkası kesilmeyince... Merak edenleri aydınlatayım dedim.
Evet, program kaldırıldı. Fakat ben şaşkınlık ve üzüntüsünü bildiren seyirciler kadar şaşırıp üzülmedim doğrusu.
Beklemediğim bir şey değildi zira.
Hem de programa başlarken biliyordum çok sürmeyeceğini.
Aslında bizimkisi bir maceraydı.
Veya şöyle söyleyeyim, göle maya çaldık biz!
Tutmadı haliyle.
"Göbek atmayacağız, ağlamayacağız, ağlatmayacağız, kimseyi bağırtmayacağız, insanları kapıştırmayacağız" dedik.
Olacak iş miydi?
Kimse kusura bakmasın, gündüz televizyon seyredenlerin çoğunluğunun ne istediğini bilmezmişiz gibi...
Bile bile girdik işte!
Ama denemek lazımdı.
Hatta her şeye rağmen arada yine birilerinin denemesi lazım.
Bir bakmışsınız bir gün tutuvermiş!
Beklentisi değişecektir elbet bir gün seyircinin...
Ama şimdilik maaşlı aşıkların uyduruk aşklarıyla, kendisininkine benzeyen trajik hayat hikáyelerine şahit olmak istiyor.
Türk insanı şimdilik bu ruh halinde, ne yapacaksınız...
***
Bu işlerin içinde olanlarla sohbet ederken aynı tespitte bulunduklarını görüyorum:
"Gündüz programı yapmak zor. Adeta ateşten gömlek."
Zor değil aslında.
Nesi zor?
Seyircinin isteği gayet açık...
İsteneni yaparsınız, olur biter.
Yapan çok. Gayet başarılı devam edip gidiyorlar.
Mesele, kendinizi bu hengamenin içinde olmaya yakıştırıp yakıştırmamakta. Seyirci olarak tahammül edemediğiniz programların yapımcısı, yöneticisi, sunucusu olabilmek mesele.
Zorsa bu açıdan zor.
Biz bu zorluğa katlanamazdık.
Kanal da bize katlanamadı. Ne yapsın, ticari bir kuruluştur netice olarak.
Ha, bir de Türkiye´de, büyük küçük her türlü kurum ve kuruluşta kaynayan kazanlardan TV kanallarında da var elbet. Ama bu konuya hakikaten girmek istemiyorum.
Ya, işte böyle sevgili "Lütfen Bu Konuya Girmeyelim" seyircileri!
İyisiniz, hoşsunuz, çok naziksiniz, çok vefalısınız, fakat ne yazık ki sayınız yeterli değil.
Pakize Suda/Hürriyet
Star TV'de Saba Tümer´le bir program sunuyorduk...
Gündüz kuşağında...
"Lütfen Bu Konuya Girmeyelim"
Sonra bayram tatiline girdik.
Giriş o giriş!
Çıkamadık tatilden.
Kanal yönetimi öyle istedi.
Aslında bu konuya girmeyecektim ama soran mail´lerin ardı arkası kesilmeyince... Merak edenleri aydınlatayım dedim.
Evet, program kaldırıldı. Fakat ben şaşkınlık ve üzüntüsünü bildiren seyirciler kadar şaşırıp üzülmedim doğrusu.
Beklemediğim bir şey değildi zira.
Hem de programa başlarken biliyordum çok sürmeyeceğini.
Aslında bizimkisi bir maceraydı.
Veya şöyle söyleyeyim, göle maya çaldık biz!
Tutmadı haliyle.
"Göbek atmayacağız, ağlamayacağız, ağlatmayacağız, kimseyi bağırtmayacağız, insanları kapıştırmayacağız" dedik.
Olacak iş miydi?
Kimse kusura bakmasın, gündüz televizyon seyredenlerin çoğunluğunun ne istediğini bilmezmişiz gibi...
Bile bile girdik işte!
Ama denemek lazımdı.
Hatta her şeye rağmen arada yine birilerinin denemesi lazım.
Bir bakmışsınız bir gün tutuvermiş!
Beklentisi değişecektir elbet bir gün seyircinin...
Ama şimdilik maaşlı aşıkların uyduruk aşklarıyla, kendisininkine benzeyen trajik hayat hikáyelerine şahit olmak istiyor.
Türk insanı şimdilik bu ruh halinde, ne yapacaksınız...
***
Bu işlerin içinde olanlarla sohbet ederken aynı tespitte bulunduklarını görüyorum:
"Gündüz programı yapmak zor. Adeta ateşten gömlek."
Zor değil aslında.
Nesi zor?
Seyircinin isteği gayet açık...
İsteneni yaparsınız, olur biter.
Yapan çok. Gayet başarılı devam edip gidiyorlar.
Mesele, kendinizi bu hengamenin içinde olmaya yakıştırıp yakıştırmamakta. Seyirci olarak tahammül edemediğiniz programların yapımcısı, yöneticisi, sunucusu olabilmek mesele.
Zorsa bu açıdan zor.
Biz bu zorluğa katlanamazdık.
Kanal da bize katlanamadı. Ne yapsın, ticari bir kuruluştur netice olarak.
Ha, bir de Türkiye´de, büyük küçük her türlü kurum ve kuruluşta kaynayan kazanlardan TV kanallarında da var elbet. Ama bu konuya hakikaten girmek istemiyorum.
Ya, işte böyle sevgili "Lütfen Bu Konuya Girmeyelim" seyircileri!
İyisiniz, hoşsunuz, çok naziksiniz, çok vefalısınız, fakat ne yazık ki sayınız yeterli değil.
Pakize Suda/Hürriyet