PORCHE'U OLAN ERKEĞE İHTİYACIM YOK!!!...

Ben Sema´yı feci şekilde çekici ve rahat bir kız sanırdım. Öyle bir görüntüsü vardı. Erkeklerden iltifat duyduğunda kızarıyormuş.

Bugün Gazetesi'nden Şebnem Özuzcan'ın Sema Öztürk söyleşisi;

Erkekleri tek kelimeyle şutlayan kızlar sınıfına sokarken, baktım ki, alakası yokmuş.

Hacı adlı dizide kurnaz güzel Sevil´i canlandırıyorsunuz, rolünüzde de oldukça başarılısınız. Bu karaktere adapte olurken, içinde kendinizden de bir şeyler buldunuz mu? İşimiz bu. Kimi canlandırırsanız canlandırın, o kimliği üzerinize yakıştırmanız gerekir. Bu projede olmaktan ötürü çok mutluyum. Çok şey öğreniyorum. Öğrenmeye çok açığım. Boşa bir hayat geçirmeyeyim. Benim de hatalarım olacaktır elbette, fakat çok korunmalı yaşayan bir insanım. Biliyorum, böyle olmanın da zararları var. O zaman hayatındaki birikmişlerin azalıyor. Biraz daha aç olmak lazım hayata karşı. Ne kadar tuhaf; sizin temkinli bir kadın olacağınız hiç aklıma gelmemişti. Öyleyim, hem de çok. Oturmama kalkmama, duruşuma hep dikkat ettim. Neredeyse `Tutucuyum´ diyeceksiniz? Ben böyle yetiştim. Aslında çok utangaç bir kızdım. Çekingenlik vardı hep bende. İltifat edilmesinden çok rahatsız olurum. Hâlâ öyleyim, utangacım yani. Yanaklarım kızarır hemen. Ailem beni çok güzel yetiştirdi. Karşımdakine sürekli "Teşekkür ederim" derim mesela. "Neden, sürekli teşekkür ediyorsun?" diye bana sorarlar. Ben öyle öğrendim. Küçükken baskı altında mı yetiştiniz? Yok, bizim evde asla askeri bir disiplin yoktu. Tam tersi hep sevgi ve saygı vardı. Ben babamın annemin sesini duymadan bir günümü geçiremem. Kardeşlerimle de her gün konuşmalıyım. Bu sevgiyle büyümemin bir neticesidir. Aile sevgisini küçüklüğünde yeteri kadar alırsan, insan sevmeyi öğreniyorsun.


LÜKS DÜŞKÜNLÜĞÜM OLMADI Sizin bir ara şarkıcılık yapmaya karar verdiğiniz söylendi, doğru mudur? Ben şan dersleri aldım ama oyunculuğum için. Gerekirse de film içinde şarkı da söyleyebileyim istedim. `Şarkıcı olacak´ diye yazdılar ama yok öyle bir şey. Solistliğin ucunda para da vardı ama değil mi? Para konusunda hiçbir zaman sıkıntım olmadı. Bu yüzden hiçbir zaman hırslı biri olmadım zaten. Gencim, kazandığım yetiyor bana. Benim için eğlenmek ille, Laila´da Reina da orada burada olmak değil. Bir arkadaşımla evimde sohbet ederken de keyif alıyorum. Öyle çok lüks düşkünlüğüm yok. Görmemişlik yok yani bende. İstemez misiniz omzunuzda Hande Ataizi gibi 20 milyarlık çanta taşımayı? 50 tane 100 tane öyle çantam olsa ne yazar. Bugüne kadar aldıklarım bana yeter de artar bile. Dışarıda aylık 300 milyon-500 milyonla bir ay ev geçindiren insanları gördüğünüz zaman o çantaya vereceğin paraya acıyorsun. İnsanın içi sızlar. Bunu gördüğün zaman bir alıyorsan on tane almana gerek yok. Üstelik ben alış-veriş manyağı o kadınlardan değilim. Marka takıntınız yok mudur? Bazen her kadın gibi ben de çok özel parçalar alıyorum. Eskiden daha çok marka alıyordum. Şimdi çok gereksiz geliyor. Çünkü alıyorum, bir sene altı ay sonra modası geçiyor. Belli kilit şeyler alıyorum. Ama yazık o paralara. Gösteriş için asla değmez. Dünyada açlık var. Bugün kazanıyorsun, yarın kazanabileceğin ne malum. Elindekinin değerini bilmek gerek...


ÖZELİM BANA KALSIN


"Benim Türkan Şoray gibi kanunlarım yok! O da bu devirde genç olsaydı onun da kanunları olmazdı" demiştiniz... Hâlâ dediklerinizin arkasında mısınız? Dediklerimin hepsi doğrudur. Ve hâlâ aynı düşünüyorum. Benim o konuda söylediğim laflar çarpıtıldı. Sinemada ismini bu kadar kabul ettirmiş, duayen olmuş birine laf söyleme gibi bir lüksüm olamaz. Geri adım değil b