"POLİSDE DİNLEME BİRİMİ Mİ VAR?..." ÜNLÜ KÖŞE YAZARINDAN BOMBA GİBİ İDDİA!....
Hangi köşe yazarı bugünkü yazısında polis içindeki ilginç bir örgütlenmeyi yazdı?
Özel Birim mi?
CHP Genel Sekreteri Önder Sav´ın odasında eski Bolu Valisi Ali Serindağ ile yaptığı görüşme tutanaklarının 27 Mayıs günkü Vakit gazetesinde yayınlanması ciddi bir skandala yol açtı.
Sav, daha önce CHP´den milletvekili olmak isteyen ve yakınlarda merkeze çekilen vali Serindağ ile 23 Mayıs´ta bu görüşmeyi yaptığını doğruluyor, ama görüşmenin yalnızca ikisi arasında geçtiğini söylüyordu. Odasında `böcek´ tabir edilen küçük dinleme cihazları araması yaptırmış, bulamamıştı. CHP Genel Merkezi´ni kim dinlemiş, sonra da Vakit gazetesine sızdırmıştı?
CHP lideri Deniz Baykal, dün yaptığı basın toplantısında bu olayın yasadışı dinleme olduğunu, arkasında hükümetin bulunduğunu ve devletin güvenliği için devlet bütçesinden harcanan paralarla alınan teknoloji ürünlerinin siyasi amaçlarla hükümetin rakiplerine karşı kullanıldığını öne sürdü.
Baykal, bunu ABD´deki Watergate skandalına benzetti. Demokrat Parti´nin Watergate binalarındaki seçim karargâhının, iç istihbarat servisi FBI´a bağlı kişilerce dinlendiği anlaşılınca konu (Anayasa Mahkemesi muadili) Yüksek Mahkeme´ye yansımış, yönetim suçlu bulunmuş, Cumhuriyetçi Başkan Richard Nixon Ağustos 1974´de istifa etmek zorunda kalmıştı.
Baykal yalnızca bunu hatırlatmakla kalmıyor, "Hükümet bizi dinletip, dinci gazeteye servis yaptı" iddiasında da bulunuyordu. Baykal´a göre, AK Parti iktidarı altında devlet `içinde yerleşmiş birtakım çeteler´ vatandaşların, siyasi muhalifleri dinliyor, baskı altına almaya çalışıyordu. Dünyanın hiçbir demokrasisinde bu olay geçiştirilemezdi.
Baykal´ın "Hükümetten tık yok" diye meydan okumasının ardından, İçişleri Bakanı Beşir Atalay (göreve gelmesinden bu yana `Trafik kazası tutanakları uygulaması´nın ardından ikinci kez) medya karşısına çıktı. Yurtdışından yeni dönmüştü ve gelişmelerden oldukça sarsılmış bir görüntü veriyordu. `Biz var ya..´ diye başladığı cümleler, `Karşıyız ama, Baykal neden soruşturma bitmesini beklemiyor´ diye karşı suçlamaya geçmesi ikna edici olmaktan uzaktı.
Aynı şekilde akşam üzeri AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat´ın alışılmadık kadar asık bir çehreyle kameralar karşısına çıkıp "Bu iddia Başbakan Tayyip Erdoğan´ın GAP planını açıkladığı gün ortaya atıldı" demesi de ikna edici olmaktan çok, medya savaşlarında yer tutmaya yönelik duruyordu.
Sav olayı, Paksüt olayından sonra Ankara´da yayılan bir iddiayı yeniden gündeme taşıdı. Bu iddialar yanıtları ancak İçişleri Bakanı, Başbakan, ya da mahkemeler tarafından verilebilecek bazı soruların doğmasına yol açıyor. Örneğin:
* Emniyet teşkilatı bünyesinde, AK Parti hükümetleri döneminde idari olarak dinlemeleri yapmakla görevli İstihbarat Daire Başkanlığı´ndan ayrı bir teknik izleme birimi oluşturuldu mu?
* Güvenlikçiler arasında `Özel Birim´ diye anılan bu birimin elemanlarına, dünyada yeni kullanılmaya başlamış, hareket halindeki araçlardan, binaların içinden ortam dinlemesi yapmaya uygun cihazlar verildi mi?
* Özel Birim´in, parti genel merkezleri ile askeri karargâhlara yakın bir bölgede, bilinen Emniyet binalarından ayrı bir karargâhı var mı?
* Özel Birim´in elektronik ve bilgisayar eğitimi yüksek elemanlarının seçiminde belli bir siyasi, sosyal grup, bir cemaat aidiyeti ya da yakınlığı göze çarpıyor mu?
* Bu birimin görünüşteki faaliyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlar Dairesi´ne destek vermek, çeteler