"POLEMİK İSTEMİŞTİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ ARTIK!" İHALECİ GAZETECİLER İDDİASINA GAZETEPORT'TAN İLGİNÇ CEVAP!..
Sabah Gazetesi yazarı Sevilay Yükselir'in "Kim bu ihaleci gazeteciler?" yazısı polemik başlattı.Yükselir'in isim vermeden yazdığı yazı üzerine Yavuz Semerci'nin sahibi olduğu Gazeteport'ta ilginç bir yazı yayınlandı.İşte o yazı...
Sabah yazarı Sevilay Yükselir başta Ahmet Çalık olmak üzere medya patronlarını ticarete bulaşmakla ve özgür gazetecilik yapılmasını engellemekle suçladı. Yükselir yazdıklarını nedeniyle işten atılırsa Gazeteport olarak kapımız kendisine açık olacak...
UYARI: Bu yazı, medya dünyasında olanların anlayabileceğin derinlikte kaleme alınmıştır. Yazının olumsuz yan etkileri olabilir. Vaktiniz yok ise yazının şifrelerini çözmek için boşuna uğraşmayın. Cem Yılmaz'ın diline düşmesi gereken konunun bizim dilimize dolanmasını hoş görecekseniz okuyun!
Sabah Gazetesi'nin yazarı, bir dönem Fatih Altaylı'nın tespitlerini onaylamasıyla meşhur Sevilay Yükselir, müthiş bir tartışma başlattı ve patronu Ahmet Çalık'ın medya dışı işleri terk etmesi gerektiğini yazdı. Medya kuruluşlarının hayır kurumları gibi çalışması gerektiğini düşünen Yükselir'e göre gazete patronları ticaretle uğraşmamalı... Ticaretle uğraşan da gazetecilik yapmamalı...
KAMU BANKASI'NDA GÖRÜLDÜNÜZ!
Patronunun kamu bankalarından 750 milyon dolar kredi alarak Sabah Gazetesi ve atv'nın satın alınmasını etik dışı, boru hattı yapacak olmasını anlamsız bulan Yükselir, Başbakan'ın damadının yönettiği gazetede yazarlık yaparken baskı altında kaldığını ve hükümeti ağız tadıyla eleştiremediğini de itiraf etti. "Canım gazetede köşe yazmıyor en azından gazetecilere kötü örnek oluşturmuyor. Yazsa şimdi bir çok gazeteci ben de ticaretle uğraşayım bari diyerek mesleklerini unutacak" saçmalığını anlamlı bir tespit gibi ortaya atanları da kınadı.
ASİL KANIM YETER!
Yükselir'in başlattığı ve çapı uluslararası alana taşacak polemik yazısından köşe yazarları ve diğer gazetelerin patronları da nasibini aldı. Artık gazetecilerin ve patronların hesap verme zamanı geldiğine inanan Yükselir, İstiklal Marşı'ndan alıntıladığı "Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım" sözleriyle damarlarında dolaşan isyankar kana dikkat çekti.
ULUSLARARASI GAZETECİLİK
Bir süre önce askeri gitmemek için dalağını aldıran gazeteciyi ifşa eden, Petrol Ofisi'ndeki skandalı ortaya çıkardığı sanılan gazeteciye "o olayı ilk ben yazdım" diyen Yükselir, kısa bir süre önce de Doğan Grubu yöneticilerinin toplu olarak SPK'ya gitme skandalını yerinde izleyerek, dünya çapında gazetecilik başarısı elde etmişti.
HOLDİNG YAZARI İSTEMİYORUM
Yükselir'in dün köşesinde yazdığı yazı, Türk basın tarihine yön verecek nitelikte. Yükselir, banka yönetim kurullarında çalışırken, gazetelerde köşe yazanlara da kızgın. Büyük holdinglerin yönetim kurullarında yer alan, holdinglere danışmanlık veren kimi yazarlara ses çıkarılmadığını hatırlatan ve gazete genel yayın yönetmenlerini reklam toplamak için reklamverenlerin peşinde koşan tüccarlara benzeten Sevilay Yükselir, reklam verenlerin parasıyla yurtiçi ve yurtdışı gezilerine giden gazetecilerin yazdıklarını da "yalakalık" olarak değerlendirdi. (Uzun bir cümle oldu. Özür dileriz)
CİNER KÖMÜR ÇIKARMASIN CANIM SIKILIYOR!
Yükselir, "En çok da halkla ilişkiler firması sahiplerinin köşe yazmasına kırgınım. Burada ateş gibi gazetecilik yapıyorum. Adamlara bizden daha çok köşe veriyorlar. Temsil ettikleri şirketlerin reklamını yapıyorlar" dedi.
Yükselir, Turgay Ciner için de şöyle yazdı: "Sizin ne işiniz var enerji işinde, nükleer santrali yapacak başka kimse mi yok. Niye yerin altına girip kömür çıkarıyorsunuz. Bu gazetecilik mi? Kömürlerin üzerine haber yazılsa anlayacağım. Yazılmadığına göre yanlış iş yapıyorsunuz. Gazetede köşeniz olmadığına göre sorun yok diyenlerden de değilim"
PATRONUM İZİN VERİYOR YAZIYORUM!
Doğan'ı unutmayan Yükselir, "Patronumu en çok bu yüzden seviyorum. Elimi tutmuyor. İstediğim kadar bu grubun rezaletlerini ortaya döküyorum" diyerek Çalık'a teşekkür etti ve ekledi "Şimdi patron yazı yazsa, ben de kızıp boru hattı işine girerdim. O zaman kim yazacaktı benim yazdıklarımı..."
Doğuş Grubu'na da NTV ve CNBC-E'yi bırakmasını tavsiye eden ya da grubun Garanti Bankası'nı satmasını isteyen Yükselir, "tek başıma kalsam bile meydan meydan dolaşıp, medya patronlarının medya dışı iş yapmasını önleyeceğim. Medyası olup da köşe yazanları dilim dilim doğrayacağım. Ticaretten hepsinin men edilmelerini sağlayacağım. Gerekirse Başbakan olup, medyayı temizleyeceğim" sözünü verdi.
BENDEN ALINTI YAPMAKTAN BIKMADINIZ MI?
Medya sitelerine de uyaran Yükselir, meslektaşlarına şöyle akıl verdi: "Ne demek yahu. Hepiniz bir medya kuruluşunda çalışıyor ve maaş alıyorsunuz. Dışardan medya sitesi yapıyorsunuz. Sitelerinize aldığınız reklam parasını gazeteciler cemiyetine bağışlayın hiç değilse... Ayrıca benim gibi araştırmacı gazeteci olun. Sadece yazılarımı kullanarak milyonlarca tık almaktan bıkmadınız mı? Niye benim gibi çalışmıyorsunuz"
GAZETEPORT'U SELAMLIYORUM!
Yükselir'in tonu sert, kıblesi belli, vicdanlı, adaletli, araştırma dolu ve halkın da "işte aradığımız yazar" diyeceğine emin olduğumuz yazısından muaf tutulan medya kuruluşları da vardı.
Yükselir, Gazeteport ve kurucusu Yavuz Semerci'ye öylesine büyük övgüler yağdırdı ki, gurur duyduk! Ona layık olacağız. Yazılarını dikkatle takip edip, ders alacağız.
BATMADILAR, SİTELERİNİ KAPAMADILAR HAYRET!
Sevilay Yükselir bakın hakkımızda neler yazmış.
"Aferin adamlara. Semerci 20 yıl gazetecilik yaptı. Mesleğinde en rahat edeceği ve para kazanacağı bir dönemde her şeyi bırakarak, beş altı gazeteci arkadaşıyla yönetim hisselerine sahip oldukları bir internet gazetesi kurdu. Battı, batacak diyenler oldu. Bende orada bir dönem çalıştım. Gazeteport adını verdikleri gazetelerini günde 100 bine yakın insan ziyaret ediyor. Bu yetmedi, onlarca site yarattılar. iddaa.com.tr gibi günde yüzbinlerce insanın ziyaret ettiği bir sitenin tüm alt yapısını yapıp, içeriğini sağladılar.
Medya patronları kağıt basan matbaalar kurarken, onlar sanal dünyaya adım atacaklara hizmet veren internet matbaasını oluşturdular. Bizim patron başka gazeteleri basarken, onlar da başka firmaların internet sitelerini kendi alt yapılarından gerçekleştirdiler. En son 2010 Kültür Başkenti İstanbul'un internet alt yapı ihalesine girip kazandılar. Kimseye boyun eğmeyecek bir platform oluşturdular. Doğru bildiklerini yazıyorlar. Böyle bir yapıyı övmeyelim de kıskanalım mı? Birileri "Ya diğer medya kuruluşlarının patronları ticaret yapıyor ama köşe yazmıyorlar. Yavuz'da yazmasın" diyebilir. Medya patronları köşe yazmadığı için biz daha mı özgür oluyoruz? Daha mı editoryal bağımsızlığımız var? Adamlar kurdukları şirket ile gazetecilik faaliyeti yaptığı ve başkalarına da içerik sağladığı için sen ticaret yapamaz mısın diyeceğim? Bunun adı ticaret ise yazma mı diyeceğim. O şirkette çalışan 40'a yakın gazetecinin maaşlarını ben mi vereceğim?"
Gazeteport olarak Sevilay Yükselir'in köşesinde yazılanları biz böyle anladık. Belki de yanıldık.
OKURA NOT: Bu yazı, Gazeteport gece çalışanları tarafından sabahın bilmem kaçında Sevilay Yükselir'in yazısı okunduktan sonra kaleme alınmıştır. Hatalar içermesi mümkündür! Gündüz düzeltiriz artık.)
SEVİLAY YÜKSELİR'E NOT: Polemik istemiştin elimizden geleni yapacağız artık. Basında etik tartışması açılmasını sonuna kadar destekliyoruz. Faaliyeti sadece gazetecilik ve medya olan bir kuruluşun ortak ve yöneticilerini yazı yazdıkları için sorguladığına göre, patronların medya dışı ilişkilerinden, banka yöneticilerinin veya şirket danışmanlarının köşe yazarlığından da bahsedeceksindir yakında. Yok sırf köşe olsun, torba dolsun diyorsan, söyle de vaktimizi boşa harcamayalım.