'PİS YALANCI, KÜÇÜK ARSIZ KALTAK!'

Cuma günü ölen ünlü gazeteci Oriana Fallaci'yi Oray Eğin anlattı: 'İlk defa Kissinger, Kaddafi, Hümeyni gibilere acıdım demişti, hepsi de onun öfkesine maruz kalmıştı.'

Cuma günü ölen Oriana Fallaci'yle 1981'de röportaj yapan bir yazar 'İlk defa Kissinger, Kaddafi, Hümeyni gibilere acıdım demişti, hepsi de onun öfkesine maruz kalmıştı.' Bazen ortadan ayırdığı düz siyah saçları, masmavi gözleri ve elinden hiç düşürmediği sigarasıyla dünyanın iktidar figürleri için görüntüsünden beklenmeyecek bir kabus olmuştu gazeteciliğinin doruğu olan 70'lerde.

İSLAM KOLONİSİ

'İktidarı insanlık dışı ve nefret edilesi bir fenomen olarak görüyorum' demişti Fallaci ama gazabından nasibini alanlar sadece politikacılar olmadı. Muhammed Ali'yle röportajı yarım kesti, Fellini'den hiç hoşlanmadığını söyledi. Fellini de ona röportajda 'Pis yalancı, küçük arsız kaltak' diye hakaret etti.

Hümeyni'yi çador konusunda sıkıştıran Fallaci, onun ağzından 'İslami kıyafetleri sevmiyorsanız giymek zorunda değilsiniz' lafını almış, bunun üzerine çadorunu fırlatıp 'İmam, çok naziksiniz. Madem öyle dediniz, bu saçma, Ortaçağ'dan kalma bez parçasından hemen kurtulacağım' demişti.

Hümeyni onu yeniden 24 saat sonra kabul etmiş. Oğlu, babasının çok kızgın olduğunu, bir daha çador konusunu açmamasını tehbihlemiş. Fallaci'nin buna karşılık ilk yaptığı kasedi başlatır başlatmaz konuya aynı dönmek olmuş. 'Oğlu 'İnan bana, babamı hiç gülerken görmemiştim. Sanırım dünyada onu güldürebilen tek insan sensin' dedi.'

11 Eylül 2001'den beri Oriana Fallaci adı en çok İslam'la anılmaya başlandı. Fallaci, makaleler ve sonradan yazdığı kitaplarla Avrupa'yı yeni bir tehdide karşı kayıtsız kalmakla suçladı. Avrupa'ya göç eden Müslümanlar'ın 'bir İslam kolonisi' kuracağını, 'Avrabistan'ı yaratacağından dem vurdu. 'İşgal'in bu sefer toplar ve ordularla değil çocuklar ve botlarla gerçekleştiğini savundu. 'Müslümanlar sıçan gibi ürüyordu. Floransa'da kilise mermerlerinde sarı idrarlarının izleri vardı. Bir gün Sistine Şapel'e de sıçacaklar mıydı...'

İslamiyet'e karşı tavrının faşizanca olduğunu düşünenlere de kızıyordu. 'Bizim kültürümüzü reddediyorlar, kendi kültürlerini ya da sözde kültürlerini empoze ediyorlar... Bu benim özgürlük için görevim, daha küçük bir kızken Nazi Faşizm'iyle savaşmış biri olarak görevim. İslamiyet yeni Nazi Faşizmi'dir. Ve Nazi Faşizmi'yle hiçbir uzlaşma sağlanamaz. Bu basit gerçeği görmeyenler Batı'nın intiharını besliyorlar.'

Gerçi Fallaci'nin Müslümanlar'a olan nefreti yeni değildi. Yaser Arafat, Kaddafi ve hatta Muhammed Ali'den hiç hoşlanmamıştı. Beyrut'u anlattığı 'İnşallah' romanında bugün söylediklerinin habercisi olacak satırlar vardı.

Fallaci'nin İslamiyet'le 'mücadelesi' pek çok eleştiriyi de beraberinde getirdi. Başta kendi ülkesinden Umberto Eco olmak üzere pek çok Avrupalı aydın onu kınadı. Solcu La Repubblica gazetesi onu 'ignorantissima' ilan etti: Kendisini Batı'nın Jeanne D'arc'ı olarak göstermek isteyen bir teşhirci. Milano'da bir galeri onun kafası kesik resimlerini sergiledi...

Ama destekçileri de vardı. Papa XVI.Benedict'i sevenler mesela. Hatta ikilinin geçen sene basında 'skandal' olarak geçen bir buluşmaları da oldu. Fallaci'nin son kitapları İtalya'da 4 milyon sattı. Eskileri İran'da basılmasına karşın, yenilerine yasak kondu ama kadınlar kendi aralarında fotokopilerle çoğaltıp dağıttılar, bu da Fallaci'ye gurur verdi.

HEP ÖFKELİYDİ

Theo van Gogh'un katli, İngiltere ve İsveç'teki namus cinayetleri, Fransa'daki türban tartışmaları ve Müslümanlarla laiklerin çatışmalarından s