Pera Palas'ta Gece Yarısı'nda Zaman Yolculuğu tam bir “zaman kaybı!”

Medyaradar'ın televizyon dünyasını mercek altına alan yazarı Ekran Kedisi, Netflix'in iddialı fantastik yerli dizisi "Pera Palas'ta Gece Yarısı" dizisinin ikinci sezonunu izleyip yazdı.

EKRAN KEDİSİ editor@medyaradar.com

Değerli okurlar, bir önceki yazımda yeni yayın dönemi ve yeni dizilerin hayatımıza kıyısından girmesine değinmiş ve NOW TV’nin iddialı dizisi Kötü Kan’a göz ucuyla ‘bi bakıp’ çıkmıştım…
Ama genel anlamda zaman zaman tüm kanallara ara ara ‘bi bakıp’ çıkmaya devam edeceğim…
Bu arada dijital platformlara da kafayı uzatacağımı bilin isterim…
Hatta sonra değil de şimdi bakalım mı?
Değerli okurlar,
Netflix, Amazon Prime Video, Exxen ve GAİN gibi Türkiye’deki dijital platformlar izleyicilerin en çok merak ettiği içerikleri bünyesinde barındırıyor. İşte onlardan biri de Hazal Kaya, Selahattin Paşalı ve Tansu Biçer'in başrolde olduğu Netflix'in iddialı fantastik yerli dizisi "Pera Palas'ta Gece Yarısı" dizisinin ikinci sezonu… Ben de büyük bir beklenti içinde açtım Netflix'i ve Pera Palas Oteli 411 nolu oda, Agatha Christie'nin sırrı ve zamanda seyahate hızlı bir giriş yaptım…
Ama gelin görün ki, 2.sezona başlayabilmem için ilk sezonu tekrardan bitirmem gerektiğini fark ettim! Sezon arası 2 yıl olunca hem konudan kopmuşum hem de tadının kaçtığını fark ettim… (İlk sezon 8 bölüm 3 Mart 2022, 2.sezon 12 Eylül 2024)
Eski heyecanı ve güzelliği de kalmamış!
Hazal Kaya belli ki kızı Leyla Süreyya’nın doğumdan sonra sete girmiş olacak ki hayli kilolu gözüktü gözüme.
Pera Palas'ta Gece Yarısı, Karga Seven Pictures imzalı ve yönetmen koltuğuna da şirket ortaklarından Emre Şahin oturmuş!
Dizi, Charles King’in “Midnight At The Pera Palace” kitabından uyarlanmış. Senaryosunu Elif Usman kaleme almış.
Kahramanlarımız elindeki anahtarla geçmişe gidiyor. Zamanlar arası bir geçidin anahtarı bu... Sonra onlarca yeni anahtar ve geçit çıkıyor. Odalar bu geçitlere açılıyor. Ve saat gece yarısını vurduğunda “bir saat boyunca” zamanlar arası yolculuğa çıkılabiliyor.
Vasat oyunculuk, yapay diyaloglar ve bölümler arası karmaşık öykü geçişleri yüzünden hikâyeye bir türlü odaklanamıyorsunuz.
Mantık hataları bi hayli fazla… Ben küçük ayrıntıları yazmazsam çatlarım! Neden mi elin adamları bunlara büyük önem veriyor çünkü…
Ahmet abimizin (Tansu Biçer) Pera Palas’a bomba koyduğu farz edilir ve hapse düşer. Orada bir güzel hırpalanır. Kan revan içinde görürüz. Ancak gelin görün ki hapisten çıkar üstünü başını değiştirir. Hooop Ahmet abi janti gibidir. Yüzünde en ufak bir yara bere izi yoktur.
Kadın düşmanlarına savaş açan Hazal Kaya yani Esra, Tan Gazetesi'nde işe başlar daktiloda 1941’in Türkçesi ile haber yazar. Sene 1979 hikayenin akışı içinde Esra kızımız aniden sahneye çıkar ve dansçı kızlarla uyum içerisinde dans eder. Yeri gelir Türkiye'nin en büyük postane binası olan Sirkeci Büyük Postanesi'ne girer radyo yayını yapar!
Bu arada yiğidin hakkını yiğide verelim değil mi? Sanat yönetmeni iyi iş çıkartmış! Alkış…
Fantastik bir olay örgüsü her ne kadar kolay tüketilir bir formda sunulsa da ben yine de büyük bir beklenti içinde olmayın derim...
Son söz…
Hiç kuşkusuz büyük bir emek var! Ama gelin görün ki, bence 'Pera Palas'ta Gece Yarısı'nda Zaman Yolculuğu’ tam bir “zaman kaybı!”
Ve ben Pera Palace Hotel’inin yapımına başlandığı 1892 yılına dönüş için hazırlık yapan ‘zaman yolcularının’ 3.sezonunu merak dahi etmiyorum!

Tüm yazılarını göster