"PATRON BAK BEN KİMLERLE DOSTUM,GÜCÜMÜN FARKINDASIN DEĞİL Mİ?" EYÜP CAN'IN BAKAN ZİYARETİNE YAVUZ SEMERCİ'DEN AĞIR ELEŞTİRİ!..

Referans Yayın Yönetmeni Eyüp Can'ın Maliye Bakanı'nı ziyaret ediş biçimine Yavuz Semerci'den ağır eleştiri:Bir gazeteci, patronunu üzen bir konuda, o konuyla ilişkili bakana geçmiş olsun ziyaretine gidebiliyorsa verdiği mesaj açıktır

Aranan yazar bulundu


Gazetecilik nerede başlar, nerede biter? Gazeteci, patronu adına Ankara´da kulis yapar mı? Gazeteci, patronu haklı olsa dahi, bürokrat peşinde koşup, gösterişe çıkar mı?

Hürriyet Gazetesi´nden Eyüp Can´ın köşe yazısı ve ardından da gazeteport.com´da Murat Sabuncu´nun eleştirisini okuyunca, iki çift laf etmek gerektiğini düşündüm.

Eyüp Can şöyle yazmış:
"Önceki gün Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a, geçirdiği kalp ameliyatından dolayı Erdal Sağlam'la birlikte geçmiş olsun ziyaretine gittim."

Aradan 35 gün geçmiş. Sanırsınız ki Can, gazeteci değil, ana muhalefet lideri

Can, geçmiş olsun ziyaretinde dostunu (!) da uyarmış: "Kemal Bey, İstanbul vergi rekortmeni neden hala açıklanmadı? Maliye gibi köklü gelenekleri olan bir kurum, bu şekilde spekülasyonlara malzeme edilmemeli."

Unakıtan, dost uyarısını dikkate almaz mı: "Elbette Eyüp Bey, olur mu öyle şey. Ben hemen araştıracağım" demiş, Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Kilci´yi bağlatmış ve İstanbul vergi rekortmenlerinin haftaya açıklanacağı duyurulmuş.

Böylece, Maliye, bir yandan Doğan´ı vergi kaçırmakla suçlarken, diğer yandan da vergi rekortmeni ilan edeceği ortaya çıkmış. Kendinizi Aydın Doğan´ın yerine koyun:

Eğer Doğan, "Hadi Eyüp Can, seni severler git ilişkileri sıcak tut" demediyse ki hiç sanmıyorum, bu yazıyı okuduğu gün canı sıkılmıştır. Bir gazeteci, patronunu üzen bir konuda, o konuyla ilişkili bakana geçmiş olsun ziyaretine gidebiliyorsa verdiği mesaj açıktır: "Patron bak ben kimlerle dostum. Gücümün farkındasın değil mi?"

Gazeteciliğin nerede başlayıp, nerede tükendiği tartışmalı bir konudur. Köşenizde patronunuzun uğradığı bir muameleyi haksızlık olarak değerlendirmek ve bunun üzerine yorum yapmak anlaşılabilir. Çünkü özgür iradeniz ise size yazdıran, sorun yok. Ancak gazetenize kesilen 1 milyar liralık vergi cezasını "vicdansızlık" olarak değerlendiriyorsanız ve gazeteniz adına ilgili kurumun bağlı bulunduğu bakana gidiyorsanız, soru sorarsınız. Çatır, çatır kesilen vergi cezasını sorar, aldığınız yanıtları da yazarsınız. Böyle bir ortamda bakanlara, bürokratlara geçmiş olsuna gidilmez, patronu vergi rekortmeni olduğu ortaya çıkmasın diye vergi listelerini açıklamak istemeyenlere, akıl verilmez, soru sorulur.

Ekonomi yazarlarının sıkıcı (!) dilinden sıkılan Ertuğrul Özkök´ün, "anlaşılır yazı yazsın" diye köşe teslim ettiği Eyüp Can´dan çok şey öğreniyorum. Ege Cansen, Güngör Uras, Abdurrahman Yıldırım, Ercan Kumcu, Vahap Munyar, Murat Sabuncu ve diğer ekonomi yazarlarının bu kadar anlaşılır yazı yazması beklenemezdi zaten. Onların geçmiş olsun diyecekleri, akıl verecekleri bakan dostları bile yoktur eminim... Gerçekten çok sıkıcı yazarlar!


Yavuz Semerci/GAZETEPORT